- 1061 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
Şarkılarda Buluşalım
Bugün seni düşündüm; canım sıkıldı. Senin uzağında olup, sana dokunamamak çok kötü bir duygu. Sen hep diyorsun ya, her şeyde seni görüyorum diye. Seni çok özleyince bir kadeh doldurup, içinde gözlerine bakıyorum. Sonra da yudumluyorum. Yudumluyorum. Yudumluyorum. Efkâr dağıtıyorum diye.
Ya ben! Ben ne yapayım sevdam? İçki içip bağıramam, sigara içip savuramam. Benim böyle alışkanlıklarım yoktur, sen de biliyorsun. Alıp başımı sokaklara attım ben de kendimi. Ayaklarım nereye götürürse oraya gittim. Hiç farkında olmadan, o parka gelmişim yine. Yürüyenlerin arasına karışıp, sessizce yürümeye başladım; tabi sen de yanımda.
Baktığım her şeyde seni görüyorum. Bir ara, mor menekşeye takıldı gözlerim. Hiç gözümü kırpmadan, izledim menekşeyi. Menekşenin morunda, kara gözlerini gördüm. Baktıkça baktım. Dalmışım.‘Dikkat etsene bayan.’ Diyen sesle kendime geldim. Beyaz eşofmanlarının içinde yürüyen, esmer bir gence çarpmışım.
Tıpkı, Türk filmlerindeki gibi…Başımı kaldırıp, gözlerinde, gözlerini aradım. Hani bir şarkı vardı eskilerden; bilmem hatırlar mısın? ‘’Sırf sana benziyor diye, merhaba dedim birine.’’ Diye. Aynen öyle baktım gözlerine. Sana benzemiyordu. Affedersiniz dedim usulca.
Yürüyüşüme devam ettim. Seni bırakır mıyım hiç! Yine yanımdasın. Bu defa menekşeden vazgeçtim. Deniz kenarına gittik el ele. Hani şu mavi deniz vardı ya, işte ona. Aslında bütün denizler mavidir diyeceksin şimdi; fakat bizim gittiğimiz deniz, daha bir maviydi. Bizi karşılamak için mi giymişti acep, mavi elbisesini?
Kumsalda başımı göğsüne yaslayıp, kalbinin sesini dinlerken, deniz beyaz köpüklerini getirip ayaklarımıza seriyordu; tıpkı benim duvağım gibi…
O vaziyette ne kadar kaldık bilemiyorum. Hain rüzgâr kıskandı bizi! Hışımla savurdu saçlarımı. Yüzüme dağılan saçlarımı, usulca aldın parmaklarınla. Eğilip alnıma bir buse kondurdun, en güzelinden.
Of off sevdiğim! Bu hayaller beni bozacak! Ben ufak ufak eve gitsem iyi olacak; birine daha
Çarpmadan!
05/04/2010/ Emine/ Manisa
YORUMLAR
at kendini yağmura, çek çayırların kokusunu içine , bak rodrigonun gitar konçertosu gibi şarkılar, kimseye çarpmadan , kimse sana çarpmadan
lacivertiğnedenlik tarafından 4/6/2010 2:05:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Eh ben biraz da sakarım galiba, ondan çarpıyorum...
sevgilerimle...
Öyle güzel anlatımın vardı ki şiir tadında okudum. Çok tebrik ediyorum. Yazılarını okudum zevk veriyor. Sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
insan her zaman gerçek duygularını dışa vuramıyor
umarım sende birgün duygularını ifade edbilirsin ve çok mutlu olursun selam ve sevgiler......
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle...
Şöyle bir geriye bakıyorum da yahu diyorum nasıl geçti bunca yıl. Her şey daha dün yaşanmış gibi.
İnsan yaradılışı gereğimidir, nedir hep tekâmüle erişmek ister. Buna da yaş itibari ile bir an evvel büyüyerek ulaşacağını zanneder. Bu yüzden olsa gerek küçük yaşlarımda hep bir an evvel büyümek arzusuyla, hayalleriyle ilgili masum fanteziler kurardım. Ortaokula başladığımda, ilkokul günlerim daha yeni bitmesine rağmen sanki yıllar önce yaşanmıştı, lise ve askere gitme beklentisi ise ulaşılması çok zor bir “Kızılelma” gibiydi. Yıllar bir türlü geçmek bilmezdi. Taaki askerliği yapıp gelene kadar. Ondan sonra ise tut ki, tutabilene aşk olsun zamanı.
Bunu şuna benzetirim hep. Bir dağ düşünün; bir tarafı dimdik, keskin bir yar, diğer tarafı kayak yapmaya müsait karlarla kaplı tatlı bir rampa. Önce dik tarafından tırmanmaya çalışıyorsun ağır, ağır. Macera orada, heyecan orada velhasıl tehlike, acı, tatlı, kesik, çizik, kırık, mutluluk, adrenalin hepsi orada. Zirveye çıkıyorsun, kayak takımlarını takıyorsun ayağına ondan sonra, Ya Allah. Başlıyorsun ağır, ağır aşağıya kaymaya, süratlendikçe sona yaklaşıyorsun ve sona yaklaştıkça süratin daha da artıyor. İşin en zor tarafı son sürat kayarken, sırtında da düşürmemen gereken bir sürü yükün var olması.” Sürat”, “son” ve “ yük” .Bir süre sonra ayakta durabilme adına başlıyorsun “safra”, “ağırlık” atmaya.
Sakallarıma, şakaklarıma bakıyorum, çoktaan Beşiktaş’ın klasik “siyah-beyaz” formasını giyinmişler, saçlarım artık eskisi gibi “tarumar” değil. Hani ya “kilo” sorunumuzda “neşenin kepek problemi”nden aşağı değil . Yani anlayacağınız rampayı da yarılamışız.
Ara sıra bunları düşünürüm, aklıma Ahmet Kaya’nın bir şarkısı gelir.
“Hani benim gençliğim nerde"
Bütün bu süreçlerde müzik “çaremiz” değil ama çok güzel “avuntumuz” oldu. Hiçbir zaman atılacak “safra” gözüyle bakmadık.
Şimdilerde Gönül Yazar'dan
"Kalbime koy başını doktor, nabzımı bırak
Gülen gözüme değil, ağlayam gönlüme bak" şarkısını dinliyorum evde, arabada, iş yerinde. Tesadüf mü bilmiyorum makamı da "hüzzam" mış
Saygılar, selamlar
Emine UYSAL (EMİNE45)
Tek tek kopardım
Takvim yapraklarını�
Yakıyorum!..
Ömür geçti, geçiyor,
Ardından
Bakıyorum�
Ne çok çabalamıştım
Çıkarken yokuşu�
Hiç mola vermeden,
Durup dinlenmeden�
Ya şimdi!..
Bitti, bitecek hayat;
Freni patlamış araç gibi,
İniyorum yokuşu�
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim... sevgie ve saygılar...
Ağyar
Selamlar
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)
BENCE DE ! OLSUN AMA GÜZERLLLLLLLLLLL NİYE HARİKAYDIN EMİNE BACIM. YÜREĞİNE VE KALEMİNE SAĞLIK. SEVGİLERİMLE
Emine UYSAL (EMİNE45)
aşk kendimizi tanıyabildiğimiz yaşımızdan beri vardır....taki sona kadar....yürek içinde bir volkanın mağmaları gibidir....nezaman ve nereden... fışkıracağı bilinmez...her duygular bastırılabilirde bu duygu.... bağımsızdır.... her an su yüzüne çıkar... depremler tsunamiler doğurur....,işte yaşamı....çekilir veya çekilmez kılanda budur....usta kalem.... her konuyu kendine özgü uslubuyla....ne kadarda güzel anlatmış....saygılar kardeşim.....her yazın gibi buda muhteşemdi....
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle...
anladim ki hic kimse hic kimse sen degil
hic kimse senin gibi fikrime huzur degil
hic kimse senin gibi canimdan öte can degil....
cok güzel bir yaziydi sevgili emine yüreginize saglik
sonsuz sevgimle
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle...
Emine kardeş. siz aşkı çok güzel anlatıyorsunuz. Sizi okuyunca yeniden aşık olasım geliyor. Ama nerdee bizden geçti artık o eskidendi. kaleminize sağlık Hürmetlerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgi ve saygılar...
Yürüyüşüme devam ettim. Seni bırakır mıyım hiç! Yine yanımdasın. Bu defa menekşeden vazgeçtim. Deniz kenarına gittik el ele. Hani şu mavi deniz vardı ya, işte ona. Aslında bütün denizler mavidir diyeceksin şimdi; fakat bizim gittiğimiz deniz, daha bir maviydi. Bizi karşılamak için mi giymişti acep, mavi elbisesini?
Sebestçe,özgürce hayallerle beslenilen duyguları yazmak;yazarların vaz geçemeyecekleri alışkanlıkları olmalı bence...
Hayallerde ve gerçekler de ne kadar sınırsız olursak o denli harika eserler çıkacaktır ortaya...
Bunu siz başarmışsınız,yazar dostum.Cesur yüreğinizi kutlarım...
Sevda adına nakış nakış işlenmiş duyguları okumakla mutlu oldum...
Selam,saygı ve sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgi ve saygılar...
her zaman güzele imza atan kalem. seven yüreğin dert görmesin, hemşerim sevgi ve saygılar sunarım.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgi ve saygılar...
Emine kardeş sevdiğinden ayrı galiba,duygular sel olmuş,sevgiler
saygılar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Biraz hayal gücümüzü çalıştırmzsak yazamayız ki.
sevgilerimle...