Kır zincirlerini küheylan kırda koş seni bekleyen özgürlüklere, izin verme,tutsaklığa mahkum olma sırtındaki eğeri şahlan ve at üstünden ...........

Kimseler dokunamasın artık sana incinme sızını anlıyorum seni boğan ahırda nasıda mutsuzsun,nasılda çaresizsin sadece önüne geleni yemeye ve artık hiç bir şeyin tadının olmadığını özgürlükte yemişlerle buluşmayı istediğini anlıyorum.....

Ceylanlara nasıl özendiğini,kırık bir kanadın dahi olsa kuş olmaya nasıl heveslendiğini ömrü azda olsa yüksek bir tepenin yamacında bir gelincik olmayı nekadar istediğini biliyorum biliyorum küheylan........

Sana ben de bir sırrımı anlatayımmı küheylan;
Biliyormusun ben de tıpkı senin gibi yalnızım tıpkı senin gibi çaresizim sığdıramıyorum küçücük yüreğimi koca koca sayfalara sığdıramıyorum küheylan.

Her dokunası sözümün yerini bulduğunu biliyorum ....biliyorum anlık yalnızlıklarda sadece, sadece benim karanlık bakışlarım zorda olsa hayata gülümsemeye çalışmıyor ve biliyorum unutamıyorum,silemiyorum diyen sadece ben değilim.

Sorarım sana küheylan söle şimdi özgürlüğe koşmakla sevgiliye varış arasındaki fark sence nedir?

Sorarım sana küheylan dört duvar arasında sapın samanın içinde bir yalnızlıkla boş bir sayfayı karalamak arasındaki fark sence nedir?

Sorarım sana küheylan sırtında bir eğerle dolaşmakla omzunda bir sevdanın yüküyle dolaşmak arasındaki fark sence nedir?

Görüyorsunki benim de içimde bir küheylan var tıpkı senin gibi şahlanmaya hasret ama ipleri kısa.Tek farkımız senin boynunda benimse yüreğimde asılı küheylan.......