Çılgın Sorular-2

• 12 Nisan 2010 Pazartesi 13:48:08

Aynaya bakmadayım, dalmışım hayallere, karşımdaki ben miyim yoksa kendimde olan mıyım ben? Hiç düşündünüz mü aynadaki görüntü nerde diye? Aynanın içinde mi dışında mı? Ayna iki boyutlu mu, yoksa dört boyutlu mu? Uzaklaşırsanız, o da uzaklaşır ve küçülür, yaklaşırsanız büyür, sığmaz olur aynaya… Yoksa 6 boyutta mıyız?
Siz güldükçe o da güler, ağlarsanız ağlar. Her şeyde sizi taklitte fakat bir şey hariç; sağ elinizi sallarsanız o sol elini sallar, siz sağa eğilirsiniz o da sola eğilir.
Peki aynada gördüğünüz siz mi? Sizin aynınız mı, sizden ayrı mı? Parlak yüzeylere vuran bu görüntülerin aslı ne, başka bir alemin geçiş kapısı mı yoksa bu görüntüler? Berzah alemiyle bir bağlantı mı var yoksa bu görüntülerde?
Aynada gördüğümüz, ben diye tarif ettiğimiz aslında bizim sıfatımız, kimlik kartımız mı? Bizi o görüntüyle, fotoğrafla tanıdıkları kesin ama ben o muyum, yoksa onun içindeki, ondan bakan mı?
Yok ben o gördüğüm isem, o toprağa gittiğinde her şey bitecek mi? Bu kadarcık kısa mı? O gördüğüm ben değilsem, ya ben kimim? Bu ben görünür mü? Görünürse nerde görünür? Ben denileni gören var mıdır hiç?
Aynanın özelliği değiştikçe gördüğümün özelliği de değişir; büyür, küçülür, uzar, genişler… bu esnada ben sabit bir şekildeyim değişmiyorum ama karşımda gördüğüm değişiyor daima…
Ayna, sadece parlak bir yüzey mi, başka bir ayna var mı alemde? Yoksa ben başka bir varlığın göründüğü ayna mıyım? Herkes ayna mı? Herkes birbirine mi ayna yoksa herkes bir şeye mi ayna?
Herkes dediğimiz, her birimizin özellikleri farklı olduğundan, aynaya bakan O bir şey her birimizde farklı farklı mı görünmede yoksa?
İyi bakarsak ayna görünmez, aynada bir şeyler görülür. Biz ayna isek görünmeyen biziz, görünen aynaya bakan değil mi? Yok biz ayna değil de O ayna ise… Ya da bazen O bazen biz miyiz ayna olan.
Görünen (zahir) kim? Görünmeyen iç (batın) kim? Hangimiz hangimize perde? Hangimiz hangimizi kuşatmış, kim nereye sığmış? Nokta mı çemberin aslı? Çember bir görüntü mü noktadan çıkan? Çember noktadan oluşmuş tamam, içi nokta, kendisi nokta ya çemberin dışındaki karanlık?
Karanlık ışığın yokluğu mu, yoksa ışığın doğduğu asıl mı? Işık mı karanlıkta gizli, karanlık mı ışıkta gizli?
Galiba düşündükçe soruların sonu gelmeyecek? Düşünen kim, düşünceler nerden doğmada, yoksa hazır olarak mı gelmede düşünce bilmediğimiz bir kaynaktan?
Bir önceki yazımda aklımdan istifa edip hürriyete kavuşmayı istemiştim ama hala edememişim demek ki düşünüp duruyorum… Aslında aklımdan istifa etmeyi de söyleyen aklımdan başkası değilse, demek ki aklım beni kuşatmış ve oynatmada… Ama bitmedi küçük bir silahım daha var; benim mülküm her şeyden büyük! Kalbim her şeyi kuşattı çünkü…
Esen kalın, saygılarımla
Almuti