- 839 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUKLAR KORUNACAK / MIŞ !
İstiklâl Caddesi’nde arkadaşlarıyla yürüyor, gencecik bir üniversiteli kızımız. Durup duruken başına kocaman bir demir pencere düşüyor gökten.
Sokağında arkadaşlarıyla oynuyor küçücük bir yavrumuz. Belediyenin kazıp kapamadığı çukura düşüyor.
Bir başka çocuğumuz kimsenin ilgilenmediği kuduz bir köpek tarafından sokağın ortasında ısırılıyor.
Evlerinin önünden, sokaklarından, okullarından, parklardan kaçırılıyor kimi çocuklarımız.
Üç tane liseli kızımız birden okullarının önünde tramvay tarafından eziliyor.
Liseli bir kızımız, okuduğu okulun altmış yaşındaki müstahdemi tarafından tacize uğruyor. Ailesine anlatıyor ve şikâyetçi olunuyor sapıktan. Görevden uzaklaştırılmıyor sapık. Kız okula gidemiyor korkudan. İki ay sonra da canına kıyıyor gencecik fidanımız. Sapık halâ okulda, başka kurbanlar peşinde.
Okudukları lisenin müdürü tarafından tacize uğruyorlar liseli kızlarımız.
Devletin hastahanelerinde AİDS’ li kanlar veriliyor çocuklarımıza.
Okul yemekhanelerinde bayat yemekler, at-eşek etleri yediriliyor çocuklarımıza.
Dilendiriliyor, fuhuşa sevkediliyor, kapkaççılık yaptırılıyor, cinsel tacize, tecavüze uğruyor çocuklarımız.
Ellerine tutuşturulan üç beş kuruşlarla askere- polise taş attırılıyor çocuklara. Sonra da terörist damgası vurulup hapihanelere atılıyorlar.
Ve, devletin yatılı okuluna teslim edilmiş, ilk okul çağındaki Umut’umuz, okulun önünde açılıp kapanmamış foseptik çukuruna düşüyor. Olay duyulduğunda, ilk akla gelen o çukuru kapattırmak oluyor. Günlerce başka yerlerde aranan çocuk, en son çukuru kapayan kişinin itirafı sonrası oradan çıkartılıyor.
Şimdi Anayasamıza bir madde ekleniyor / muş ! Çocuklarımız cinsel tacizden, istismardan korunacak / mış !
Senesi geçti , bizzat Başbakanımızın ağzından ; ’ Çocuklar, on sekiz yaşına gelinceye kadar devletin koruması altında olacak, yani devletin çocuğu sayılacak !’ diye yaptığı açıklamanın.
Ne değişti verilen o sözlerden sonra ? Kanun boşluğu falan değil bizimkisi . Uygulamanın olmayışı, ciddiyetin olmayışı, sorumluluğun olmayışı !
Ne yerine konuluyor bu halk ? Ninnilerle, masallarla asırlarca uyutulabilecek, hiç büyümeyen ve büyümeyecek bir çocuk mu ?
Oysa çocuklarını koruyor başkaları. Çünkü biliyorlar, en değerli varlıklarının, geleceklerinin çocuklar olduğunu. İnsana da , çocuğa da değer veriyorlar. Çünkü herkes bizim gibi, kendilerini masal kahramanlarının yerlerine koymaya çalışanlar tarafından yönetilmiyor.
Başka halklar uyutulamıyor bizim gibi, yalanlarla, masallarla, nutuklarla !
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Çocuklarımız...
Geleceğimizin güvenceleri...
Üzerine titrediğimiz çiçeklerimiz...
Kimselere, hiç bir şeye kıyamadığımız yavrularımız...
Onlar için yazdığınız güzel yazının her cümlesine katılıyor, toplumsal duyarlılığınızı yürekten kutluyorum Fikret Bey.
Kişilerin, ailelerin ve toplumun yapacakları hususların yanında, asıl devleti temsil eden organların yaptıkları ve yapacakları önem kazanıyor. İlk aklıma gelen; Adli Tıp Kurumu gibi bir yerde raporlar karışıyorsa, cesetler karıştırılıp başkasına ait raporlar yazılıyorsa, rapor için bir iki yıl sonrasına gün veriliyorsa, bir kurulun dediğini başka bir kurul çürütüyorsa...
Uzatmak mümkün.
Kısacası "tuz kokmuşsa"...
Mücadeleye devam Fikret Hocam. Yazmaya da...
Saygıyla selamlar.
Maalesef ne yapacagimizi sasirdigimiz bir zamandayiz
Ne kimseye güven kaldi ne de yasamin tadi.
Hata nerde?
Hata elbette insanlarda,
vayy bu dünyanin haline, n'apsin ki cocuklar?Allah korusun diye dua ediyorum gurbetten, bela oldumu elbet heryerde bulur ama haberelri izledikce saskinliktan kendime gelemyiorum inanin.
Güne dair bir konu idi.
Tesekkür ediyor saygialrimi sunuyorum Fikret Bey.
Mendil satan bizim çocuklarımız; ayakkabı boyuyan bizim çocuklarımız;araba altına yatan bizim çocuklarımız;tacize uğrayan bizim çocuklarımız;tecavüze uğrayan bizim çocuklarımız;terkedilen,cami avlusuna bırakılan bizim çocuklarımız;organı çalınan bizim çocuklarımız;geleceği çalınan bizim çocuklarımız;dilendirilen bizim çocuklarımız;koruyamadığımız,sevemediğimiz,üzerine titreyemediğimiz,sahip çıkamadığımız bizim çocuklarımız.
Teşekkürler Fikret bey...
Bir_Kucuk_Ask tarafından 4/3/2010 4:50:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sonra çıkıp beyanatlar veriliyor "içim acıdı" hadi ordan! Niye içi acımış
ayakkabı boyamakla ailesinin bütçesine katkı sağlamak "ZORUNDA" olan çocuğa
ayakkabı boyatıldı diye! Ya ne kadar vicdanlısınız gözlerim yaşardı!Eeee o
çocuğun ayakkabı boyacısı olmasının sebebi nerde ve kim?45 yıldır İstanbulda
yaşayan biri olarak ne tinerci çocukları ne de kapkaçı bilirdim lakin son yılların adli vakaları.
Fikret bey yazacağım şeyler var lakin reklam metinlerini yetiştirmek
zorundayım daha sonra gelmek üzere.Saygımla.
Eş:)Hülya tarafından 4/3/2010 10:49:31 AM zamanında düzenlenmiştir.