- 1110 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
BİR YAZARIN ACILARI!...
Bir ömür geldi geçiyor derken; içimdeki uhdenin de, kuyruklu yıldız gibi kayıp gitmekte olduğunu ne yazık ki kabullenmek zorunda kalıyorum…
Yaş elli üçün ortalarında. Şurada ömrümün bitmesine ne kaldı ki…Sayılı günler, belki de saatler,dakikalar bile çok yakın bana…
Geride kalan ne var? Acılar…Sıkıntılar…Yaşanmamış, yarım kalan aşklar…Zamanla hepsine de göğüs germesini bildim.Her tarafım nasır tutmuş gibi.Kafama taşı vursam,taş bin parçaya bölünecek…
Yaşam kavgası güzel bir eylem. Onurlu bir yaşam kavgası da her şeyden daha değerli…
Ölüp gittiğim zaman; geride, çocuklarıma ne yazık ki maddi servet bırakamayacağım.
Onlar da benim gibi çırpınıp duracaklar…Babamdan bana bir şey kalmayıp da çırpındığım gibi… Yazlığım olmadı ki tatillerde güneşe ve denize karşı bronzlaşayım diye…
Ama hiçbir zaman gocunmadım, maddi bir servetim olmadı …
Yazın kavurucu sıcağında harman kaldırdım,derim kor gibi yandı,kavladı…Ama mutlu oldum;toprak testiden kana kana su içtiğim zaman.Mutlu oldum;mis gibi kokan toprağın kucağında uyuduğum zaman…
Şimdi düşünüyorum da geride bir eser bırakmak istiyorum; benden yadigar kalan…Servet bırakamadım ama ufacık bir anılası bir şeylerim olsun, düşünmekteyim…
Nedir bu içindeki tutku diye soracak olursanız;
Derim ki; basılmış bir roman ya da öykü kitabım. Müsadenizle bir kitabım olsun değil mi?
Sizler de diyeceksiniz ki:
“ Okumayan bir toplumda bırakacağın esere bak.Emeklerine yazık be…Hem de çok yazık!...”
Evet dostlarım, ne yapayım;bana kızarsanız kızın isterseniz.Ben de yalan yok.Bu yaştan sonra kendimi beğendirecek ve şöhret olacak halim de yok.
Hasbelkader yıllardır edebiyatla az çok içli dışlıyız. Yasaklı günlerde de okumayı bırakmadık.Bazen damgalandık,fişlendik ama okumadan asla vaz geçmedik.
Hadi diyorum kendi kendime; volkana dönen birikintilerini yaz ve romana dönüştür…Doğrusu bugünlerde yazdığım romanı nasıl bastırabilirim diye cebelleşiyorum…
Bakınız nelerle karşılaştım;
İnternetten bütün yayınevlerini tarama yaptım.Vaziyetimi bildirdim.İlk sordukları:
- İlk romanız mı Ayhan Bey?
-
- - Evet, ilk romanım olacak.
-Katkı payı senden olursa basarız. Çünkü sen tanınmamış birisin…Biz , açıkçası riske girmeyiz.Basarız, adresine kitaplarını postalarız.Gerisi sana kalmış…
Aşağı yukarı verilen yanıtlar birbirleriyle örtüşüyorlardı…
Bazen bana da bıkkınlık geliyor, pusulayı şaşırıyordum.Aradığım yayınevi, sorduğunda:
- Buyurun beyefendi ne istiyorsunuz?
- Kitapsızım da beni kitaplandırabilir misiniz?
- Aman beyefendi…
Bir diğeri, editöründen,grafikçisine,tasarımcısına kadar para verdiğini,kendisine bir şey kalmadığını ,kağıdın zam yediğini vurguluyordu.
Ya ben şöhret olmak için ne yapacaktım.Bir cümleyle kendi değerlerime ihanet mi edecektim.Yoksa birilerine şirin görünmek için dansöz gibi kıvıracak mıydım?...
Bunları düşündükçe; pazardaki tezgahımın içinde sessizliğe gömülüyorum…Üstüne üstlük bir de hanımdan fırça yiyiyorum:
“müşterilerle ilgilenmiyorum” diye…
Aklıma geçen hafta Kastamonu etkinliğindeki acı manzara geldi.
Standatları dolaşıyorum. Herkes yiyecek bir şeyler alma telaşında. İçerden anons yapılıyor:
- Yazarlarımızdan falan falan kişilerin şu stantta kitapları satılmaktadır. Hemen oraya gidiyorum.Yazardan başka kimseler yok…Bakmıyorlar bile suratlarına…Üzerime yeteri kadar para da almamışım…İmzalı romanlarından alamadığım için kahroluyorum.Az ilerde bir şairin ve ressamın stantı da bomboş.O kalabalıkta in cin top oynuyor sanatçılarımızın yanında…
Bu durumda romanımı bastırmak için mücadeleme devam mı etsem, yoksa sessizce bu dünyadan çekip gitsem mi?...
Ne dersiniz dost bildiklerim?...Ne dersiniz?!..
YORUMLAR
Ayhan bey
Değerli kardeşim
Siz bu dünyadan sessizce gidecek birisi asla değilsiniz. Yok öyle roman yazmadan kaçmak.Yazılarınızın bir kısmını okudum ve zamanım oldukça da okumaya devam edeceğim.O kadar sürükleyici, o kadar akıcı ve hoş yazılar ki su gibi akıyor sanki.
Duygularınız ve görüşleriniz bir yumak olmuş, zevkle okunan yazılarınız var. Sizde bu başarı fazlası ile var ve mutlaka bir kitabınız olmalı. Belki maddi olmasa da manevi desteğimiz her zaman sizinle ıolacak.
Kutluyorum bu güçlü kalemi. Yazın ,yazın durmadan yazın..MUHTEŞEMDİ...
Selam,sevgi ve saygılarımla.
Ayhan bey, günümüzde bir şeyler yapmak ve biraz olsun tanınmak istiyorsak yapacağımız şey, " açız diye bağırmak, Başbakanlığın öünüde soyunmak, kaöprü kalabalık ve orada gazeteciler varken trabzanlara çıkıp atlıyorum diye bağırmak v.s bunları yapmadan sesszice kendi çabamız ile bir şey yapmaya kalkıştığımızda inanın hiç bir şey elde edemeyiz.
Bu günki yazınız bizim iç dünyamızdı Ayhan bey. Teşekkür ediyorum paylaşımınız için. Saygılar yüreğinize
Okumayan bir toplum olduğumuzu yüzümüze acı bir şekilde vurmuş yazınız. Maalesef okumuyoruz doğru.
Bence bu durum sizi yıldırmasın ve kitabınızı bastırın. Hiç değilse içinizde ukde kalmaz ve çocuklarınıza bırakacağınız en güzel miras olur.
N. B. Ç. tarafından 3/27/2010 12:46:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
evet ayhan bey aynı duyguları taşıyoruz
benimde tek idealim yazdıklarım kitap olsun binlerce değil yüze elliye razıyım yeterki kıtap olsun atılıp gitmesin
ne acı değilmi yazmak çok güzelde değerlendirmek çok zor
size başarılar diliyorum yazın imkanınız olduğuncada bastırın bir gün mutlaka değeri bilinir
saygılarımla
Sevgili Ayhan hiç bir yere gitmeee! Başbakanın konutu önüne git. Gazetecileri çağır ve kalemimi kırıyorummmm! bana bir ktapppp! diye bağır. yoksa kendini çatıya çıkıp atacağını söyle. Hatta mümkünse çatıya çıkıpta öyle bağır.
Belki sesini bir duyan olur. Sesini duyuyursan bizi de çağır. Hemen gelelim.
Sevgilerimle...
ayhansarıkaya
Güzel yorumun için tşk.ler...İnşallah bu dalda emek verenler kitapsız kalmazlar(!)...
Sevgilerimle...
Yazının içeriği piyasanın acılığı, içeriği ise sizin akıcı uslubünuz ve heyecanla sonuna kadar okuma hissi veren yazar ruhunuz.
Burada bile hayatın çelişkileri yok mu? Bence insan dünyaya bir kere geliyor ve hepimiz hayatımızı hep ya işimize yada ailemize vermedik mi severek tabi ama bu kendiniz için olacak insanın kendini ödülllendirmesi ayrı bir yaşam kaynağı olacaktır bence. Siz bilirsiniz ama ideallerimizin peşini bırakmamalıyız ne olursa olsun hiç birşey olmasa da ki başarılısınız olur sonuçta; siz mutlu olacaksınız yetmez mi? Saygılarımla... (Ben de alırım kitabınızı)
Bastırın Ayhan bey derim ben,nacizane düşüncem...Rahmetli eşim bir gazetede spor yazarlığı yapıyordu.Yazdığı köşe yazılarını kesip itina ile dosya haline getirmişti..."Bana bişey olursa,çocuklarıma hatıra kalsın" demişti.Şimdi kızım üniversiteyi bitirdi master yapıyor,hâlâ bize gelen arkadaşlarına önce babasının resmini gösterir,sonra yazıları olan dosyaları...
Bence çocuklarınıza en büyük servet,sevginizdir.Maalesef yaşam koşullarından mı yoksa okumayı bilmeyen bir toplum olduğumuzdan mıdır nedir kitap alımlarına ilgi çok az...
Kaleminize sağlık.Sevgi ve saygı ile