7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3328
Okunma
Bazı şehirler bazı insanlar için değişik şeyler ifade eder. Mesela Paris denince akla Eyfel Kulesi gelir. Benim için de İstanbul denince en başta Fenerbahçe ve mabedimiz gelir. İstanbul’a gitmek, gezmek, görmek mabedi ziyaret edip orada maç izlemek, o havayı teneffüs etmek, o atmosferi yaşamak bir çok şeyden daha üstün gelir.
Hele bir de o stadda bir çok zafere imza atmışsanız, o zaman değeri bir başka olur. Şimdi bizi eleştirenler hani Volkan bir top kontrolü yaptı diye ortalığı ayağa kaldıranlar, gerilere gidip kendileri neler yaptı? onlara baksınlar. Ama biz, o yaptıkları hareketleri kendilerine zamanında aynen iade etmiştik.
Bir şarkı var hatırlar mısınız? İstanbul’da balık ekmek yemek” ben buna bir şey daha ekliyorum.
Balık ekmek yedikten sonra Fenerbahçe Cumhuriyetinin mabedinde maç izleme zevkini tatmak, bundan daha iyisi can sağlığı. Bunu yaşamayanlar bilemez. Aslında ben gerçekten diğer taraftarlara üzülüyorum. Böyle bir takımları, böyle bir duyguları olmadığı için yazık ama onlar da eninde sonunda doğru yolu bulurlar inşallah.
Biz de bu stada Şampiyonlar Ligi Kupası ile gireceğiz o zaman İstanbul’u değil dünyayı ayağa kaldıracağız. Çünkü biz dünya kulubüyüz. Aslında seneye kızlar voleybolda, erkekler de futbolda şampiyonlar ligi kupasını alıp o stada girerse harika olur. Tabi diğer kulüp taraftarlarının halini düşünemiyorum bile… Ama bu onların sorunu bizi ilgilendirmez.
Önemli olan hedefleri yüksek tutmaktır. Sonra hedeflerinin arkasından gitmek ve kazanmaktır. Dünyada en güzel şey bu olsa gerek. Bizi UEFA Kupası kesmez, bize Şampiyonlar Ligi Kupası yakışır.
O otobüse binip Şampiyonlar Ligi Kupasını İstanbul’da dolaştırmak ve biz taraftarlar olarak; kupanın arkasında konvoy oluşturup, şarkılar, marşlar söylemek. Dünyada bundan daha büyük bir duygu mutluluk var mıdır?
Bazılarınız yok diyebilir. Bunu; taraftar olmayan, gönlünü bu yola koymayanlar bilemez. Onun için de Fenerbahçe taraftarı ve diğer taraftarlar var. Aradaki fark bu işte….