- 487 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARALAMA YAZILARIM
KARALAMA YAZILARIM
..en çeşitli hallere BENİ düşüren rüyamdan dizlerim bu yüzden titriyor su olmalıyım belki sana yetişmek için veya su üzerinde bir çöp yeterki sana doğru aksın kendimde taşımadığım kalbim ......söyleyeceğim tek şey hiçliğimi hissettiğim buhranlı gecelerim…ah kendim..hiçliğin nefesini hissetmişken ensesinde birdenbire kendisini varlık bahçesine atan yalnızlık çığlığım ..herkesin her şeyin tacizi altında gülün tesiriyle yeri göğü inleten Mansur’un çığlığına benzemiyor mu ? yaşadıklarımız..özgürce ve daha güvenle selam yurdunun yolcularından biri olmak adına çektiklerimiz..içimden gelen yakıcı çığlığı kimler duyacaksa ses vermesini bekleyeceğim ....kaçamadım..yakalandım..gökyüzünden habersiz uçurtma uçuran bir insandım..öyle bir ateş düşürdün ki yakıyor ama yanmıyorum öldürüyor ama ölmüyorum....söz geçiremediğimi anlıyorum ne kadar çılgın marjinal kararlar alsam da yüreğimin bu deli hayret verici bastırılmaz koşusuna ..nasıl bir duygu koordinatları sarmalamış olmalı ki ne yöne kaçsam en zik zaklı bilinmez adreslere atsam kendimi gün ışığına yakalanıyorum..sonunda bir nağmenin notaları arasına gizlenmiş senin hayalin bulup çıkarıyor saklandığım yerden ....bilmiyorum ama bunu hissediyorum..neyi ama nasıl bunu bilmiyorum....bilmiyorum gökyüzüme ne olmuş bugün hiç bir martı uçmuyor akşam kuşlarını boşuna bekledim esen poyraz olmalı balıklar üşüyecek çınar ağacı da son yaprağını bırakacak..seni düşünmekten ben hiç gülmeyeceğim sen gülmedikçe..düşündüm de ne kadar yalnız kız kulesi öylece yalnız işte girişinde boğazın hangi acıları tutarak durmakta yıllarca...düşündüm de ne kadar yalnızlık çekmişim gözyaşımı kurulayan bir eli beklemekle insan kalabalıkları arasında....sayısız ve akıl almaz kırılmalar arasında hayata devam edişimiz....şimdi alıp bir martı gagasıyla bir balık nasıl da hızla havalandı mavi sudan peşisıra martılar ne çok kalabalık gökyüzü bembeyaz mutlu kuşlar dolu ya ben..ben iskelede binmek istemediğim vapurun ardından dalgın dalgın hiç kıpırdamadan bakıyorum..istanbul çok soğuk ve yağışlı kar olacak gibi ....şiirsiz ve hikayesiz yaşamak mı ? düşünemiyorum ..şikayetsiz nasıl yaşanmazsa..insanın en asil duygusu inançtır..mukaddesini öldürmemiş insanın güzellikleri hiç tükenmez..uzun ve çileli bir yol olsa da..suda ve karada farketmiyor kokusunu inançtan alan akıl ..
..ben kendim için bir tek adım atmadım hayatımın tüm günleri ve geceleri her anım senin mutluluğun senin geleceğindi..yorgun gözlerim arada bir parlıyorsa senden aldığım haberlerdendir..haftalardır ben bende değildim her yerden kaçtım dalgaların ağzında kurtulmayı bekleyen bendim..her akşam o kanlı güneşe bakıp senden kaderinden işaretler bekledim...en küçük gölge ve lekenin olmadığı o temiz kalbin güzellik-mutluluk-sukünet parıltıları ile gözlerinden yeryüzüne yayılıyor...yüzlerce bilinmeyen çelişkili ve çeşitli kederlerimi bahara çeviren düşüncelerini okuyor yazıyorum..yalnızlık meleğim olmuş güzel düşünen derin ve duygu aydınlığı veren sözlerin ..halsiz ve tatsız ve siyah çehrelerle çevrili bir dünyada yorgun ve üzgün değilsem senin güneşindendir ...beşeri olandan ilahi olana yürümekten başka derdi olmayan ruhumu ne kadar çok tanıyorsun ...kendi kendime düşündüm kendime yoldaş seni buldum..
mustafa kaya
18.01.2008 / istanbul
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.