- 1004 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
NE DEMELİ
Müslüman bir ülkede yaşadığımız halde, nedense son yıllarda, özellikle ibadet konusunda birbirimize düşer olduk. Biz, bugüne kadar millet olarak, sadece bu konuda değil, hiçbir konuda karşı karşıya gelmemiştik.
Bu konuda, bir kutuplaşma ortaya çıktı . Anlamakta güçlük çekiyorum. Geçenlerde, iki arkadaşımın çekişmesine şahit olunca, gülmeden edemedim. İkisi de çok sevdiğim arkadaşımdır. Gerçi, aralarında; çoğu zaman çekişmeler olur.
Arkadaşımın bir tanesi erkek. Özellikle bira içmeyi seviyor anlattığı kadarıyla. İş çıkışında, neredeyse, iki akşamda bir göl kenarında içmeyi seviyor. Ballandıra, ballandıra anlatmasından biliyorum. Neşeli bir yapısı vardır. Tek kötü tarafı ise kendisine, tek kelime söz söyletmemesidir. Biz de onu, o şekilde kabul ettik zaten. Sonuçta, sekiz saat beraber çalışıyoruz.
Yeri gelir kavga ederiz; yeri gelir, hep birlikte çay içeriz. Öbür arkadaşım da bayan. Dindar bir insandır. İbadetini yapmaya özen gösterir. İnsanlara yardımı sever. Her olayda, iyi niyetini sergiler. Veya ben o şekilde görüyorum.
Bunların birbirlerine sataşmaları ise ayrı bir eğlence.
Konu, sanırım namaz ile ilgili bir konuşmadan açıldı. O sırada, işim olduğu için konuşmaların başını kaçırmış. tam olarak anlayamamıştım. Dikkatimi çekince, konuşmalara odaklandım.
Erkek arkadaş, öbürüne ;
“ Benim kalbim temiz. Ben, namazımı kılmıyorum ama içki içerken, ezan okunduğunda, bira şişemi elimden bırakıyorum. Sen, namaz kılarken neler düşünüyorsun kim bilir “
Öbürü de karşıdan;
“ Ne kötülük düşünebilirim. Allah, senin kalbine göre versin. Sen, benim namazıma karışamazsın. Kendin kılmıyorsun diye, başkalarını eleştiremezsin. “
“ Evet, şimdi kılmıyorum. Elli yaşıma geleyim, namaza başlayacağım. “
“ Yarına sağ çıkabileceğine senedin var mı peki ? “
Bu mücadele epey bir devam etti. Sonra ikisi de yoruldu. Söylenecek pek bir şey de yoktu aslında bu duruma. Kul olarak, yapmakla yükümlü oldukları, ibadet hakkında, birbirlerini yargılıyorlardı sadece. Ortada kalan ise bizlerdik.
YORUMLAR
Bu tartışmaya fikir üretmek çok zor aslında. Fakat bir şey söylemeden de geçilmez. İnanmak, ibadet etmek çok güzel. Kendini bilen insanlar, inançlarını lâyığıyla yaşayanlara, içten ya da dıştan, mutlaka, gıbte ederler.
Daha çok gıbte edilmesini istiyorlarsa eğer, böyle kardeşlerim ; diğerleriyle tartışmaktan mümkün olduğunca kaçınmalı, onları eleştirmemeli, mana bulşmamalı ve hareketleri, yaşantılarıyla örnek olmalılar. Yoksa hem kendilerine hem de inandıkları dine zarar vermiş olurlar.
güzel yazan kalemden yine çok güzel bir konu....iki arkadaşta konuşuyor tartışıyor.....ama kırılganlık yok...herkes kendi yolunda...işte bu değilmi....ne demiş büyüklerimiz her koyun kendi bacağından asılır....diye tebrikler kardeşim....çok ince bir konuda çok ince mesajların vardı... ben kendime düşeni aldım sayende saygılar yüreğine saygılar güzel yazan kalemine....
Zaten hep öyle demez miyiz? "Benim kalbim temiz. Önemli olan kalptir" Allah -haşa- bilememiş de mi ibadeti emretmiş o zaman. Böyle büyük laflar etmemeli insan. Hele de din konusunda...
Güzel bir yazıydı Nermin Abla. Kısa kesmişsin ama. Snırım sen de büyük laflar etmekten çekindin. Tebrik ediyorum seni çok çok...Sevgilerimle.
Nermin hanım günümüzü öyle güzel anlatmışsınız ki söyleyecek çok söz olduğunu sanmıyorum. Hiç kimse kimsenin ibadetine karışmaya hakkı yok. Hiç kimse kimsenin hayatına müdahele edemez diyoruz ama günümüzde herkes herkesin hayatına ve düşüncelerine müdahele ediyor. Özellikle de oruçda. Hatırlarsınız. Oruç tutmayan bir çok gen.ç, oruç tutmadıkları için dövülmüş hatat ölümler bile olmuştu ve sanırım olacak da.
Teşekkür ediyorum paylaşımınız için. Sevgiler yüreğinize
Arkadaşım,evet dinimizde farz olan namaz...Ama bir de atasözümüz var arkadaşım.Parayla imanın kimde olduğu belli olmazmış...Evet eksikliğimiz olabilir din konusunda ama bu namaz kılıyor dini bütün,bu kılmıyor dinsiz, ya da bu namaz kılıyor,başını örtüyor diye gibi bir ayırımı yapmanın kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum...
Güzel konulu bir yazıydı.Sevgilerimle öpüyorum