- 1108 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yanlış hayat doğru yaşanmaz
Yerleşik olanın, bizlere dayatılmak istenenin dışında duran insanlar olarak, yanlış bir yaşamda doğru yaşamaya çalışıyoruz. Kendi tikel yaşam alanlarımızı oluşturmak için çaba sarf ediyoruz. Adorno, "yanlış yaşam, doğru yaşanmaz" diyordu. Öyleyse ne yapmalıyız? Yanlış yaşamları kabul mu etmeliyiz yoksa doğru bir yaşam için çaba mı sarf etmeliyiz?
Modern insan için özgürlüğün ve kendi olma bilincinin bedeli çok ağır oldu. Aydınlama hareketinin temeli akıldır, aklın akıldışılığa üstünlük mücadelesidir. İleri sürüldüğü gibi, akıl sadece ilerleme, özgürleşme vb. değildir. Akıl aynı zamanda modern bir iktidardır. Tikel olanı kuşatma hareketidir. Hayatın bütün alanlarını gözeneklerine kadar kuşatan egemenliktir. "Modern iktidar büyük gözaltıdır" diyordu Foucault. Aklın diyalektiği, aydınlanmanın bu iki sonucu arasındaki bir gerilimdir. Benjamin, "modern dönemde insan halesini yitirmiştir" derken, insanın ’tekil ve biricik’ olma durumunu kaybettiğini söylemek istiyordu. Çağın mekanik üretim şekline göre, her özne bir diğerinin aynısı oldu. Aynı şeyleri yiyip, aynı şeyleri içen, aynı şeyleri konuşan, aynı şeyleri dinleyen, aynı şeyleri seyreden özneler durumuna düşürüldü. Hisler, duygulanımlar bile aynı. Kısacası herkes aynı. Herkesin aynı olduğu yerde, kimse de kalmaz ve özne biter, tükenir. Frankfurt Okulu düşünürleri buna ’kültür endüstrisi’ diyorlardı. Kültür endüstrisi kavramı, varolan kültürün oluşmasında, sanılanın aksine kitlelerin öneminin pek fazla olmadığını ve kültürün, bütün parçalarının kendi içinde bulunmaya, ama bütün şartlarına uyarak bulunmaya ikna etme olarak açıklanıyordu.
Genelin içinde bir hareket tarzıdır yaşamlarımız. Yanlış bir genelin içinde tikelin yaşama umudu, tikelin özerkliğine bağlıdır. Genelin hegemonyasını kırmak için bu şarttır. Burada ’genel’ ile ifade edilen ’toplumsal yapı’, ’varolan düzen’dir. Tikel ise bütünün yani genel yapının içinde olan ’birey’den ’sosyal sınıf’lara kadar genişleyebilen bir alandır. Tikel zorunlu olarak genelin içinde varolmak durumundadır. Genelin dışında durması olanaklı değildir. ’Tikel’, ’genelin’ baskısını hafifletmek ve ondan azami ölçüde korunabilmek için, kendi özerkliğini yaratmak ve korumak zorundadır. Ancak bu özerkliği sayesinde tikel, genel içinde, genele teslim olmadan kendini koruyabilir ve geneli, kendi oluşturduğu alternatiflere doğru değişmesi için zorlayabilir.
Bu düzenin yaşam biçimlerinin kuşatması altında olan bizler, farklı düşünüp farklı yaşamak isteyenler, genelin içinde bize ait özerkliği nasıl oluşturup koruyacağız? Her tikelin bu soru üzerinde düşünmesi lazım. Fikirlerimiz doğru yaşam isteyenlerin yanında iken, yaşam biçimlerimiz ve tüketim alışkanlıklarımız genelin (bütünün) bize sunduğu yanlış yaşamın bütün donanımlarına sahip. Genelin istediği şekilde yaşamaya devam ediyoruz. Özerk olması gereken tikel yaşamlar geneli güçlendirir nitelikte hareket ediyorlar. Yanlış yaşamda doğru yaşayabilmek için kendi özerk alanlarımızı oluşturmanın yolu bu çelişkinin çözülmesiyle mümkündür. Bu çözüm de şu olabilir: Kendi özerk yaşam alanlarımızı düşündüğümüz gibi oluşturup yaşayacağız. Ve bu alanları genele karşı savunacağız.
Mehmet Ali Yazıcı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.