Trabzon Karikatürcüler ve Mizahçılar Derneğinin faaliyetleri muvacehesinde
5 mart 2010 tarihinde Rize’de Derneğimizin başkan yardımcısı Mustafa Yazıcı’nın da iştirak ettiği“Dumansız Hava Sahası” konulu toplam 39 karikatürden oluşan 18. kişisel sergimi gerçekleştirdim.
Şunu itiraf etmeliyim ki bu denli bir ilgi ve alakayla karşılanacağımızı tahmin edememiştim.

Büyük bir kalabalığın iştirak ettiği ve medyanın da oldukçan önem verdiği serginin başarısında: organizasyonu gerçekleştiren Gülsen Vural’ın da büyük katkılarının olduğunu belirtmeliyim.
Öte yandan yine program doğrultusunda sigaranın zararlarını etkili sözlerle dinleyenlerine aktaran Doktor Salih Türkyılmaz’da oldukça başarılıydı...

7 nisan 2010 tarihinde Akçaabat Milli Eğitim Müdürü’ Mehmet Salih Köse’nin talepleri neticesinde; Akçaabat Anadolu Güzel Sanatlar lisesinde karikatür ve mizah konulu bir konferansa ilaveten yine tarafımdan çizilen toplam 110 karikatürden oluşan bir slayt gösterisinde de bulunduk.

Gözleyebildiğim kadarıyla dinleyicilerimden pek çoğu kız öğrencilerdi.
Anlaşılan kızlar resim sanatına erkeklerden daha çok ilgiliydiler.

Dinleyicilerim arasında:
Karikatürcüler ve Mizahçılar Derneğimizin Başkan Yardımsı Mustafa Yazıcı, Araştırmacı Yazar Muhammet Yavruoğlu, Milli Eğitim Müdürü Mehmet Salih Köse, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Salih Kazancıoğlu Okul Müdürü Adnan Yıldız, Öğretmenler ve çok sayıda öğrencilerimiz bulunmaktaydı.

Özellikle hitap ettiğim öğrencilerden 7 sinin çizer olmak amacıyla şimdiden karikatür sanatına ilgi duyduğunu, diğer öğrencilerin de karikatürü pek çok sevdiklerini, kurduğumuz diyaloglardan anlıyoruz.

Konuşmamızda: Mizahın ne olup ne olmadığını,
Yani karikatürün çizgiyle mizah sanatı olduğunu,
Mizahın şaka nükte ve takılmalarla gerçekleri dile getirmek olduğunu,
Mizahın sorunları çözmediğini ancak zaman kazandırdığını,
Gülmenin vizyon, ağlamanın insani olmakla birlikte acziyet arz ettiğini...
İyi bir çizer olmanın neler gerektirdiğini,
Karikatür ve karikatüristin misyonunun ne olduğunu...
Gerektiği ölçüde da anlattığımızı, aldığımız alkış ve gördüğümüz ilgiden ölçtük.

Akçaabat Milli Eğitim Müdürü Mehmet Salih Köse, öncesinden tanıdığımız, saygı duyduğumuz bir şahsiyet. Ancak yönetici olarak bir değerlendirme yaparsak bizde bıraktığı intiba:
Öyle makamdan güç alan değil, makama anlam kazandıran, çalışkan, izleyen,takip eden ve denetleyen bir yönetici.
Öyle makam koltuğunu bir protez gibi gören sözde müdürlerden değil.
Öyle buyurgan, içsel egolarını makamın gücüyle tatmin eden bir duruşun sahibi de değil.
İşte eğitimci denebilecek örnek bir insan.

Evet okulun başta müdürleri olmak üzere, öğretmen personeli de oldukça görev bilincine sahip duyarlılıkta gördüm.
Heyecanlıydılar.
Ve naziktiler ayrıca.
Milli Eğitim Müdürü Mehmet Salih Köse’den bu okulda halihazırda resim ve müzik dallarında eğitim verildiğini ve ileriki yıllarda okulun başka sanatsal branşlarda da eğitim verebileceğini öğrendik.

Duvarlardaki sanatsal resimlerden ortamın büyüleyici güzelliğini,
tarihi şahsiyetlerimize ait portrelerden, geçmişine vefa duyan bir gençliğin yetiştirilmekte olduğunu gördük.

Değil mi ki geçmişi olmayanın geleceği de olmayacaktır ve bunu en iyi bilen yine eğitim insanlarıdır.