- 1121 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GADANA ZİKRİ/ ARDAHAN ÖYKÜLERİ 99
Ardahanın en tanınmış kişilerinden biri...
Onun karizmatik kişiliği...
Cincoropludur. Babasının adı Hamza Hocadır.
Muhacir; Ahıskadan gelmişler.
Ardahanlıları derinden etkilemiş bir simadır..
Sevmiş, sevilmiştir.
Zengin adamdı. Müteahhitlik yaptı.
Kurumlara ot, et, arpa verdi.
Ardahan süvari alayına alaf’ı ihalede kazanmıştı.
Zikri Yılmaz verecekti. O sene kurak gitmekte şansa bakardı. Ticarette her olum talihine. Zar atarsın ne gelirse onun gibi.
Yazıhanesi aynı yerdeydi. Mustafa Yılmaz’ın petrolünün binası.
Bir mektup kağıdına sabit kalemin mavisiyle: "Ot alınacak." Müracaat içeriye. Kırmızı uçlada çerçeve çekilmişti.
Yarım saatte ana baba günü yazıhanenin içi- dışı; dolu ve boş kısmında, petek sarmış gibi adem oğlu..
Ön- başı para alınır biçin vakti de ot müteahhite teslim edilirdi. Ot press makineleri kurulurdu çayırlara Kura ile Hal’efendinin napızarların kesiştiği harmanlıkların az öteye. At arabaları, öküz arabası getirirdi.Çelçel otları...Çilçil paranın yerine...
Düğüncüler kışlık alacak; ambara koyulacaklar. Peşin avans alırdılar. Zikri Ağadan veya Gat Müzelleften, Terekeme Osman Ağadan... Müteahhitler şansını denemek zorundadır.
N’olacaksa olur; n’olursa olsun!
- Ya getirmeyen olursa?
- Onunda canı sağolsun.
Hamza Hoca Cincoropta kuvvetli çiftcilik yapardı. Tarla, çayırı çoktu.
Köyün platoya oturuşu bir denk getirmeydi. Taşı kınlarda atarsın; taş kuşkayı devirirsin: " Bowling" gibi.
Çinko taslar vardı, eskiden. İspirli çerçiciler değiş- tokuşlan peynire verirdi. Beyaz çinko parlaktı. Cezbederdi göreni. Kenarları kalın lacivert bantla çekiliydi. Çay bardaklarının kırmızı tırnaklarından daha yaraşıklıydı. Tasın azizliği eğer ki yere düşeydi! Kökü toprakta taşa çarpaydı, o dakka çinkonun beyazı hepimize ömür. Berelenmiş. nadırlanmış olurdu.
Cincoropun has çayırlarında o bile yoktur. Düz ve büsbütün ova...
Kanada Vancover ovaları Cincorop’un düzlüğü ile başa çıkacak yeşillik, çellik, yayılım da değildir. Fakat daha soğuktur. O Vancover’sa buda Cincoroptur.
Zikri Yılmazlar: Ağapaşa, Kazım ve Babuş Amcayla dört erkek kardeşdir. İlk mektebi okuduktan sonra ticarete girdi, geçiktirmeden. Petrolü kendi yaptı. Kongre binasını aldı. Burada oturuyordu. Malikane denir cinsten ev. Gürcistan Borjomide Mirza Hanın bir malikanesi var birbirine eş gelir. Mimari ev eşik yeryüzünde en çok sevilen nesnedir. Resim, müzik, şiir güzelinden cayabilirisiniz ama mimariden ehhh! Bilahare arsaları; hazineden satınaldı.
Ot, et, arpa verdi Süvari Alayına. Nerdeydi mi? İmdat Balcının otelin karşısı askeri kışla... ha oraydı.
Oğlu Yüksel Bey savcıydı. 1938 doğumlu; Emin Azeri, Canpolat Yılmaz ( Yusuf Yılmaz’ın kardeşi) ile devredir. Diğer oğlu rahmetli Tuncer Beydir. Genç yaşta vefat etti.
" EL İÇİN YAKMA BAŞINI NARE
YAK ÇUBUĞUNU SEFANI ARE."
" Gadana Zikri; Her yerde Ardahanı temsil ederdi. O karizmaya da sahipti Allah için..."
" Fakirlere yardım ederdi."
" Mertlik ve centilmenliğiyle litondan düşücü, düşürücü hareketlerden sakınır. Ardahan dışında, Ardahanda, şehrin imajına halel gelmesine izin vermezdi de."
" İlkeli ve karizmatikti. Yaptığı isim ve şöhreti Ardahanlı ona boşyere vermedi."
" Parti başkanlığıda yaptı. Sağ el açık amblemli partiydi. Haklı olmak kaydıyla hemşehrilerinin her sorunlarına yardımcı olurdu."
" Gençlerin okumalarına, iş bulmalarına, işe girmelerinde yardımcı olur. Telefon açardı. Pusula yazardı. İlgilenir ve sonuçlandırırdı."
" Seçkicilik yapmaz, ondanda hoşlanmazdı."
" Allah rahmet etsin. Dünya adamıydı. Yemesini yedirmesini severdi. Nekes değildi. cimrilik falan bilmezdi. Lord adamdı."
" Şehir Kulübü; masasında misafir eksik olmazdı. Yer, içer eğlenirdiler."
Ardahanda yeme içme Şehir Kulübüyle başlamaz evveliyatıda vardır. Ardahan Lordları mı deriz? Shogonları mı? Ağaları veya Beyleri mi? Bu görenek ve gelenek eskilere dayanır. Aşık Şenlikt’e, konak olduğu; ağalar ve beylere onun şiirlerinde deh düşeriz.
Akbudun tarzı sosyolojik olgu ta eskilerden çıkıp geliyor. Gadana Zikri tarihsel olarak Atabekler ve Hazarlara dayanan toplumsal " Lord " veya " Shogun"
tarzı bir figür... Ne dersen de!..
O gece, Şehir Kulübü hayat dolu bir geceselliktedir..Dikkatinizi çekerim.
Gadana Zikrinin masası gülüşmelerden gözükmüyor. Kahkahalar yüzünden görüş; sis mesafesine düşmüş.
Şeyi tartışıyorlar:
" Yukarıdaki şiir mısralarını."
Kadehlerin biri gidiyor beyaz olanı iniyor. Saadet namına kalkıyor cam bardaklar. Mutluluk adına ve sağlığa ve biraz daha yaşamaya, sevmeye sevilmeye, iyiliğe, İnsanlara, insanların sağ, selamatliklerine.
Gadana Zikrilerin masa okul gibi şeydi. Münazara yapardılar. Fikirlerin hani meşhur, şu şey vardı:" Bir çiçek açsın bin fikir tartışılsın onun gibi..."
Yukarıda ki dizelerin şairi şunu da söyledi:
BARİKA-İ HAKİKAT MÜSADEME-İ EFKARDAN DOĞAR.
Bunu da tartışıyorlar.
Çinli’nin sözünü, Namık Kemal’in her iki deyişini değerlendirdiler.
Dişçi Nuri: Belediye Reisi Kazım Muğanın oğlu. Kemal Aksu Genceden gelme zengin esnaftı. Eczacı Dursun. Tahrirat katibi Hakkı. Bankacı Yasin. Kinzodamallı biri.
Arkadaşlarıyla münazarayı Gadana Zikri bağladı.
Namık Kemal sözü serzeniş bab’ında söylemişti. Yoksa o da toplum ve insanlara hizmetle ömrünü tüketmişti.
İş bu yaşam insan sevgisi ve insanlara diğergamlık olmasaydı ne yarar?
Ne derler; öyle olmaktansa.
" Yaralı parmağa işemez."
Olmamak iyi.
Gecenin içinde kim idi biri söyledi bunu.
Gece ve devrin biride burada bitti.
Y. Yılmaz 04-04-2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.