Tasarım ve resim dersinde öğrenciler sayılarınca yanlışlama yaparlar.
Kemal Sunal Filmlerinde ki; İsimleri derleyip getirin dendi.
Getirirlmesi istenen:
Gıyasettin,
Kazım,
Hüsnü....Gibi o filmlerde geçen isimlerdi.

Elif Filiz Hocanımla ikimize; Elif Özdemir İsiimli öğrencimiz derlemesini getirip gösterdi:
Adile Naşit,
Halit Akçatepe,
Ali Şen....
Yanlışlama yapmıştı. Biz sanal olarak konulan isimleri istemiştik.
Olgunun bir başka boyutunu yine aynı olgudan yanlış getirmişti. Bu bir YANLIŞLAMAYDI.
Ama yanlış birşey yapmamıştı. İcat yapmanın olgudan başka bir rengini bulmuştu. Yeşili direk tüpten sıkmamışta; Mavi ile sarıyı karıştırarak bulmuştu.
Bilim Tarihinin büyük ismi Karl Popper buna dikkat çekerek bunun usullleşmesini sanat ve Bilim adamlarına kazandırmıştı.
K. Popper’den sonra " Olmuş, olmamış" diye öğrenciye didaktizm yapılır mı?
Her doğru dediğimiz bir önceki paradigmanın yanlışlaması veya gelişmesidir.
Yanlışlama bir doğrulamadır
Doğrulamada bir yanlışlamadır.