- 945 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VEFATININ 14.YILINDA AHMET GÜÇSAV'I ANIYORUZ
Söke’mizin tanınmış simalarından Avukat Ahmet Güçsav’ı aramızdan ayrılışının 14. yılında saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Vaybe demek ki Yahya Kemal’in “Sessiz Gemi’ sine binip denizleri, mavi okyanusları aşarak gidip dönmeyişinin ardından koca 14 yıl geçti. Ondan sonra kimler ayrılıp gittiler, yerlerinden memnun olacaklar ki “dönen yok seferinden”…
Hemen aklıma gelenleri yazıyor, tatlı uykularından uyandırmak istiyorum: İskender Cenap Ege, Hilmi Meydan, Mehmet Ali Asrav, Behzat Selçuk, Koca Müftü Mustafa Yazıcıoğlu, AslanTuntaş, Necip P. Alpan, Salih Bilgin, Mesut Coşkun, Orhan Çubukçu, Uzay Şairi namı değer Kâmil Erdin, Sıra dışı Vali Recep Yazıcıoğlu , Mustafa Özcanyüz, Selim Sabit Pülten, Ferzan Gürel, Süleyman Kara bunlar bizim Söke’nin sanat ve kültür dünyasında uğraş veren,emek veren insanlar.. Aklıma gelenleri yazı verdim. Sırası gelmişken hepsini saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Ahmet Güçsav’ı 1975’lerden bu yana tanıyordum.1985 yılında Söke’ye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Şube Müdürü olarak geldiğim günlerde yüz yüze tanıma fırsatını buldum. Vefat ettiği günlere kadar dostluğumuz hep aynı sıcaklıkta devam etti. Şimdi bir vefa borcu olarak Onu bir kez daha anmak kendime bir görev saydım..Çünkü Ahmet Güçsav anılmaya değer bir insandır.Sanatımıza, kültürümüze ve hele sosyal ve toplumsal yapımıza hizmet eden, değer veren insanlar ise hiç unutulmamalıdır…
Ankara’da uzun yıllar yayımlanan, Ord. Prof. Dr. İsmayil Hakkı Baltacıoğlu’nun çıkardığı, 1970 – 1984 yılları arasında çıkarılan Yeni Adam Dergisi’nde çoğu zaman Ahmet Güçsav’la yan yana bu dergide at koşturduk. Söke’ye geldikten sonra onunla birlikte Yeni Söke ve Söke Ekspres’te yine yazılarımızla yan yana geldik. Bugün hâlâ Eylül 1989’ten bu yana yayımına devam eden Beşparmak sanat ve Kültür Dergisi’nin de aynı zamanda kurucuları arasında da yer aldı. Hata bir yerde Beşparmak Dergisi’nin de isim babasıdır... Ha şunu da unutmadan belirtmeğim ki Ahmet Güvenç değerli bir vatanperver samimi, içten dolu bir Atatürkçü idi. Atatürk dendi mi önünü ilikleyen bir aydındı….Ağaca, ormana, doğaya da aşıktı…Dostunu, arkadaşını iyi bilen ve yerine göre de eli açıktı…
Ayrıca Söktaş’ın da kurulmasının da büyük hizmet ve emekleri vardır. Hatta Fabrika kurulsun diye bir kısım tarlasını daha cüz’i bir fiyatla Söktaş’a verdiğini bizzat kendisinden öğrendim. 17 Aralık 1970 tarihinde Söke Ekspres Gazetesi’nde “ SÖKTAŞ KURULURKEN” başlıklı bir makalede SÖKTAŞ konusunda düşünlerini de ortaya koymuştu.
1995’te yeni emekliye ayrılmıştım. Bir gün beni Eski Sümerbank binasının bulunduğu şimdiki Uğur Dershanesinin olduğu binanın yanılmıyorsam ikinci katında bir odası vardı. Burada uzun uzun sohbet ettikten sonra ayağa kalkarak aynen şöyle dedi:
“ Kadir Bey, benim erkek çocuğum olmadı. Üç kızım oldu, üç damadım var. Ben artık unumu emledim, eleğimi duvara asmış bulunuyorum. Ölüm Hak, Allah’ın emridir. Her kemalin bir zevali vardır. Sonbahardayız, yaprağım dalından düşmek üzeredir. Artık eskisi gibi kendimi iyi hissetmiyorum. Daha doğrusu yol göründü. Bana göre tünelin ucu görün meye başladı.
Kadirciğim, siz beni yakından tanıyorsunuz, Ayrıca incelemeye, araştırmaya meraklı bir sanatseversiniz. Sizleri bu açıdan her zaman takdir ediyorum. Benim için bir şeyler yazarsınız, bu ufak bir kitap da olabilir” dedikten sonra hüzünlü bir şekilde çaylarımızı tazeli yelim Kadir Bey “ dedi. Daha sonra “ kadir Bey, bu benim size bir vasiyetimdir, beni unutmamanızı diliyorum” dedi. Ben de kendilerine sağlıklı günler ve uzun ömürler diledim İyi dilekler de bulundum. siz daha bizlere lazımsınız, sizinle birlikte daha nice güzel günler görüp yaşayacağız “ dedim. Daha sonra lafı değiştirdim.
Üzerimde büyük bir ağırlık vardı. Daha sonra yanından ayrıldıktan sonra tekrar ve vurgulu bir şekilde” Kadir Bey, sana güveniyorum, sakın dediklerimi unutma “ diyordu.
Aradan altı ay filan geçmişti. Sevgili Ahmet Güçsav’ı 21 Mart 1996 günü ünlü halk ozanı Âşık Veysel’in vefat ettiği tarihte aramızdan ayrıldı, Gıranta tepesinde topağa verdik…
Aradan beş yıl geçtikten sonra Ahmet Güçsav’ı unutmadım ve nihayet” SÖKELİ BİR GÜZEL ADAM AHMET GÜÇSAV “ adını taşıyan kitabımla sözümü de yerine getirmiş oldum. Kitap Söke Şafak Matbaası tesislerinde yayımlandı. 10 Ocak 2001.
Geçenlerde sevgili Avukat Ahmet Güçsav’ın kızları Hikmet Güvenç Hanım beni İzmir’den aradı. Geçte olsa bu kitabımdan dolayı bir kez daha teşekkür etti. Benden 10 kadar kitap istedi. Bende yanımda fazla kitap olmadığını söyledim. Ama isterseniz bazı ilavelerle ikici baskısı için tekrar yayınlayabilirim, bu konuda sizlere yardımcı olabilirim” dedim, “ bir düşünelim “ dediler. Ben de bekliyorum.
Söke’nin sanat ve kültürüne hizmet eden Av. Ahmet Güçsav unutulmamalıdır Onun çeşitli sanat ve kültür dergilerinde Söke Ekspres, Yeni Söke, Gazetesi, Beşparmak ve Balova gibi dergilerde yüzlerce makalesi, denemesi yayımlandı. Bunlar tekrar bir kitap halinde bir araya getirilmelidir. Ben bir yakın dostu olarak vermiş olduğum sözü onun hayat öyküsünü, hayatını, sanatını, dünya görüşünü, yazılarını, denemelerini, fotoğraflarını ve hakkında yazılanları ( 160 ) sayfalık bir kitapta kendi kıt imkânlarımla yerine getirmiş oldum. Rahmetli eşi Jülide Güçsav Hanımın da biraz katkıları olmuştu…. Ancak üzülerek belirteyim ki damatları bugüne kadar beni hiç aramadılar. Muhterem hayat arkadaşı Jülide Hanım 15 Mayıs 2006’da aramızdan ayrıldı. O da sevgili eşi Ahmet Güçsav’a kavuştu.
Ahmet Güçsav’ın Türk dili konusunda kayda değer görüşleri vardı. Onu da saygıyla anmışken bu konuda ki görüşlerinden bir Türkçenin Güzelliği konusunda bazı görüşlerini sunmak istiyorum: “ Atalarımız dil konusunda yaratıcı ve zevklerini göstermişlerdir. Söz gelimi başlarının üstündeki uçsuz, bucaksız maviliğe “ gök” demişlerdi. Ama bu gök’ten Göksel, Gökmen, Gökay, Gökten, Gökçe, Gökcan, Gökçen, Göken, Göknar, Gökalp, Gökçer, Gökçem, Gökbürü, Gökçek, Gökhan, Göksün, Gökşen, Gökben, .Gökdil gibi sözcükler ortaya koymuşlardır.
Yine bir başka sözcükte verdiğin örneklerlerden ” Gür” sözcüğünden Gür,Gürbüz, Gürhan,Güran, Gürel, Gürler,., Gürgün, Gürsel, Gürkan, Gürdal, Güray, Gürkay, Güriş, Gürpınar, Güral, Gürel, Gürgün, Gürdal, Gürsan, Gürses, Gürtuna, Güral, Gürsoy gibi sözcükler kazandırmışlardır.
Yine sözü çok samimi bulduğu arkadaşlardan Eczacı Halil Özşarlak’tan da söz ederken onun çok benimsediği sözcüklerden de örnekler veriyor.
Sayın Ahmet Güçsav: Kökü “Er” ile başlayan sözcükleri şöylece sıralıyor: Erkmen, Ersoy,Erdal, Erman, Ertunç, Erdem, Erden, Erdinç,Ergenekon, Ergen, Ergül, Ergin, Erkan, Erkal, Ertaç, Erol, Erbil, Eren, Eray, Erdil, Ertan, Ersan, Eriş, Ertürk,, Erbay, Erhan, Eröz. Erker, Ercan, Ergun, Eray, Ersoy, Ersen, Ersin ve Ertuğ, Ertuğrul, gibi sözcükleri de sayabiliriz.” diyor. ( 1).
Vefatının 14. yılında sevgili gönül adamı Avukat Ahmet Güçsav’ı ve yukarıda adını verdiğimiz kişililerle birlikte rahmetle, sayıyla anıyor, ışıklar içinde yatsın diyorum.
1- Sökeli Bir Güzel Adam Ahmet Güçsav / Hayatı, eserleri ve düşünceleri- Abdülkadir Güler / Şafak Matbaası- Ocak 2001. Söke.
NOT: Geçenlerde aramızda ayrılan SÖKE TİCARET BORSASI Yönetim Kurulu üyelerinden Söke’nin sevilen insanı Sayın MUSTAFA SAPLI’NIN acı haberini üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum. Merhum Mustafa Saplı’ya Allah’tan rahmet, başta ailesi olmak üzere, dost ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. A.Güler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.