BELGESEL BURUKLULUK
BELGESEL BURUKLULUK
sevgili öğretmenim ;
öncelikle beklenmeyen bir hicranın beklenen vuslatından duyduğum mutluluğun sevinci içinde hoş geldiniz demek istiyorum
sonrada bende tıpkı sizin gibi ilk öğretmenliğimi HATAY/Samandağ da bütün konforu tek göz odadan ibaret ve daha sonra tüm malzeme ve masrafı bana ait olmasına rağmen ,ev sahibimin bir türlü kiradan düşmediği ama ortak kullandığımız tuvalet ” WC ” daha sonra çok olumlu övgüler almış, ilkellikten kurtulmanın örnek belgesi anlamında sadece ev sahibimi değil yakın komşuları da incir ağaçlarının altına gitmekten ! kurtarmıştım. Oysa burası yerleşim yeri olarak çok güzel bir Akdeniz sahil kasabasıydı..ama çağdaş yaşamı çok geriden takip eden bir yerdi ve ben de sizin gibi aynı hayatı farklı bir cins olarak yaşadım bu düşüncede farklı ,pratikte farklı hayat tarzı sergileyen şirin sahil kasabasında… anlattıklarımın üzerinden yirmi beş otuz sene geçtiğine göre doğal olarak şimdi bunlar afaki ve ütopik gelebilir..mesele bu değil..mesele cumhuriyet öğretmenin her şart ve ahvalde yaratıcılığının tescili.. her yeniliğin rehberi ve sembolüydü…ve de öyle oldu.....
yani demem o ki; yazınızda kendi yaşantımı profesyonel bir ressamın elinden çıkmış dolayısıyla seyrinde hatıraların hazzı yaşanan bir tablonun doyulmazlığını yaşadım..ve yine dolayısıyla zaman ve mekanın farklı olmasına rağmen bir yaşamın da ortak paydasını görmüş olduk böylece ....
fındık ve pamuk tarlalarına göç eden ve daha sonra ancak kasım ayında okula dönen fakir çocukların yürek parçalayan acılarının yanında hafif kalan gök gürültüsü çok zor alışacağımız başka bir payda olarak hatıralarımı tazeledi..
evet kısacası yazıda kendi yaşanmışlığımın belgesel burukluğunu yaşadım..her zamanki gibi size yakışan bir dil ve güzellikte arı ve duru bir anlatımdı...dönüşünüzle sevenleri sevindirdiniz..yüreği ve emeği kutluyor her şey gönlünüzce olsun diyorum..