- 1741 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Letâfet-i Nâmütenahi İstanbul
Letâfet-i Nâmütenahi İstanbul
Nevbaharla birlikte berk-i semenlerle müzehher olmuş reyâhinler, bir hal-i inkisârı ile çağlayan cûybarların bulunduğu letâfeti nâmütenâhi olan İstanbuldayım.
Karşımda râyihâlarıyla hüsn-i bi_bahâ ile hurûşan mâi deniz..bense mâi denizin
O âsude sukûtuna hâmuşane hûruşanına, meftûn olmuş seyretmekteyim nesîm-i seherlerde..Bir neşîde İstanbul.. sonsuz bir neşide mâi deniz..sanki nesrinler misali bir samt-ı ümitle rûy-ı zemine rûşenalar saçıyor..Ufku temâşa ederken,mazi sayfalarında sukûneti ebediyyeye ve emelerin rûhuna peyûmu hasreti fısıldayan, perde –i zulmeti kaldıran, Rabb’inden bir parça nusret ve umutla nevvar diliyor mâi deniz..
Rabbinden dilediği arzularına ulaşmış mâi deniz..şimdi muğberler, kebûterler, mai denizin enginliğine bir hasbihal sunuyorlar.. Öyle bir hasbihal ki; lâyetenâhi kedernâk..
Güzîde bir matem haberi veriyorlar mâi denize..bir girye-i husrana büründü şimdi mai deniz.. her katresinde bir lerze gizli,leyl-i ızdıraplarda..mâi denizin enîs-i dilidir fezây-ı ferdâlar..Bu enîs-i dil ile girdaplardan kurtulacak, leyle-İi ızdıraplardan ayrılacaktır..
O efsûnkar güzelliğiyle etrafına revnaklar saçan, pür sitâre semâlarda, diyar-ı sûhanver olan, İstanbul’a firûzeler bile bir ferdây-ı tahassür gönderiyor..
Bir edebiyat âlemi şimdi İstanbul..Benim şiirlerimse, rencîde olmuş, rahşan hilâlelerin gizliliğinde..vâveyla olmuş ve pür fîgan sütre-i yeldâya bürünmüş..
Son bir veda bûsesi bırakarak, İstanbul’a derûni hüzünlerini sunmakta..
Züleyha Özbay Bilgiç
(1995) Kütahya
***Lise yıllarında kaleme aldığım ve paylaşmak istediğim bir divan çalışmam..gönül iklimime hoşgeldiniz..*****
KELİMELER________
Letafet-i namütanehi: sonsuz güzellik
Nevbahar: ilkbahar
Berk-i semen: paha biçilmez
Müzehher: bezenmiş, çiçeklenmiş, çiçeklerle donanmış
Reyahin: reyhan çiçekleri
Hal-i inkisar::krılma gücenme hali
Cuybar:akarsu ırmak
Rayiha:güzellik, hoş koku
Hüsn: Güzellik. İyilik
Bi-baha: paha biçilmez
Huruşan: çağlayan coşan
Asûde: huzurlu rahat
Hamuşane: Sessizce, ses çıkarmadan. Sessizliği andırır bir şekilde.
Nesim-i seher: Lâtif sabah rüzgârları.
Neşide:şiir manzume
Nesrin: yaban gülü
Samt-ı ümit: ümit sessizliği
Ruy-ı zemin: yeryüzü
Peyam-ı hasret: hasret özleyiş haberi
Nusret: Yardım. Cenab-ı Hakkın yardımı
Nevvar: nurlu,aydın,aydınlık
Muğber: terkedilmiş
Kebuter: güvercin
Latenahi: sonsuz
Girye gözyaşı
Katre: damla su damlası
Lerze: titreyiş
.leyl: gece
Enis: ünsiyet edlmiş olan dost sevgili
Ferda:yarın
Revnak: Zinet. Parlaklık. Göz alıcılık, güzellik. Safa, taravet.
Pür Sitare:yıldızlarla örtülü
Suhan-ver: fasih konuşan
tahassür: Hasret. den) Hasret çekmek. Elde edilmesi istenilen ve ele geçirilemeyen şeye üzülmek.
Rahşan: titreyiş
Hilale: ay ın buğusu, hale
Firuze: göktaşı
Vaveyla: çığlık,feryat
Figan:a ğlayıp sızlama
Sütre-i Yelda: uzun örtü