- 953 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATIN BİZE SUNDUĞU GERÇEKLER
Bu akşam yazacağım satırları siz değerli okuyucularımla paylaşırken bazı noktalara özellikle vurgu yapacağım.Katılmış olduğum iki farklı konu başlığı altında tertiplenmiş olan sempozyum ve resepsiyon için söylenecek çok şey olduğunu düşünerek yazdığım bu yazıyı takdirlerinize sunuyorum.Son yıllarda ülkemizin içinde bulunduğu kaos ortamı bilindiği üzere herkesi derin düşüncelere sevk etmiştir.Bütüm millet kendi derdine düşmüş hayatını idame etmek için farklı meslek gruplarında geleceğini inşa etmek adına büyük zahmetlere katlanıyor ve telaşa düşüyor haksızlıklara uğrayarak.Üzülerek bahsedeyim ki kimsenin kimseden haberi yok.Acılar, üzüntüle ve ıstıraplar alışkanlık haline geldiği için uzun zamandan beri unuttuğumuz gülmek var ya sanki şimdilerde anormal bir ruh hali varmış gibi mimiklerimize tepki verecek izdüşümler yaratıyor artık farkında olamadan.Elit tabakaya mensup devamlı insanları izah etmeye çalıştığım durumdan çok farklı şeyler yaşıyor.Gördüğüm manzarayı sizlere tasvir ederken yer yer üzüntülerimi belirtir bazı çizgi aşımı sözleri kullanmaktan kendimi yasaklamayacağım.Çünkü açıksözlülük kişinin kendine olan özgüveni ve saygısıdır.Bu nedenle diyorum ki; siyasetle uğraşanlar, sanatçı kişilikler, mal varlığı olan güçlü zenginler ve bürokratlar şaşalı bir hayat yaşarken, hastane köşelerinde sevdiklerini kaybeden mazlumları, huzur evlerinde terkedilen yaşlıları, dersaneye gidemeyen çocukları ve sofrasında kuru ekmeğe muhtaç hayat sahiplerini kimler hatırlıyor yada hafızalarında tutarak onların yasını tutuyor.
Zannetmiyorum o gördüklerimden sonra, öyle ki; yemek aralarında ve masalara serilmiş yüz çeşit meze ve ikramları ağzını silerek kahkaha içerisinde ikinci tabakaya nispet olsun gibisinde midelerine çekerken onların değil de benim yüreğim kan ağladı.Evet senato meclisinde değerli fikir adamlarının konuşmalarını dinlerken bir ara şöyle bakındım etrafıma kimler var diyerek.Konun başında belirttiğim o her toplum kesiminden üst sınıfa ait kişilere rastlamış ve derin bir ah çekerek sokak başında dilenen aç çocukları düşündüm içimi çekerek.Herşey bir nizam ve tertip içinde planlanmışken ekonomik gücün verdiği güvenle sıcak koltuklara gerilerek biraz sonra verilecek öğle yemeğinin hayallerini kuruyordu onlara mı düşmüş fakirin garibin durumu.Tanınmış şahsiyetlerin süslü kelimelerle iltifat yarışınıa düşmeleri, konuşma zenginliği yaratma hevesleriyle türlü bahanelere sığınarak gizli yalanlarını örtme gayretlerinde bulunmalarını yakınen izlerken kendimi gülmekten alıkoyamadım.Güya bu mümtaz kişilikler oraya toplantının içeriği hakkında bilgi sahibi olmaya gelmişlerdi, ama görünen o ki herkes oraya en güzel kıyafetlerini giymiş nefsini şımartmaya gelmiş doyuruyordu.Aslında toplantı bahane ikinci toplantı ise tam bir gövde gösterisi ülkemizin en üst noktasında vatana büyük hizmetler ve emekler vermiş değerli bir büyüğümüzün kızına atfedilen gece kokteyli idi.Bütün devletin üst düzeyleri hemen hemen ordaydı.Gördüğüm şeyler ilk toplantıdan pek farklı değildi sebepine gelince sinevizyon gösterisi idil biretin piyanos ve suna kan In keman konçertosu geceye anlam katarken burda da medyatik yüzlerin birbirine yaklaşmak için yapmış oldukları taktiksel selamlaşmalar, değişik yanaşmalar görülmeye değer değişik bir gösterimdi gözlerime.Neyse ki gecenin bitimi çabuk oldu herkes biribirine ödül takdim edip en ihtişamlı methiyeler söyleyerek ayrıldı tabii masları keyifle tüketerek.
Sözü fazla uzatmadan diyorum ki, KİMSE KİMSE İÇİN ÜZÜLECEK KAHROLACAK DEĞİLMİŞ, HER KİŞİ HAYATTA KALDIĞINCA KENDİNE DEĞERLİDİR.Üzüntümün büyüğü zenginler toplantı diyerek kendi keyif ve arzuları için envai çeşit yiyecekleri tüketirken faki insanlar karnı aç yatarak kendisi ve ailesi için duayla beyinlerini ve ruhlarını dıyurmaya devam edecekstir.Söylenecek sözün özü bu cihan da kimse kimseler için yaratılmamış.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.