- 1203 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Fındık Güzeli'm..
Bir Fındık Güzelini Sevmek...
Fındık yaprakları yeşereli çok oldu , az kaldı toplanacak gene fındıklar. Yine bir telaştır alacak bizimkileri,
Bu senede gelecek tüm gurbetçiler köye, yine şenlenecek harmanlar, harman muhabbetleri, harman beklemeler başlayacak gene, gündelik işçiler aranacak gene, sonrada bir patoz muhabbeti, sıra kavgaları vs vs vs. Aslında hayat her seneki gibi tekerrür edecek burada..
Ah be güzel gözlüm, bense hala o fındığın yapraklarıyla özdeşleştirdiğim gözlerinin mahpusluğunu yaşayacağım, tüm bu hengâmeden uzakta. Bu senede fındık bahçelerini gezeceğim seninle beraber, sensiz. Belki aynı heyecanı yaşayamayacağım ama yaad edeceğim o günleri, ilk buluştuğumuz bahçede, o fındık ocağının dibinde bir sigara içimi duracağım bu senede. Sana yazdığım mektupları düşüneceğim, Seyhan ın mektuplarımızı ulaştırmak için attığı taklalara tebessüm edeceğim düşündükçe. İsmimizin baş harflerini işlediğin mendili düşüneceğim. ( ki hala saklarım ne kadar zor olsa da ) ’F’ yi yaparken iğnenin eline battığını söylemiştin hani. Kan lekesini yıkamıştın ama hala duruyordu bana verirken.
’ Canısıııı, canısıııı, ömrümün yarısı’ şarkısını mırıldanacağım seni düşünürken, ellerinin ellerimle kenetlendiğini hayal edeceğim yine, ilk öpüştüğümüz gün gelecek sonra aklıma aynı yerde. Başındaki yazmanın desenleri bile aklımda hala, o titrek nefesin, otları biçilmemiş bahçemizdeki çiçek kokularının arasında duyduğum kokunu anımsayacağım, teninin tuzlu tadını.
Nerde cep telefonu, nerde msn falan, aşkı mektuplarla yaşıyorduk biz değimli sahi.. Ablan şüpheleniyordu ama emin olamıyordu sanırım, yoksa yaklaştırırmıydı Seyhanı sizin kapıya. Aferin ona ama hiç çaktırmadı kimseye, bazen görüyorum O nuda, O da beni görünce gülüyor şimdi. Evlendi biliyorsundur zaten ya.
Bizim evden türkü gönderirdim sana hatırlıyormusun, en güzel aşk şarkıları ile doldurttuğum kasedimi takardım çift kaset çalarlı teybime.. Özellikle pencerenin dibine koyardım ki, sen karşıdan o şarkının sesini duy, ve seni ne kadar sevdiğimi bir kez daha anla diye..Dedem rahmetli anlardıda manzarayı da bişey demez di ama (onunda mekanı cennet olsun) babannem gelip gelip fişini çekerdi teybin, uyuz olurdum..
Bir tek Cuma günleri vardı, herkes namaza gidince buluşabilirdik, ama fındık vakti diye hemen dönerdi onlarda, oysa bize yetermiydi bir saat, yetmiyordu nitekim, kaç gece bekledim pencerenin önünde senin.(Hemde kemrenin üstünde) Onun kokusu bile ne güzelmiş yaa şimdi anlıyor insan :)
Anama yalvarırdım ’ onlardan adam isteyelim bizimki bitincede onlara gideriz fındık toplamaya ’ diye, sizinkilerinde işine gelirse eğer en az on gün kafadan beraberdik fındık bahçelerinde yine, ama herkesin içinde de haykırılmıyordu ki yanlızken kulağına söylediklerim. Ama gözler ... Bakışarak sevişirdik adeta, fındık yapraklarının arasından göz göze gelir ve öyle kalırdık. Hem bana bakıp, hem daldaki fındıkları kopartıp sepetine atardın sen, ben se o fındık çotanağı olmak isterdim parmaklarının arasında bir anlık duran. Kalın fındık dalı olunca yardım etmem için görev bana düşerdi hani, evin güçlü kuvvetli oğlu olarak ve sırandaki dalların kart olmasını beklerdim beş dakikada olsa aynı metrekare içinde nefes alabilmek adına.
Of be güzel gözlüm, sahi ne oldu da ayrıldık ki biz senle, bir sene baban fındığa sensiz geldi İstanbul dan. Oysa önceki sene nasılda ayrılmıştık düşünsene .. Fındıklar harmana girmişti yine, HARMAN zamanı ayrılık zamanıydı gene. Aynı fındık bahçesinde ve benim her bahçeye gidişimde, mabedimmiş gibi uğrayıp bir sigara içtiğim o yerde, bu sefer veda öpücüğü vermiştik birbirimize, o kan çanağı gözlerin aklımda hala.
Bak aradan kaç sene geçti be güzelim, son öptüğüm sen olmadın maalesef, ama o yanaklarından düşerken tuttuğum gözyaşlarının damlaları kadar masum ve sorgusuzca sevdim seni, sevdik birbirimizi ...
Bizimkiler hala fındık toplamayı sevmediğimi düşünüyolar, oysaki içimde dokunduğum her fındık çotanağı ile taaa eskilere giden bir çocuk var, geri dönmek istemeyen, biraz daha kalmak isteyen ...
unutmayan52