Suya Düşen Gül Yaprakları
Mazi, an ve ati üçlemesinde elimden kayıp giden zaman. Seni de alıp götürdü bilinmez iklimlere. Her şeye hükümran olanın rahmetiyle, gümüş kıyılarına yelken açtım sabrın…
Suya düşen, ince gül yapraklarının safiyeti ve masumiyeti, seni düşürdü hep yâdıma. Seni gördüm, incecik gül fidanlarının dallarında açılan devran güzellerinde. Kirpiklerinin ucunda nem, yanaklarında şebnem olmak istedim.
Doğan günle, günüme düştün. Suları tutuşturan gurub ile akşamlarıma geldin. Geceler boyu, konuğum oldu hayalin. Çaydanlığa suyu koyarken gülümsedin. Çaylarımı hayalinle içtim. Geceme ilhamdı saç rengin…
Siyah, ah ile el ele verdi! İmdadıma yetişti zambak ellerin. Hayalimde elif suretinde parmakların, narinden narin… Uyku uğramadı bazı anlar semtime. Gönül yarama tuz ekti hasretin. Bilemedim nedir niyetin.
İbrişimden hüzün yumağı sarılan gönlüme yine hüzündü diyetin. Senden yana ümidimi yitirmedim. Senin hüznünü de gamzen gibi sevdim. Sabrın gümüş kıyılarında hâlâ seni beklerim. Bir gün beyaz bir yelkenliye binip iklimime geleceksin…
Ankara,03.04.2010 İ.K