farazi gün_lük
içim küs küs çicekleri gibi
bir aşka yılışır
bir aşkla savaşır
hiç bilmez ya ne istediğini
en büyük aşkı o yaşadı sanır...
nası anlatsam ki? öyle zor ki anlatmak... sana yazmadığıım günlerin birinde hastanye gittim sonra da gözlük_çünün kapısından girdim içeri.şimdi yüzümde bir çerceve var ve ben onu bana uzatan ellerin sahibne aşık ol_dum demeyi çok isterdim ama olmamasında korktuğum için söylemek istemiyorum.aklıma gidişim içeriye girişim geliyor gülen gözleriyle beni karşılıyor.ve ben hiç bir şey düşünmüyorum sonra gidşim ki bu hiç alışık olmadığım bi durum_ çünkü ben böyle birinii gördüğümde ben buna aşık olmalıyım der hayallere dalarım_ama yok hiç bi’ uçuk hayal geçmedi aklımdan gayet düzgün işliyordu düşüncelerim... aynı paranpantaraz halim ve ben girdik içeri arkamda ablamlar ilmler tamam, çıkışımızdan sonrası ablamalar sordu _sabah da gördüğün bu muydu ? diye sonra da neden bu kadar pasaklı geldin diye bana kızdılar ama ben hala birşey düşünmüyordum!!!
ertesi gün almaya gidecektim biraz dikkat et üstüne başına sözleriyle tekrar azarlandım:(
kapıdan içeri girdiğimde en paspal halimle birlikteydim.üzerimde kocaman bir kaban şapkasının içinde kaybolan kafam ve ablama selam söyleyişi kulaklarımda kalan... bozulmuş düşünceler takip etti ayak seslerimi; ne yani ablamdan mı hoşlanmıştı???