Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
filistin, yaralı kuşum
filistin, yaralı kuşum
@filistin-yaralikusum

Yanlış hayat doğru yaşanmaz

27 Mart 2010 Cumartesi
Yorum

Yanlış hayat doğru yaşanmaz

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1157

Okunma

Yanlış hayat doğru yaşanmaz

Yerleşik olanın, bizlere dayatılmak istenenin dışında duran insanlar olarak, yanlış bir yaşamda doğru yaşamaya çalışıyoruz. Kendi tikel yaşam alanlarımızı oluşturmak için çaba sarf ediyoruz. Adorno, "yanlış yaşam, doğru yaşanmaz" diyordu. Öyleyse ne yapmalıyız? Yanlış yaşamları kabul mu etmeliyiz yoksa doğru bir yaşam için çaba mı sarf etmeliyiz?

Modern insan için özgürlüğün ve kendi olma bilincinin bedeli çok ağır oldu. Aydınlama hareketinin temeli akıldır, aklın akıldışılığa üstünlük mücadelesidir. İleri sürüldüğü gibi, akıl sadece ilerleme, özgürleşme vb. değildir. Akıl aynı zamanda modern bir iktidardır. Tikel olanı kuşatma hareketidir. Hayatın bütün alanlarını gözeneklerine kadar kuşatan egemenliktir. "Modern iktidar büyük gözaltıdır" diyordu Foucault. Aklın diyalektiği, aydınlanmanın bu iki sonucu arasındaki bir gerilimdir. Benjamin, "modern dönemde insan halesini yitirmiştir" derken, insanın ’tekil ve biricik’ olma durumunu kaybettiğini söylemek istiyordu. Çağın mekanik üretim şekline göre, her özne bir diğerinin aynısı oldu. Aynı şeyleri yiyip, aynı şeyleri içen, aynı şeyleri konuşan, aynı şeyleri dinleyen, aynı şeyleri seyreden özneler durumuna düşürüldü. Hisler, duygulanımlar bile aynı. Kısacası herkes aynı. Herkesin aynı olduğu yerde, kimse de kalmaz ve özne biter, tükenir. Frankfurt Okulu düşünürleri buna ’kültür endüstrisi’ diyorlardı. Kültür endüstrisi kavramı, varolan kültürün oluşmasında, sanılanın aksine kitlelerin öneminin pek fazla olmadığını ve kültürün, bütün parçalarının kendi içinde bulunmaya, ama bütün şartlarına uyarak bulunmaya ikna etme olarak açıklanıyordu.

Genelin içinde bir hareket tarzıdır yaşamlarımız. Yanlış bir genelin içinde tikelin yaşama umudu, tikelin özerkliğine bağlıdır. Genelin hegemonyasını kırmak için bu şarttır. Burada ’genel’ ile ifade edilen ’toplumsal yapı’, ’varolan düzen’dir. Tikel ise bütünün yani genel yapının içinde olan ’birey’den ’sosyal sınıf’lara kadar genişleyebilen bir alandır. Tikel zorunlu olarak genelin içinde varolmak durumundadır. Genelin dışında durması olanaklı değildir. ’Tikel’, ’genelin’ baskısını hafifletmek ve ondan azami ölçüde korunabilmek için, kendi özerkliğini yaratmak ve korumak zorundadır. Ancak bu özerkliği sayesinde tikel, genel içinde, genele teslim olmadan kendini koruyabilir ve geneli, kendi oluşturduğu alternatiflere doğru değişmesi için zorlayabilir.

Bu düzenin yaşam biçimlerinin kuşatması altında olan bizler, farklı düşünüp farklı yaşamak isteyenler, genelin içinde bize ait özerkliği nasıl oluşturup koruyacağız? Her tikelin bu soru üzerinde düşünmesi lazım. Fikirlerimiz doğru yaşam isteyenlerin yanında iken, yaşam biçimlerimiz ve tüketim alışkanlıklarımız genelin (bütünün) bize sunduğu yanlış yaşamın bütün donanımlarına sahip. Genelin istediği şekilde yaşamaya devam ediyoruz. Özerk olması gereken tikel yaşamlar geneli güçlendirir nitelikte hareket ediyorlar. Yanlış yaşamda doğru yaşayabilmek için kendi özerk alanlarımızı oluşturmanın yolu bu çelişkinin çözülmesiyle mümkündür. Bu çözüm de şu olabilir: Kendi özerk yaşam alanlarımızı düşündüğümüz gibi oluşturup yaşayacağız. Ve bu alanları genele karşı savunacağız.

Mehmet Ali Yazıcı

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yanlış hayat doğru yaşanmaz Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yanlış hayat doğru yaşanmaz yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yanlış hayat doğru yaşanmaz yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.