- 839 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ELİMDE UÇURTMAM
ELİMDE UÇURTMAM
Elimde uçurtmam… Sağ yanımda umutlarım, sol yanımda hatalarım…
Şimdi gökyüzünde uçurtmam, hayallerimle birlikte beni de alsa yanına…
Gözlerimde gözyaşlarım, ne olur kızmayın bana… Takılıp kaldığım geçmişim
için, soracağım sorular var…
Hani demiştim ya, sevgi taneciğiyim ben… Bir açar, bir konar, bir de yanarım diye…
yangınıma da, hesapsızca oynanan oyunlara da tek derman yüreğimmiş oysa…
Şimdi gece ve yine karanlık yine gündüze teslim edeceğiz aslında hiçbir
şekilde beyaza bulanmamış yalanlarımızı… Gökyüzünde uçurtmam…
Yüreğim kırgın, yüreğimde duvarlar… Sevmeyi sevmiştim ben, yalnızca
sevebilmeyi sevmekti arzum… Onların, yalanların çıkmaz yollardan kopup da
bende durmalarının anlamı ne?
Yüreğimde sorgular, dünümü de bugünümü de ben seçmedim. Gözyaşlarımın
tek sorumlusu da yüreğim, biliyorum o da bana ait…
Korkuyorum, gerçeklerin üstü örtülürse yalanlar apaçık ortada kalacak,
üşüyecek, onlar da yalnızca kendilerini dinleyecekler diye…
Korkuyorum, bunu ilk kez yüreğimle söylüyorum.
Ben o çocuğu artık istemiyorum, özlüyorum ama bende kalırsa yaşayamam
biliyorum… Büyüdü yarınlar, küçüldü dündeki umutlar…
Elimde uçurtmam, yüreğimde bir kırgınlık var. Yarın sabah gülüp, gecenin
hüznünü koynuma almak istemiyorum! Güldüm mü hep güleyim…
Yüreğimde geçmişin tozları, beynimde gitmez hadiseler var…
Kendini anlayıp da anlatamamış birine sual sorulur mu?
Artık benden uzakta uçurtmam, dileklerim yüreğimde, hatalarım dünümde
Aslında bir parçada bugünümde… Ben büyüyorum ey güzel insanlar!
Yüreğim, uysallığını terk ediyor! Yüreğim acıyor, yüreğim acıyor, yüreğim
incinmiş, yaralarını sarmaya çalışıyor lâkin ben büyüyorum dostlar!
Yüreğim, olgunluğun sınırında geçmişe taktığı çelmeleriyle avunuyor…
Canım çok yanıyor ama, bakmayın siz bana. Hatalarının kabuk tutmuşluğuna
aldıran her insanın acısı gibi şu anki acım… Şimdi kumsal eşlik ediyor bana…
Hafif bir esinti, denizin yalnızlığı, yakamozun onu terk ettiği an başlar…
Peki, biz insanların yalnızlığı? Kendi sesimizi dinlemeye başladığımız,
bitmeyeceğine inandığımız o derin kuyuların içine düştüğümüz an...
Kumsalda ayak izlerim, yüreğimde yaşanılan acı günlerin derin
darbeleri var… Sevmeyi sevdim ben… Nefrete sarıldım avunmak için, sadece
korktuğum için ona sarıldım bazen, sevginin beni anlamayıp, terk ettiğini
düşündüğüm o birkaç üzücü günde… Hazin sonların yeni
başlangıçlara yol açtığı anları sevdim bir de… Gecenin karanlığında elimde
uçurtmam, yıldızlara teslim ediyorum onu… Yeni başlangıçlarda sesimi
hiç ama hiç susmadan duyurabilmeyi ne kadar da çok istiyorum!
Bir de barış istiyorum, savaşın asıl düşmanını…
Kardeşlik istiyorum, söz verdi bana uçurtmam… Kendim için, herkes için,
yeni bir dünya, ve de gözyaşlarımın mükafatı adına barışı bana, bizlere
getirecek… Anlaşılabilmeyi istiyorum, anlayamasam bile…
Sonunda anlamak istiyorum, tüm bu karmaşada içsel savaşlar dünyadaki
barışın ölmesine sebep mi değil mi diye… Ne çok şey istiyorum öyle değil
Mi? Sevmeyi, kutsal sayılan tek gerçeği çok sevmiştim ben…
O da beni sevdi biliyorum, üşüyorum… Bu gece, yarını değiştirecek mi merak
ediyorum… Yakamozu görmeden önceki aydınlığımı istiyorum…
Tüm yakamozlar denizimin olsun, ben sevgi pınarında yüzmek istiyorum…
Dilara AKSOY
YORUMLAR
Bu kez yazınız her zamankinden daha derli toplu ve duygular daha iyi yansıtılmış. İmlâ kurallarına uyulmuş.
Bu kalem ileri de çok daha güzel yazılar yazacak eminim.
Ufak bir hata sayfa belki daha şık görünüyor ama beyaz bir sayfada siyah yazı daha net, anlaşılır ve etkili oluyor. Kırmızı renk okurken göz yoruyor.