Günbegün Notlarım 45/Nisan'a Merhaba Derken
........................................
Nisan’a Mardin sımsıcak bir güneşle girdi...
Yavaş yavaş turisti, ziyaretçiyi kendine çekecek kadim kent...
Büyülü şehir Nisan ayında cennetten yeşil parçalara ev sahipliği yapar, yemyeşil duran Mezopotamya Ovası’yla...
+++++
Nisanla içim kıpır kıpır olur...
Kendimi doğaya teslim etmek isterim bir bütün olarak. Tüm benliğimle tabiatın anlamlı bir ferdi olmak isterim nisanda...
Karışmak her çiçeğe benliğimle...
Uzanmak dağ yamaçlarına sabahtan akşama kadar. Poz vermek her otla, uğur böceklerine selam vererek...
Şiirsel bir uçurtma olmak, takla üstüne takla atan güvercin kanatlarında...
Serçe kuşlarla, badem ağaçlarından çağla koparmak isterim...
İsteklerim Nisanla çoğalır ve doruğa ulaşır; çok su alan ve taşmak üzere kabaran barajlar gibi...
+++++
Nisan ay’ı bereketin tam karşılığıdır, kim ne dese desin...
Nisanla bereket, dört bir koldan kendini gösterir...
Nisanla yağmur bir başka ıslak, toprak dudağında...
Nisanla çiçekler bir başka rengarenk, seven yürek sesinde...
Nisanla dünya bir başka güzel dönüyor, kendi ekseni etrafında...
Nisanla yaşam, daha cıvıl cıvıl ve daha capcanlı dalgalanıyor...
++++
Ve aslında nisan demek insan demek...
İnsanın kendini gördüğü iklim demek...
İnsanın varlığıyla yüzleştiği ürün öncesi hazırlık dönemi demek...
İnsanın ya yaşama katıldığı, ya da kalabalıklar içinde kaybolduğu gerçekler mevsimi demek...
YORUMLAR
nisan baharın bereketin sembolü
mardine gelince unutulmaz anıları var bende
ilk olarak inmiştik arabadan önce yemek yinecekti
mardin ovasına bakan güzel bir lokantaya girelim dediler
bizi karşılayan beyin elinde bir tabak yiyecek vardı bu günün menüsü dedi bunlardan istermisiniz etrafıma bakındım herkes bir yere gitmiş kimi oturmuş tabağa baktım çok çeşit vardı içinde işkembe olanı gösterip bu hariç hepsi gelsin dedim
manzara harikaydı uçsuz bucaksız mardin ovası sanki denize bakar gibi baktım ovaya
benim yemek önce geldi ilk sipariş benimdi yanımızda genç doktorlar vardı teyzem ne yiyeceğiz deyince bak dedim benim geldi herkes şaşkın ne zaman söyledin diyordu tabağımı gören hemen sipariş verdi güzel bir anımdı
ve dağlara yaslanmış gerdanlık gibi eski mardin sukakları labirent gibi
şehri gezdiren iki küçük çocuktu otobuse binene kadar ayrılmadılar yanımızdan güzel bir gün geçirmiştik
anılarım canlandı yeniden yaşadım o günleri
saygılarımla
meselci
ne güzel,
sizi mardinde tekrar ağırlanmaktan
ONUR DUYARIZ
Ayşe hanım.
saygımla.