- 1938 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Evlen Benimle
Neredeyse televizyonların baş yapıtları oldu bu evlilik programları...
Ergenlik çağından ölüm yaşına gelmiş insanların
katıldıkları bu programlar doğrusu hayli eğlenceli geçmektedir.
Daha çok zamana ayak uyduramayan yaşı başı geçmiş ve kimsesiz, ancak evlilikle bakım sorununu çözmek isteyen tarafların bir araya geldiği,
bazen matrak bazen trajikomik bir program olarak görmekteyim.
Çünkü bu evlilik arayışlarında çoğu kez aşk meşk söz konusu değildir.
Bir yürek çarpıntısı, küçük bir heyecan duymak denemek için bir başlangıç sayılabilmekte, bunun adı da elektrik almak şeklinde yorumlanmaktadır.
Ve böylece onca enerjiye dönüşen elektriğin gönül işlerine de el attığını özellikle bu izdivaç programlarından öğreniyoruz.
İtiraf etmeliyim toplumsal detaylar bazında bu tür programlar çok şeyler öğretti bana:
Niceleri var ki zamazingo derdindedirler...
Zengin bir enayi dümbeleği bulup, sonra da adam veya kadın eşek cennetine gidince haybeci geçinme çabasındalar.
Her şartı kabul ederler...
Yani “Eğere de, semere de gelir” misali.
Bazıları da; yalnızlığın dayanılmaz ağırlığından öylesine usanmış ki,
akıl mantık nanay olmuş.
Sadece; Mevlana misali “Gel! Kim olursan ol gel...!” davetleri yapmaktadırlar.
Ya da mal varlıklarını,
Emekli aylıklarını,
Olmadı yazlıklarını, arabalarını, hatta markalarını dahi bir çırpıda sayan ve taliplileri bunlarla etkilemeye çalışan kart zamparalar da görmekteyiz.
Bu arada görevli şakşakçılar ve sözde jüri mensupları çıkardıkları gürültülerle aktif hale gelmektedirler.
Genelde mal varlığı olan erkek veya kadınlarda elektrik sorunu olmamaktadır.
Ayrıca gelecek endişesi olan yaşlı kadın ve erkeklerin yoğun olarak katıldıkları evlilik programlarında, kadın bir şeyler elde etme çabasında, erkek de vaziyetten haberdar ve şartlı rıza ile iştirak ettiği programda kadına zırnık vermeme çabalarını sergilemektedirler.
Arada bir ıslak karga gibi sessizce o mekanlarda kısmetini bekleyenleri de görebilmekteyiz.
Diğer taraftan, gördüğüm kadarıyla evlenmek isteyen gençler evlenmek isteyen bu yaşı kemale ermişlere karşı daha ilkeli, daha onurlu durmaktadırlar...
Yaşanan bu görüntülerin esas nedeni: Ataerkil aile tipinden çekirdek aile tipine geçilmesi, yaşlıları yalnızlaştırmış ve “yalnızlık Allaha mahsustur” öz deyişiyle bu insanlarımız aslında bir ses ve nefes arkadaşlığı aranmaktadır.
Ancak ailenin diğer bireyleri genelde bu evlilikleri onaylamamaktadır.
Gerekçeler muhtelif:
Bu yaştan sonra evleneceksin de ne olacak?
Hizmetin görülmekte...
Sofran kurulmakta...
Elbiselerin temizlenmektedir... Şeklinde eleştirilere maruz kalmaktadırlar...
İyi de, bütün bunlar misafir konumunda kaldığı oğlunun veya kızının evinde görüldükçe o kişiler aslında gönüllerince rahat ve özgür olamamaktadır.
Zira evin kurallarını koyan artık o değil; oğul, kız veya gelin veya eniştedir.
Oysa yıllar yılı kural koyan hep kendisi olmuş bir kişilik, bu rol değişimini kabul edememektedir.
Ayrıca şunu da anlıyoruz ki artık evliliklerde o gönüller sultanı “Beyaz Atlı” artık “Beyaz Otomobilli” olmalıdır. Hatta mümkünse Mercedes’li olmalıdır.
Hatta en azından bir evi bir de yazlığı birkaç bin lira aylık geliri de olmalı ki; Samanlık seyran olsun...
YORUMLAR
"İyi de, bütün bunlar misafir konumunda kaldığı oğlunun veya kızının evinde görüldükçe o kişiler aslında gönüllerince rahat ve özgür olamamaktadır.
Zira evin kurallarını koyan artık o değil; oğul, kız veya gelin veya eniştedir.
Oysa yıllar yılı kural koyan hep kendisi olmuş bir kişilik, bu rol değişimini kabul edememektedir."
Sendromun ana konusu işte bu dört satır..Yine de Dramatik ve vahim bir durum...Çokta nahoş..Maalesef taş yerinde ağır...
Gündem konusuydu ve bam teline bastınız.Kaleminize kuvvet,gönlünüze sağlık.Saygı ve Selamlarımla...