- 2616 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
ANNE BABA SEVGİSİ
Havaların yavaş yavaş ısınmasıyla, köylerimizde, kasabalarımızda koyun sürülerinin içinde, o şirin minicik kuzular melemeye başlarlar. Küçük buzağılar annelerinin peşinde hoplayıp zıplayarak, baharın müjdecisi olarak, gözlerimize takılırlar.Tavuk kümeslerinde civcivler, sarı kartopları gibi oradan oraya koşuşmaya başlarlar. Kısacası yeni hayatlar, ilkbahara merhaba der.
Bütün bu yavrular gözümün önünde canlanınca, ister istemez insan yavrusunu, çocuklarımızı düşündüm. Ne sıkıntılarla bir kadının anne olduğunu, dünyaya geldikten sonra, yeni hayata uyum sağlaması, anne sütünün yetersiz olduğu zamanlarda, ek gıdalarla beslemenin sıkıntıları, gözlerimin önünden film şeridi gibi akmaya başladı. İnsan yavrusunun, diğer canlılardan farkı, dünyaya geldikten sonra da, kendi başının çaresine bakacak hale gelmesi için, en az iki üç yıl daha geçmesi gerektiğiydi. Bir çocuğun annesine bağımlı olmadan, yemek yeyip, üzerini giyinip çıkarması için, en az dört beş yaşına gelmesi gerekir. Kısacası, diğer bütün canlılar, doğduktan kısa bir süre sonra hoplamaya başlamalarına rağmen, insan yavrusu başlı başına hareket edip, yaşamak için, daha uzunca bir süre kendine hizmet ettiriyor.
Genelde de bu görev, çalışsa da çalışmasa da analara düşer. Ev hanımı olan annelerin hayatı, tamamen çocukları ve eşleri üzerine kurulmuştur.Yıkar, temizler,alır, taşır, getirir ve bu kısır döngü içinde, bir de bakarlar ki çocuklar büyümüş, kendileri yaşlanmaya başlamış.Çalışanların daha telaşlı ve hızlı bir marotonları vardır. Yemek, ütü, temizlik, tatil günleri yapılacak, çocuklar büyüyüp, kendi kendilerini idare edene kadar, onları baktıracak aile büyükleri, onlar yoksa bakıcı ayarlanacak. Böylece yıllar birbirini kovalayarak, bir, iki, üç, ya da sayıları daha fazla çocuklar büyütülecek . Bir de bakacaklar ki aynadaki görüntüler değişmiş. Ak düşmüş saçlar, çökmüş avurtlar…Bu arada, oğullar kızlar evlendirilecek, gelinler damatlar katılacak aileye.Eskiden olduğu gibi geniş aileler pek kalmadı.Gençler, hayatımızı yaşamalıyız diye ayrı evlerde, daha özgür yaşamanın sevdasında.Aslında yaşını almış ana babalar da, daha huzurluyuz diye, kendi evlerinde yaşamayı tercih ediyorlar.
Eşler beraberken, birbirlerine can yoldaşı olurlar. Birinden biri bu dünyadan ayrılınca, yalnız kalan, ilgiye ve sevgiye muhtaç hale gelir. Sıkıntı da o noktada başlar. Evlatlar kendi hayatlarını yaşamanın telaşında, gereken ihtimamı göstermezse, o ana ya da baba için, sıkıntılı günler başlar. Çocuklar, akılları onlarda kalmasın diye, anne babalarının onlarla oturmasını isteyebilirler, doğal olarak. Anne veya baba da, yıllarca kurulu olan belli düzenlerini, bozup
çocuklarının yanına gitmek istemezler. Böyle durumda en iyisi, onların en çok nasıl yaşamak istediklerini öğrenip, mutlu olacakları şekilde yaşamalarına saygı göstermek. Her evlat kendi anne babasını tanır. Kendi evlerinde mi daha mutlu olacaklar, yoksa çocuklarıyla mı daha huzurlu yaşayacaklar.
Cennet anaların ayakları altındadır, yani onların rızasını kazanmaktadır, diye boşuna söylenmemiş .Bir ana baba, bir çok çocuğa bakmış da, bir sürü çocuk bir ana babaya bakamamış. Bir hadisi şerifte, yüce Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
-Her kim ki ana ya da babasından birinin, ya da ikisinin birden yaşlılığına erişir de onların duasını alıp, Rabbinin rızasını kazanamazsa, yazıklar olsun o kula.
Veli zatlardan birine bir gün, birisi şöyle sorar:
-Benim anam iyice yaşlandı, ben ona bebek gibi bakıyorum, acaba hakkını ödeyebildim mi?
Ödeyemezsin, diye cevap verir, o büyük zat. Çünkü sen bebekken ne kadar hastalansan da, annen seni:
-Ne olur Rabbim, çocuğum ölmesin diye baktı. Annen çok hastalanırsa, sen ise:
-Yarabbi çok çektirmeden, iyice elden ayaktan düşmeden, emanetini al diye geçirirsin, içinden, demiş.
Anne babalarımız sağ ise gönüllerini hoş tutalım, onların kalbi çok kırılgandır, sakın ola incitecek şekilde konuşmayalım. Çok yakındır, devran döner sıra bizlere gelir, incinmek istemiyorsak, incitmeyelim.
YORUMLAR
YİNE GÜZEL VE DOĞRU KONU YİNE GÜZEL ANLATIM...SEVGİ VE SELAMLAR...KUTLARIM...
handan akbaş
Bir evlad anne karnında attığı tekmenin hakkını annesini sırtında 70 defa da hacca götürse annesi hakkını helal etmese ödeyemez..Baba ise gece demez gündüz demez koşturur..Her ebeveyn yemez yedirir giymez giydirir yavrularına hakları zor ödenir..Onlar bizlere bebekken .de her zamanda karşılık beklemeden kucak açanlar...Her an yanımızda olanlar..Allah anne babalarımızdan razı olsun güzeldi yazınızın konusu kardeşim ..SYDNEY den yurdumuza selamlar duamdasınız..
handan akbaş
Cok güzel bir yaziydi.
Evet Annelerimizin hakkini ödeyemeyiz bunu da aslinda Anne oldukdan sonra daha da net anlayip görüyoruz.
Annem halen bir sey olsa aninda yanimda.Insanlar evlatlari icin yasiyor evet.
Allah yoklugunu göstermesin Anne Babamizin.Ve onlari kimseye muhtac etmesin evlatlarindan haric.
Hele bazilari huzur evine veriyor ellere emanet eden bile var.
Yaslandikca yaslilar da aslinda bir kücük cocuk gibi oluyor genelde kiymetini hatirini bilmek lazim evet.
Dedigin gibi hersey sirayla bu dünyada.
Anne Babanin hayir duasini alanlardan olalim hepimiz insallah.
yüregine saglik sevgili handan cok begeniyle okudum.
sonsuz sevgimle
handan akbaş
Handan hanım'cığım, ne güzel bir konuyu ele almışsınız.Benim de babam rahmetli 3 yıl önce vefat etti...Haliyle annem tek kaldı.Benim yanıma da gelmedi.Erkek kardeşim, gelinizimiz annemin yanına taşındılar...İki tane torunu zaten annem büyütmüştü.Allah başka dert vermesin, hiç sorunsuz hayatlarını sürdürüyorlar.
Evet annelerimiz ve babalarımız sağken, kıymetlerini bilelim.
Sevgilerimle
handan akbaş
Yine çok güzeldi Handan Ablacığım. Kalemin o kadar yumuşak ki; tıpkı anne yüreği gibi. Yorumumla, sevgimi bırakıyorum sayfana. Sevgilerimle :)
handan akbaş
handan akbaş
handan akbaş
Anne babalarımız sağ ise gönüllerini hoş tutalım, onların kalbi çok kırılgandır, sakın ola incitecek şekilde konuşmayalım. Çok yakındır, devran döner sıra bizlere gelir, incinmek istemiyorsak, incitmeyelim.
bu güzel yazıda yorum kendi içinde....bu saygın kalem yine ders verdi sağolsun varolsun saygılar
handan akbaş
saygılarımla.
Yazınızı okuduğumda, e-mailime düşen bir başka yazı geldi aklıma. O yazıyı Eren Bey paylaşmış, bizlerle.
Anne - baba sevgisi ve değeri yaş ilerledikçe yoğunlaşan bir duygudur. Gençlik yıllarında çok düşünmeyiz. Ama yaşımız ilerledikçe, kendimiz anne / baba olduğumuzda...Başlarız anlamaya. Ya pişmanlık kavurur yüreğimizi. Ya da sel olur akarız anamıza / babamıza...
Sevgiler yüreğinize...
handan akbaş
Anne ve Baba için ne söylenip , yazılması gerekiyorsa ; eline ve yüreğinize sağlık çok güzel demişsiniz. Bence bundan iyisi can sağlığı Allah sizden razı olsun dileklerimle saygılar sunarım
handan akbaş
handan akbaş
''Ahh, sağ olsalardı da şuracıkta oturup yaşlılıklarının sefasını sürselerdi ! Varlıkları bile bize yeterdi !'' deriz ama, ancak kaybettiğimizden yıllar sonra genellikle... Ne yazık ki, çoğumuz sağlıklarında bilemeyiz değerlerini ve pişmanlıklar duyarız yaşadıkça...
handan akbaş
Giriş örneklemeleriyle güzel bir başlangıç, gelişme yazıya doydum, sonuç ise fevkalade.. Handan hanım olması ve yapmamız gerekenleri öyle güzel söylemişsiniz ki. Sizin söylediklerinize baştan sona katılıyorum. Büyüklerimizin duasını alalım diyorum. Sevgilerimle, saygılarımla...
handan akbaş
Bugün ağızbirliği mi ettik ne, çoğumuz ana-babadan, yaşlılıktan ve yalnızlıktan bahsetmişiz.
Paylaşım için teşekkürler.
handan akbaş
Anne baba sevgisi ve anne baba hakkı hiç bir zaman ödenmez.Ödenemez.Dinimizde anneye '' öff'' demenin bile pek hoş olmadığının belirtildiğini duymuştum.Çok güzel ve anlamlı bir konuyu seçmişsiniz Handan hanım.Bende hazır konu anne baba sevgisinden açılmışken bu durumla ilgili bir hikaye anlatmak istiyorum.
Yaşlı bir kadın gecenin üç'ünde evli olan oğlunun evini arar.Oğul telefonu açar.
Anne:Oğlum benim annen
Oğul:Anne bir şey mi oldu neden bu saatte aradın
Anne:Hayır oğlum.Bugün senin doğum günün,kutlamak için aradım.
Oğul:Anne bu saatte aranır mı,insan rahatsız edililir mi ,yarın arayıp kutlayabilirdin
Anne:Canım oğlum 35 sene önce bu vakitler sende beni rahatsız etmiştin.Unuttun mu ?
Oğul:Cevap yok...
Bu güzel konu ve güzel anlatımınız için çok teşekkürler Handan hanım.Saygılarımla...