Sessiz Kahramanlar
Sessiz dünyaları vardı. Patlamaya hazır volkan gibiydiler. Patladıklarındaysa lavları sadece kendi içlerini yakarken, kurtların dansını ettiler.
Görsel medyanın makyajlı yiğitleri değildiler. Coğrafyadan anlamasalar da insanın doğasını bilirdiler. Siyah renkli dört çekerin koltuklarında görünmediler. Dert çekenlerin yanlarında göründüler. Sevdalılarını değerli armağanla şımartmayıp, sözleriyle onurlandırdılar.
Üçü bir arada heveslisi olmadıklarından, tek başına kavgalara girdiler. Gözlerine pahalı olan kara gözlükler takmadılar. Gözlerini karalar bürümüş olanlardan olmadılar. Gözlerinin içine bakarak yüreklerini gösterdiler. Şık takım elbiselere sahip olmadılar. Yaşadıkları, ekmek yedikleri yerdekiler gibi sade giyindiler.
Denizli’nin horozuymuş gibi ortalıkta dolanmadılar. Başkalarının malına çöldeki develer gibi çökmediler. Ortamlarda nasıl konuşacaklarına dair dersler almadılar. Bulundukları ortamlar içinde ders verdiler.
Saldırı silahlarına değil bileklerine güvendiler. Kağıt parçalarıyla tehdit ederek değil sözlerini senet yerine geçirip, haklının yanında oldular. Yürüyen ve konuşan süslü kızların bulunduğu mekânlarda değil de bir ömür boyu sevecekleri kızların ve kadınların gönlünde yer almasını da bildiler.
Yamuk işaretini okudukları okullardaki geometri kitabında gördüler. Kitaptan çıkarıp yaşama uydurmadılar. Zevkten dört köşe olacak halde, damarlarına zehir vurmadılar. Ağızlarından su ile birlikte sentetik madde almadılar. İçkiyi ağızlarıyla içmesini bildiler. Yüreksizliklerini inkâr eden ama aslan sütlerini içtikten sonra aslan olunacağını sanan hayalperest yüreksizlerden olmadılar.
Sessiz kahramandılar.
Yoksulluğu yaşayıp yoksulların yanında oldular. Yaşamın köşe başları olmasını bildiler.
Kurtlar vadisinin yeşilliği değil, ağır ağabeyliğin koyuluğu oldular.
Çoluk çocuğun eline bıçak verip, racon kestirmediler. Yiyecekleri armudu kesmelerini tavsiye ettiler.
Klavyelerin x harfiyim. Bir o kadar sessiz bir o kadar kullanışsızım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.