Senden nefret edenleri sev; iyilikten başka üstünlük alameti tanımıyorum. -- ludwig van beethoven
nurisagaltici
nurisagaltici
@nurisagaltici

İNSANLIĞIN OKULU YOK ANNE

25 Mart 2010 Perşembe
Yorum

İNSANLIĞIN OKULU YOK ANNE

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1179

Okunma

İNSANLIĞIN OKULU YOK ANNE

İNSANLIĞIN OKULU YOK ANNE

Üç yaşındaydım ve yıl 1965’ti sanırım. Bir gece uykumdan kan ter içinde uyandım. Attığım çığlıklar üzerine annem yatağından fırlamış, baş ucuma dikilmiş: "Hayırdır oğlum, kâbus mu gördün?" diye söyleniyordu. Bir yandan annemin tesellisiyle oyalanıyor, bir yandan da içine yuvarlandığım uçurumun aslında gerçek olmadığını düşünüp rüya alemindeyken bunun bilincine varmayı denemek gerektiğini tasarlıyordum. Eğer bunu başarabilirsem bir daha hiçbir kâbustan korkuyla uyanmayacak, güzelim uykularım bölünmeyecek ve annemi rahatsız etmeyecektim. Tam bunları düşünürken dalıp gitmişim uykuma. Ne ilginçtir ki demin beni çığlık çığlığa uykumdan kaldıran o rüya, artık uykumda devam ediyordu kaldığı yerden. Ben uçurumdan yuvarlanıp tam dibe çakılacakken bunun bir rüya olduğunun bilincine varıp kanatlanıveriyor, yükseliyordum, yine dibe doğru yaklaşınca kanatlanıp yukarılara tırmanıyordum.

Kâbuslarıma karşı kazanılmış ilk zaferim buydu benim.

Babam o yıl hastaydı ve tedavi için doktorların tavsiyesi üzerine bir yaylaya göç etmişti. Annem yerini bile bilmiyordu. Yalnızca şoförler yayladan gelip geçerken babamı gördüklerinde anneme onun haberlerini iletir, bize selamını getirirlerdi. Aradan birkaç ay geçmeden babamın hastalığı ağırlaştı, babam köye döndü. Hastane-ev arasında mekik dokuyordu artık. Günlerim evde ağlamakla geçiyordu.

Bir gün doktor elinde deri çantasıyla kapımıza dayandı. Çantasını açtı, babamı muayene etti. Anneme dışarıda acı gerçeği açıkladı. Babamın ölümü çok yakındaymış artık. Rahmetli Sümeyya ninem de yanımızdaydı. Poşusunu çıkarıp kıbleye yöneldi ve dedi ki: "Allah’ım, oğlumun canını alacaksan, kurban olayım, önce benim canımı al, bana evlat acısı gösterme hayatta." Gerçekten de aradan üç dört saat geçmeden akşam üzeri ninem,üç dört saat sonra da aynı gün babam vefat etmişti.

Rüyamdaki uçuruma yuvarlanışım gerçekleşmişti dört yaşımda.

Hiçbir geliri olmayan dört çocuklu bir ailenin hem annesi hem babasıydı annem. Evimiz eskiydi sel vurdu, arka duvarı çöktü ve birçok çocukluk fotoğrafım kayboldu, bir yanım daha eksildi. Annem bir yandan gündelikçi çalışıyor, bir yandan evi toparlamaya çabalıyordu. Hep derdi ki:"Ailem dağılmasın da canları sağolsun." Genç yaşında dul kalmış, pek çok isteyeni olmuştu. Ama o:"Yavrularım eşimden bana emanet, önce onlar, sonra ben." Evlenmedi hiçbir zaman. Pamuk topladı bizimle Çukurova’da, Amik Ovası’nda, Söke Ovası’nda... Aç kaldı, susuz kaldı. Yemedi yedirdi, içmedi içirdi. İçine itildiğim ve rüyayken gerçek olan o uçurumda beni hep yükseklere çıkaran kanatlarımdı o. Gerçekten bunu her zaman hissetim. Bir rüya bir yaşama ancak bu kadar yakışabilirdi.

Yoksul olduğundan mıdır nedir, ne zaman bir yoksul görse gözleri dolar. Acınacak haldeyken bile insanlara acıdı yüreği. Her tür acıyı yaşadı: eşsiz kalmak, aç kalmak, kırk derecelik yaz sıcağında aylarca çalışmak, horlanmak, ezilmek... Ama bir zenginliği var ki... İnsan... İnsan... İnsan.... Bir felsefesi vardı ki değme filozoflarda yok. Kulaklarımdadır hala insana bakışı: "Külmin la dinühü ve allahiy inühü." (Herkes dinde kendi yoluna, Allah herkese yardımcı ola.)
Ne büyük bir filozof ve hümanisttir Anadolu insanı!

Öyle ya, İNSANLIĞIN OKULU YOK anne!


Nuri SAĞALTICI

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İnsanlığın okulu yok anne Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İnsanlığın okulu yok anne yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İNSANLIĞIN OKULU YOK ANNE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mehmet Ali Türkan
Mehmet Ali Türkan, @mehmetaliturkan
29.3.2010 01:35:34
Değerli dostum, seni tanımasam uydurduğunu düşünebilirdim.Ancak her satırını yaşayarak yazdığını ve anlatmanın yaşamaktan daha zor olduğunu da biliyorum.Ne mutlu sana ki böyle bir anneye ve böyle bir gönle sahipsin. Yaşamın kadar etkili olmuş yazın. Yaşayacağın güzellikleri anlatman dileğimle... kutlarım.
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL, @fikret-tezel
25.3.2010 10:21:52
10 puan verdi
Çok değerli bir güzellik, çok güzel bir yazıyla anlatılmış.
Sayfaya rastladığım için şanslı hissettim bu gün kendimi.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.