11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1037
Okunma
Müslüman bir ülkede yaşadığımız halde, nedense son yıllarda, özellikle ibadet konusunda birbirimize düşer olduk. Biz, bugüne kadar millet olarak, sadece bu konuda değil, hiçbir konuda karşı karşıya gelmemiştik.
Bu konuda, bir kutuplaşma ortaya çıktı . Anlamakta güçlük çekiyorum. Geçenlerde, iki arkadaşımın çekişmesine şahit olunca, gülmeden edemedim. İkisi de çok sevdiğim arkadaşımdır. Gerçi, aralarında; çoğu zaman çekişmeler olur.
Arkadaşımın bir tanesi erkek. Özellikle bira içmeyi seviyor anlattığı kadarıyla. İş çıkışında, neredeyse, iki akşamda bir göl kenarında içmeyi seviyor. Ballandıra, ballandıra anlatmasından biliyorum. Neşeli bir yapısı vardır. Tek kötü tarafı ise kendisine, tek kelime söz söyletmemesidir. Biz de onu, o şekilde kabul ettik zaten. Sonuçta, sekiz saat beraber çalışıyoruz.
Yeri gelir kavga ederiz; yeri gelir, hep birlikte çay içeriz. Öbür arkadaşım da bayan. Dindar bir insandır. İbadetini yapmaya özen gösterir. İnsanlara yardımı sever. Her olayda, iyi niyetini sergiler. Veya ben o şekilde görüyorum.
Bunların birbirlerine sataşmaları ise ayrı bir eğlence.
Konu, sanırım namaz ile ilgili bir konuşmadan açıldı. O sırada, işim olduğu için konuşmaların başını kaçırmış. tam olarak anlayamamıştım. Dikkatimi çekince, konuşmalara odaklandım.
Erkek arkadaş, öbürüne ;
“ Benim kalbim temiz. Ben, namazımı kılmıyorum ama içki içerken, ezan okunduğunda, bira şişemi elimden bırakıyorum. Sen, namaz kılarken neler düşünüyorsun kim bilir “
Öbürü de karşıdan;
“ Ne kötülük düşünebilirim. Allah, senin kalbine göre versin. Sen, benim namazıma karışamazsın. Kendin kılmıyorsun diye, başkalarını eleştiremezsin. “
“ Evet, şimdi kılmıyorum. Elli yaşıma geleyim, namaza başlayacağım. “
“ Yarına sağ çıkabileceğine senedin var mı peki ? “
Bu mücadele epey bir devam etti. Sonra ikisi de yoruldu. Söylenecek pek bir şey de yoktu aslında bu duruma. Kul olarak, yapmakla yükümlü oldukları, ibadet hakkında, birbirlerini yargılıyorlardı sadece. Ortada kalan ise bizlerdik.