- 1037 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
KAR TANELERİ…
Bugün, güneşli güzel bir Pazar günü. Bir haftanın stresini atmak için;dört gözle beklediğim gün.
Eşimi ve kızımı alıp kırlara yayılmak, çiçekleri koklamak; ilk gençlik yıllarımda yaptığım gibi papatyalardan seviyor, sevmiyor falları açmak(eşime açtığım için her zaman seviyor çıkmalı) düşüncesindeydim.
Sabah, edebiyat defterindeki şiirleri ve yazıları okumak için girdiğimde; bana gelen mesajın yanıp söndüğünü görünce; tıklayıp açtım ve okudum:
- SAYGIDEĞER Ayhan bey
Ankara Atatürk Kültür Merkezinde Ukus-ANKARA adresinde imza günüm bugün akşama kadar devam edecektir.
Tüm şair dostlarımız ile birlikte sizleri bekliyorum.
Hiç unutur muyum derken; bu mesaj gelmeseymiş demek ki;aklımdan uçup gidecekmiş. Sabiha Serin…Şaire dost…Hecenin ustalarından ve düzyazıda da kalemini konuşturuyor.Bugün, imza günün sonuncusuydu.Gitmem gerekiyordu,daha önceden gideceğimi bildirmiştim çünkü…
İşin ucunda yayımlanan kitapların imza günü olunca; iki elim kanda da olsa bütün işlerimi iptal eder, yine giderim…Onunla sanatsal duyguları paylaşmak,benim için ne büyük bir mutluluk olacaktı,bilemezsiniz…
Hatta kitaplarını bastırmış dostları; dedektif gibi arar bulur,geleceğimi söylerim.Eğer zamanında gidemediysem telefonla mazeretimi kesinlikle bildiririm…İçerisinde fırtınalar kopan o insanların gözlerindeki sevinç ve hüznü birlikte yakalamak,bana çok büyük bir keyif verir.
Sevincin kaynağında; yeni çıkarmış olduğu bir eserin yaratıcısı olmanın kendisine kazandırdığı gizli bir mutluluğu sezinlerim…
Hüznünde ise yine yalnızları oynuyor olmasının ezik duygularını gizlemeye çalıştığı bakışlarının derinliklerinde yakalarım…
Eşimden müsaade istedim. O,sağ olsun bu konuda; beni, özgür bırakmayı her zaman yeğlemiştir.
- Evin temizliğini bari yapayım. Bir haftadır, pazarlara çıkmaktan evin içine elimiz değmez oluyor diye beni, şaire arkadaşın yanına gönderdi.(E,bu yaştan sonra hanımın sözünden çıkmamak lazım…)
Metrodan AKM.de inip,şair arkadaşımın bulunduğu yere doğru yürümeye başladım.Çayırların üzerindeki sarı sarı nergizler dikkatimi çekti.Bir tanesini alıp koparmak istedim.Sonradan koparmaktan vaz geçtim.
”Her çiçek dalında güzeldir!..Onun doğal yapısını bozunca; kokladığının kokusu bile etkisiz kalır” düşünceleri beynimde şimşek gibi çaktı.Allah’ıma şükür ki;bu zamana dek hiçbir çiçeği,doğal yapısından çekip almadım,parmaklarımın arasına…Onu,uzaktan bile seyretmekle en büyük haz duymuş,yüreğim çağlamıştır mutluluktan…
Sivas etkinliklerinin yapıldığı yere girdim. Şaire dost da, Sivas’tan geliyordu. O kadar kalabalığın içerisinde onun standını hemen buldum.Sanatsal çekim gücü,beni o noktaya kilitlemişti.
Kar taneleri kitabını önündeki masasına dizmiş, etrafında kimseler yok,öyle sessizce oturuyordu…Yaklaştım…
- Merhabalar efendim..
- Merhabalar…
- - Ben, edebiyat defterinden Ayhan Sarıkaya..
- Ha,öyle mi?...Hımmm…Evet şimdi anımsadım.Mesajla iletişim kurmuştuk...
- Evet.
Kaynaşmamız saniye bile sürmedi. İlk kez birbirimizi görmemize rağmen, sanki kırk yıllık dost gibiydik.Odaklandığımız nokta şiirdi.
-Hocam, ben hiçbir şeyde iddialı değilim.Hala çırak noktasındayım.
-Hiç önemli değil. İçindeki kor var ya,bir gün bu sevdayı ateşler…
Bana, hiç erinmeden kitabından dizeler okuyor.
Tam bir hececi.
-Ben de hece şiiri yazmak istiyorum.Ne yapmalıyım?
Önce hece üzerine kaynak bulup, bol bol çalışacaksın üzerinde ve ilham de geliyorsa korkma…
Sohbetimiz, devam ediyordu.Toplumun ilgisizliğinden yakınıyordu.Gerçekten de öyleydi…Stantın önünden insanlar,gelip geçerken yaklaşmıyorlardı bile…Sanki kar taneleri,şiir kitabı değil de birer bomba…
- Kitap alan yok,Ayhan Bey!..Bak kendi imkanlarımla Sivas’tan çıkıp geldim.Bu kitabı da zaten kendi paramla bastırdım,henüz bir hafta bile olmadı.Ama okuyan yok…Alan yok…
Pazarcı damarım kabarmaya başladı. Ne de olsa on yıldır, pazarlarda akşama kadar çığırtkanlık yapıyorum. Tezgahımdaki malı eğer satamazsam deli olurum.O malı kesin satmam lazım.
Bir an kendimi kaybettim. Kar taneleri kitabını satmam gerek diye çılgınca bir düşünceye kapılarak; stanttın önüne yaklaşan bir meraklının burnundan girip, kulaklarından çıktım. Adam”,nuh diyor peygamber demiyor” cinstendi.
-Param yok… param yok…Papağan gibi tekrarlayıp duruyordu.
İkinci bir kez genç çocukları olan bir aileye tebelleş oldum.Fertler,anlamsız bakışlarla beni süzüyorlardı…Onlar da fos çıktı…
Sabiha Hanım, beni uyardı.
-Aman yapma !!!...Gülünç durumlara düşeceğiz…
Tam da konsantre olmuştum ki; bağırıp çağırıp kalabalığın dikkatini “ Kar Taneleri” şiir kitabına çekmeyi düşünüyordum…
İmzalı bir kitabını aldığımda çok mutluydum…
Yanından ayrılıken burukluk vardı içimde...
O,kalabalığın içerisinde Kar Taneleri şiir kitabıyla yapayalnız kalmıştı!..
Düşünüyorum da sanatçılar,hep böyle yalnızlığa mahkum mu olacaklar!!!...
YORUMLAR
”Düşünüyorum da sanatçılar, hep böyle yalnızlığa mahkûm mu olacaklar”
Ayhan Bey sanatçılarda tüm insanlar gibidir. Ortalama dokuz aylık hamilelik süresinden sonra meydana gelirler, Boğazları dokuz boğum, on iki parmak bağırsakları da tam on ikidir, ne on üç nede on bir.
Şaka bir yana yaşarken sürünenleri, ölenleri var olduğu gibi doğuştan şanslı olanları da vardır. Tıpkı bizler(benim) gibi. İşin yalnızlık kısmı da çoğunlukla tercihlerden kaynaklanmaktadır. Belki aradaki farklılık bu tercihte gizlidir.
Şöyle bir incelendiğinde ressam, şair, yazar, müzisyen kim varsa içlerinde sefaletten, şatafata terfi edenlerimi ararsın veya sadakatten ödün verenleri mi veya şerefinden taviz vermeyenleri mi? Dâhilik, kabiliyet, donanım, altyapı, üst yapı, fizik, kimya, hal ve gidiş ne kadar iyi olursa olsun “kısmet” denen kavram bir kere ı-ıh dediyse tırmala dur işin yoksa. Olmadı mı olmaz nahlet gitsin.
Geçenlerde yazdığınız “BİR YAZARIN ACILARI!...” isimli yazınızı da okumuş, fırsat bulup yorum yazmamıştım.
Dokuz aylıktınız değil mi, yanılmıyorum :-). O zaman, devam anasını satayım. Allah gönlünüze göre versin, kısmetiniz açık olsun.
Saygılar, selamlar
Ağyar tarafından 4/6/2010 11:39:19 AM zamanında düzenlenmiştir.
Saygıdeğer Ayhan Sarıkaya bey, çok değerli cankardeşim,
Ankara’da imza günüme gelmenizden sonsuz onur duydum. Çok teşekkür ederim. Vefalı ve dost yürek kardeşim zaman ayırıp imza günümde yanımda olmanıza çok ama çok memnun oldum.
Ankara’dan bu sabah geldim ve bu duyarlı yazınızı yeni okudum. Teşekkür ederim.
Ayrıca KAR TANELERİ adlı içerisinde 23 adet şiirimin bestelendiği ikinci şiir kitabımın imza günü olan 1 Nisan- 4 Nisan 2010 tarihleri arasında 4 günlük süre boyunca Ankara’da bulunan tüm şair,yazar ve gazeteci arkadaşlarım, hemşerilerim, şiirlerimi besteleyen bestekarlarım bütün dost ve arkadaşlarıma beni bu anlamlı ve özel günümde hiç yalnız bırakmadıkları için herkese ayrı ayrı yürekten teşekkür ederim. Ankara’yı kendi evim bildim, dost ve arkadaşlarım her solukta yanımda idiler.
Ancak, Ayhan bey kardeşim siz yanımda iken imza günümün olduğu standıma az kişinin uğraması sanırım sizi oldukça etkilemiş. Sizi ilk kez görüp tanıdım ama sizinde yazınızda belirttiğiniz gibi sizin samimi ve güler yüzünüz ile sanki çok önceden tanımış gibi oldum.Ankara’da yaşayan birisi olarak ev sahibi sorumluluğunda kendinizi hissetmenizi takdir ettim,kutlarım.
Yazınızı okuyunca imza günü ve kitap satışı konusun da duygu ve düşüncelerimi yazmam gerektiğini düşündüm .
İmza günüm boyunca elbette yoğun ilgi gördüm. Ancak bu ilgiyi ben sadece kitap satışı olarak algılanmasından yana değilim. Bir şair elbette maddi bir özveri ile kitabını çıkarır ama bunun ötesinde en önemli olan değer bu kitapların önemsenip okunmasıdır diye düşünüyorum. Yani ben imza günlerine sadece ekonomik katkı ve kitap satışı olarak değil,eserlerimizin şiir sevenlerle paylaşılmasıdır.Şiir sevenlere şiirlerimizi sunmak , şiir okumalarına vesile olmak, geleceğe hatıra olarak eserler bırakmak, anılmak yönünden çok daha anlamlı değerler kazandıracak görüşündeyim.
2007 yılında çıkan EFSANE adlı ilk şiir kitabım 900 adet idi ama belki de bu sayıdan ancak 100 yada 150 kitabım satılmıştır. Geri kalan sayıları çevreme ve kütüphanelere seve seve ve gururla para karşılığı olmadan ücretsiz, üstelikte kargo masraflarını ben karşıladım ve herkese coşku ile armağan ettim. Şu an elimde 50 adet EFSANE adlı şiir kitabım kaldı.
2010 Mart ayında yeni çıkan KAR TANELERİ adlı ikinci şiir kitabımda para ile satın alınsın veya alınmasın hiç önemli değildir. Önemli olan o eserin değer görüp okunması ve yeni kuşaklara ve tüm yaştaki herkese şiiri sevdirmek, okumaya teşvik etmektir diye düşünüyorum. En anlamlı olan ve beni mutlu eden iki farklı şiir kitabımı imza günümde değerli okuyucularım ile paylaşmam oldu.Bu mutluluğu dilerim bütün dostlar hepiniz yaşarsınız inşallah. Üstelik 3 lise öğrencisini,n yanıma çekinerek gelip bana Edebiyat dersleri ile ilgili röportaj yapmaları, sorular sormaları ve şiirlerimin ve özgeçmişimin ödev konusu yapacaklarını belirtmeleri belki beş bin kitap satılsa beni bu kadar mutlu edemezdi.
Esere ve emeğe saygı, özveri ile üretilen ve kültürümüze kazandırılan bütün eserlerin elbette maddi karşılığını görmek isteriz ama malum Ülkemizde geçim sıkıntısı yüksek boyutlarda olunca anlayışla karşılamak gerek.
Değerli kardeşim Ayhan bey: kitap satışım tahmin erttiğimiz gibi olmadı ise de imza gün üm vesilesi ile sizin ve sizin gibi pırlanta yürek can arkadaşlarımı tanımaktan, kazanmaktan öyle mutluyum ki inanın. İşte bu dostluk ve bu güzelliklerin değeri hiç ama hiç bir şeyle ölçülemez.
Değerli görüşlerinizi paylaştığınız ve imza günümde beni yalnız bırakmadığınız için cankardeşime Sivas'tan taaa gönülden kucaklar dolusu selam,sevgi ve saygılarımı gönderiyıorum.
Teşekkürler gerçek dost , teşekkürler canyürek arkadaşım benim.
,
Yazınızın sonunda içimde büyük bir buruluk oluştu. Sabiha Hanım'ın yaşadığı ilgisizlik aslında bir çok yazar arkadaşımız için geçerli. Maalesef okumayan bir toplumuz. Gönül isterdi ki o standın önü dolup taşsın. Ayhan abi sizi bu anlamlı ve akıcı yazınızdan dolayı tebrik ederim.
Dün akşam geldiğimde bu yazınızı okumuş ama çıkmak zorunda kaldığım için yorum yazamamıştım. Yazınız beni öylesine heyecanlandırdı k, göstermiş olduğunuz dostluk ve vefa gerçek anlamda çok güzel.
Bir gün arkadaşlarımın imza törenlerinde yanlarında olup, sanatçıları asla yalnız bırakmayacağım. Şu an öyle uzaklardayız ki oralara gidip gelmek hem manevi analamda, hem de maddi anlamda çok zor oluyor. Sabiha hanımı kutluyorum.
Paylaşımınız için teşekkür ediyorum. Saygılar yüreğinize. Bir gün bizlerin de Sabiha hanım gibi imza törenleri düzenleyebilmemiz dileği ile
Önemli olan Özgüven dir. Yapacağım denen bir şeyin yapılmış olmasıdır. Takdiri elbette ki, kitabın satışıdır. Ama bence çok büyük azim ve yürek gerektiren bir olay. Sabiha Serin hnımefendi'yi kutluyorum. Ve diliyorum ki, bu deneyim yıldırmaz..Tersine daha büyük güç verir...
Dost insansınız, Ayhan Bey..Sizi de ayrıca kutlamak istiyorum...
Saygılarımla...
emeğe saygı en yüce değerdir...... okuma özürlü ülkemde ne zaman bunun farkına varılacak.....sabırla beklemekteyiz......yazmak emek ister yazmak yürek ister....bunu yapanlara kayıtsız kalmak.....biz yazanları üzmezmi....nedirki üç beş lira.....yazana şevk verir heyecan verir.....sevgili ayhan..... duyarlılığını biliyorum....yakışanı yapmışsın.....sağol varol ....günün anlamını içeren yazın için kutluyorum....saygılar
Öncelikle senin aracılığın ile <Sabiha Hanımı kutluyorum. Onun çabasını yürekten takdir ediyorum . Daha doğrusu bütün sanat ruhlu dostşların: İşte sanatın değerinin göstergesi. Bir paket sigara 5 ytl, bir kitabın fiyatı ise tahminen 10 tl. İnsanlar 5 tl yi verir ona ama kitaba vermez.ç Bu zihniyetteki insanlardan ne beklenebiklir ki. Güzeldi abicim. Yine de vazgeçmemek gerek tabii ki.
Edebiyat dünyası için yapılmış işlerde dostane yaklaşımınız gerçekten çok güzel. Bence bu da bir sevap, çünkü bir arkadaşınızın imdadına koşuyorsunuz. Ama maalesef Ankara'da insanlar standlardaki kitaplara pek rağbet etmiyorlar. En fazla okuyucu kitlesi Karanfil Sokaktaki Dost Kitabevinde orada özellikle gençleri kitap alırlarken görmek beni çok mutlu ediyor. Bir de Adnan Ötüken Halk Kütüphanesi var. Aslında kitap okumak bir kültür, bir bu alışkanlığı edindirebilsek insanlara neler olur neler de işte olmuyor. Okuyucu kitlesi maalesef az. Emeğiniz için teşekkürler saygılarımı sunuyorum.