- 784 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
MERÂK
Sokağın başındaki yokuşa tırmanmaya başlamıştım. İşten çıkmış, yorgun bir şekilde, günlük stresim üzerimde, yavaş yavaş evime doğru gidiyordum. Önce markete girerek, alış veriş yapmayı düşündüm. Sonra vazgeçtim. Akşamın bu saatlerinde, marketler, tıka basa insanla dolu oluyordu .
Tam o sırada bağırtılar, çağırtılar ile kafamı, sesin geldiği tarafa çevirdim. İki katlı bir binanın önünde, birikmiş insan topluluğuyla karşılaştı bakışlarım. Meraklı bir insan olmama rağmen, o tarafa yöneldim.
Herkes, birbirine ne olduğunu sormaya çalışıyordu. Her zaman geçtiğim bir muhitti. İnsanları tanımasam da, yüzleri tanıdık geliyordu. O sırada, çatıda bir kişinin olduğunu gördüm. Herkesin bakışı, o tarafa çevrilmişti. Gözlerini bir saniye olsun başka bir tarafa çevirmiyorlardı. Yüzlerinde merak ve endişenin izleri vardı. Kimse ne olduğunu bilmemesine rağmen, her kafadan bir ses yükseliyor, yorumlar yapılıyordu.
O sırada, polis arabaları ve itfaiye aracının sirenleri duyuldu. Az sonra da evin önünde durdular. Yorgun olmama rağmen, endişelenmiştim. Daha açıkçası, içimi müthiş bir merak sarmıştı.
Birden, insanların ağzından dökülen, doğaçlama hayret sesleri ile çatıya baktım.
Çatının üzerinde, kara, kuru, orta yaşın üstünde, üst kısmında atlet, altında; çizgili desenli pijama altıyla, aşağıdaki insanlara merakla bakan o adamı gördüm. Şaşkın bir şekilde, ona aşağıdan merakla bakan insanlara bakıyordu. İtfaiye erleri, itfaiye arabasından, merdiveni, evin dış duvarına yanaştırma telaşı içindeydiler.
Pijamalı adam, donuk bakışlarla bakıyordu sadece. O sırada, çatıda, ona yavaşça yaklaşmaya çalışan polis memurlarına gözüm kaydı.
Yanımda, bekleşen insanlar;
“ Ya adam intihar edecekmiş ! Bunalımdaymış galiba. Cinnet geçiyor olmalı. Tüh ! Tüh !
“ Yok ya ! Yazık yazık. Yaşlı da sayılmaz. Yazık olacak adamcağıza. Kim bilir, ne derdi vardı. Yoksa, çıkar mıydı çatıya. “
Az öteden biri atıldı bu konuşmaya;
“ Adam çok borçluymuş. Borçlarını ödeyememiş. Onun için intihar edecekmiş. “
En öbür başta duran yaşlı bir teyze atıldı bu kez.
“ Yok, adamın karısı terk etmiş. Karısını geri getirmek için gösteri yapıyormuş. “
“ Vah ! Vah ! Ne kadınlar var yahu ! Yazık adama. Pek de zayıf garibim. Bir deri, bir kemik.”
O sırada, bu konuşmaları dinlemeye daldığım için yukarıda neler olup bittiğini kaçırmıştım. Evin dış kapısından, atletli adamı ve yanındaki polisleri görünce; olayın bittiğini anladım.
Adamcağız, yanındakilere derdini anlatmaya çalışıyordu. Hepimiz, hep birlikte o tarafa koştuk. Merakla olayı öğrenmek için onları dinlemeye başladık.
Meğer, adamcağız; televizyon seyrediyormuş. Birden, yayın gidince, çatıya çıkmış. Düzeltmeye çalışırken, anten yerinden oynamış ve çatıda düşmeye başlamış. Onu tutmaya çalışırken, kenarda bulmuş. Yoldan geçenlerin meraklı bakışları, diğer meraklıları da oraya çekmiş.
Polis arabaları ve İtfaiye aracı terk ettiği halde, orada bulunan meraklılar; bir türlü terk etmiyordu. Yüzümdeki gülümseme, vücudumdaki yorgunluk belirtileriyle birlikte, orada bulunan meraklıları bırakarak yokuşu tırmanmaya başladım. Dinlenmek için geçireceğim zamanı, sırf merakımdan ve merhametimden, orada ziyan etmiştim.
YORUMLAR
Soluklanmadan bir çırpıda okudum ben de merakla. Ama sonuç beni de güldürdü. İnsanlar bilip bilmeden hep böyle yorum yaparlar işte. Bir anda ne senaryolar yapılmış ne filmler üretilmiş. Çatıdaki adam olmak istemezdim kimbilir ne kadar rezil oldu içinden antene ne küfürler etti kimbilir? Ele güne maskara olmuş.
Çok ama çok beğenerek okudum. Tebrik ediyorum. Sevgilerimle...
Sevgili Nermin Hanımcığım,
inanmıycaksınız ama yüreğim ağzıma geldi,hem sizin yazınızı okuyorum bir yandanda bende kendimce aklımdan yorumlar üretiyordumki yazının sonucunu okuyunca gülümsedim ve bir ohhh çektim.
işte Türkiyenin son zamanlarındaki bunalımlı hali bize normal şeyleri bile anormal görmeye itiyor.inşallah bunlarıda atlatıcaz.sizinde kaleminize sağlık.çok güzel bir anlatımdı.kutlarım.sevgilerimle.
Gülümsetmekle birlikte düşündürücüydü aslında yazı.
Merak bazen iyi bir şeydir; insanı geliştirmesi ve araştırması açısından. Fakat bazen de lüzumsuz meraklar vardır; tıpkı yazında bahsettiğin gibi. En ilginci de neyin ne olduğunu bilmeden hemen yorum ve değerlendirme yapmamızdır ki buda ayrı bir ihtisas konusu olacak cinsten.
Çok güzel bir yazıydı canım.
Sevgilerimle...