- 886 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÖNÜL DÜNYASINDAKİ AŞK!
GÖNÜL DÜNYASINDAKİ AŞK!
Bir varmış bir yokmuş derler ve evvel zaman içinde kalbur saman içinde… Fakat böyle olmayan çok yakın
zaman içinde olan, sevgi ve aşk ateşiyle yüklü insan varmış! Bu iki insan, birbirinden çok uzak ülkelerde
yaşarlarmış ve henüz birbirini hiç görmemişler. Biri kız olan ve manevi anlamında; “Bulutla yer arasında…”
olan. O yere vuran ve güzel hayat veren yağmur damlaları olan ve onlarsız Âlem-i Dünyada hayat olmayan,
anlamlı ve ayrıca o güzel (Medcezir) olan sanki o; “...gelip giden ve ay ile güneşin yuvarlağı üzerindeki
çekim güçleri gibi denizlerdeki, o su düzeyinin alçalması ve kabarması olayın anlamını taşıyan, bir kız.
Diğeri de; Âlemlerin içindeki ve onları içeren anlamının ne olduğu ve içeriği bilinmeyen gizemlerle dolu sırrı
ilham almış olan bir erkek.
Bunlar bir gün bir zaman içerisinde tesadüfen o güzel sesli kızın sesini duyan erkek onun sesinden duyduğu
o mutluluk ve sevgi yüklü nefesinin verdiği ilham ile uzaktan sadece yazışarak tanışırlar. İşte, burada da ay
ile güneşin çekim gücü gibi yani manevi bir medcezir olayı olmaya başlar. Günler geçtikçe ve yazışıp daha
çok birbirlerini tanışmaya başladıkça yakınlaşmalar ve sevgi ateşleri yanmaya başlar. Biri ay; karanlık
geceleri kendi ışığı ile aydınlatan ve diğeri de; o geceleri aydınlanmış ama henüz gizemi çözülmemiş olan,
sırlarını saklamak isteyen fakat gündüzlerini de güneşin ışığı gibi aydınlatan ve o yakıcı sıcaklığını
hissettiren ve gündüzleri güneş gibi yakıp kavuran ve geceleri de sırlar gibi saklanan bir gizemli sır. Biri
onun gecelerine aydınlık, yani kararmış duygularını aydınlatan ve onlara mehlem olan sevgi yüklü mehtap
gibi bir ay! Diğeri, bu saklanmak ve yakmak gibi bir taraf tanda aydınlatmak olan ve iki olay olur.
Artık iki gönül bir medcezir olayı yaşamaya başlar. Bu medcezir; manevi sevgi yüklü ve aşk ateşini taşıyan
söz ve yazışmalar ile olan iletişimleridir. O ona bir özel anlamlı yazı veya şiir yazdığı zaman o da onu hemen
sesli bir yayın ile okur ve ona yollar. Kendisi de yazı ve şiirler yazar ve ilaveten bunları da ona yollarmış. Bu
ilerledikçe ilham dolu, duygu yüklü aşk ateşi de yanmaya başlar. “ Ey gönüller nerede, nasıl tutuldunuz ve
bir kıvılcım ile ateş aldınız” İşte, bu aşktır ve çaresi bulunmayan, gizemi çözülmemiş ve hiç çözülemeyecek
olan manevi çok ağır duygularla dolu yük olur. Aşk ve bunun anası sevgi olan ve o aşkı doğuran bağdır. O iki
gönül bu bağ ile hiç çözülmeyecek olan bir ilişki ve iletişim ile birbirlerine bağlanıp yaşamaya başlarlar.
Günler, haftalar, aylar ve yıllar gelip geçer. Zaman kendi gizemiyle ilerler ve süreci devam eder. Bu iki
gönül, ancak bir âlem içerisinde buluşur ve orada kaynaşıp sevişir. O “Âlem-i Dünya” da ki ve o dünyanın da
içinde saklı olan, kimselerin göremediği ve giremediği “Âlem-i Gönül” de olan gönüllerdir. O gönül âleminde
sadece; sevgi, aşk ve mutluluklarla dolu huzurlu bir yaşam vardır. Orada yuva kurup evlenirler ve sevgiyle
dolu olan, adı da sevgi olan o çocuklarını gönül dünyasına getirirler. Onlarla haşır neşir olup mutlu ve
sırlarla dolu bir yaşam sürerler. Kimse onları ne görür, nede onlarla ilgili bir bilgi edinirler.
Onlar ererler muratlarına ve sevgi, aşk dolu dünyalarına, bizlerde çıkalım kerevetimize!
Tanrı, tüm gönüllere; sevgi, aşk ve huzurlu bir hayat dolu yaşam vermesi dileklerimle!
YAZAR
Alem-i Sır
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.