- 616 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
HEPİNİZDEN DAVACIYIZ !
Müslüman milleti olarak bizlere nankörlük yasaktır. Üstelik zaten çok kötü bir şeydir nankörlük. Her zaman bizden çok daha zor durumda olanlar ve beterin beteri, kötünün kötüsü var olduğundan, halimize şükretmemiz önerilir. Pek yanlış bir öneri de değildir bu.
Peki birisi sizi ayağından vurup sonra da kafandan vurmadığıma şükret diyorsa ; ne yapmamlıyız ? Bir tokat atan birine, iki tokat atmadığı için teşekkür mü etmeliyiz ?
Cebimizdeki bütün varlığımızı alıp, sonra da bize sadaka verenlere ’’Allah razı olsun !’’ demek zorunda mıyız ?
Bu gün ülkemizde parası olan için hemen her şey mevcuttur. Dünyanın bazı ülkelerinde açlık, kıtlık, savaşlar boy göstermektedir. Bizden çok daha iyi durumda olan ülkeler olmasına rağmen, daha beterleri kesinlikle var. Evet buna şükredelim biz yine de..
Atalarımız, çeşitli olumsuz şartlar yüzünden, Orta Asya’dan buralara göç etmişler. Daha iyi bir hayat yaşama umudunun peşinde olmuşlar. Gerçekten çok elverişli, bereketli ve uluslar arası stratejik konuma sahip olan bu değerli topraklara yerleşip, bizlere çok büyük iyilik etmişlerdir. Nur içinde yatsınlar.
Peki onlardan sonrakiler, bilmişler mi bu toprakların değerini ? Sebat edip, o kadarı ile yetinip, halkın mutluluğu için çalışmışlar mı ? Buna evet diyebilir miyiz ? Eğer öyle ise niçin yer yüzünde düşmanımız olmayan devlet sayısı parmakla gösterilecek kadar az ? Özellikle komşularımızdan hangisi ile kavgalı değiliz ?
Çok sultanlar yetiştirmişik ; Dünya’ya hâkim olmaya kalkışan , İslâmiyeti tüm Dünya’ya yaymaya çalışan, Dünya’ya adalet ve ahlâk dağıtmaya çalışan !
Sonuçta hangi Dünya devletini müslüman edebildik ? Büyüdük mü, küçüldük mü ?
En son 1974 yılında, katliamdan korumak ve barış içinde yaşamalarını sağlamak için Kıbrıs’a asker gönderdiğimiz halkın, bu gün, askerlerimizi orada istemediğinden haberiniz var mı acaba ?
Gerçekten çok yüksek ahlâklı,adaletli ve dürüst padişahlarımız olsa da, yoksul halkı cepheden cepheye sürüp, kendisi hareminde sefa sürenlerimiz de olmuş.
Sonuçta özellikle yoksul halkın çoğunluğunun kırıma uğradığı, Kurtuluş savaşımızdan sonra bu günkü mevcut topraklarımıza hapsedilmişiz. Şükrettik, şükrediyoruz. Bırakanlar nur içinde yatsın.
Gerek Osmanlı döneminde, gerekse Cumhuriyet döneminde bu ülke kötü yönetilmiştir. Üstten azınlık bir kesim sürekli bolluğu ve refahı yaşarken, alt çoğunluk daima yoksulluk ve cehalete mahkûm edilmiştir. Onlara hep şükredilmesi öğütlenmiştir. Çünkü bu millet Müslümandır ve dinimizde nankörlük büyük günahtır. Beterin beteri de her zaman olduğuna göre, her zaman şükretmek esastır.
Dün böyleydi, bu gün yine böyledir. Yarın da değişen bir şeylerin olması mümkün görünmüyor maalesef. Bir taraftan yoksul halk açlığa, yokluğa, cehalete doğru hızla sürüklenirken, diğer taraftan din propagandası hızla pompalanıyor ve daha çok, daha çok şükretmemiz isteniyor.
Bizler Allah’a verdiği tüm nimetler için şükrediyoruz elbet. Orta Asya’dan kalkıp, buralara kadar gerek kendilerine ve gerekse bizlere daha güzel vatan toprakları bırakmak için gelen Atalarımıza da şükrediyoruz.
Gerek ülkeye, gerek Dünya’ya adalet, barış ve güzel ahlâk örneği olan büyüklerimize de duacıyız. Kanları, canları pahasına bu vatanı bize bırakan herkes nur içinde yatsın. Hepsine minnettarız, duacıyız.
Ülke yönetimine gelip iyi niyetiyle, dürüstlüğü ile görev yapan kimseden de şikâyetçi değiliz.
Fakat ; elllerine geçen her imkânı, makamı, mevkiyi kendi çıkarları için kullanan, yoksul halkı ezen, sömüren, çalan, çırpan herkesten davacıyız !
Kendileri haremlerinde sefa sürerken yoksul halkı cepheden cepheye gönderip kırdıranlardan da davacıyız !
Bizi önce soyup, sonra da sadakaya mahkûm edenlerden de davacıyız ! Daha iyileri görmezden gelip, sadece kötü olanları gösterip bizden şükretmemizi isteyenlere de isyanımız var.
Bizden çok sonra savştan çıkan, bizdeki coğrafya ve kaynaklara sahip olmayan bir çok ülke, bu gün bizden çok daha fazla gelişmişse, iyi yönetilmediğimiz kesindir. Atom bombası yiyen Japonya’nın, çok kalabalık nüfusa sahip Çin’in, Kore’nin bile bizden daha fazla gelişmiş olması bizi kahrediyor.
Bu gün bu topraklarda yaşayan insanların büyük çoğunluğu, medeniyetin çok gerisinde bir hayat tarzı yaşıyorsa - beş yüz bin kız çocuğu okula bile gitmiyor - yarı aç yarı tok yaşıyorsa,işsizlik dünya rekoru kırmışsa buna da şükretmemizi beklemeye kimsenin hakkı yoktur.
Kusura bakmayın sayın yöneticiler ! Sizin gibiler tarafından yönetildiğimize, beterin beteri var mantığıyla hareket edip şükretmiyoruz !
Hepinizden de davacıyız üstelik !
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Kusura bakmayın sayın yöneticiler ! Sizin gibiler tarafından yönetildiğimize, beterin beteri var mantığıyla hareket edip şükretmiyoruz !
Hepinizden de davacıyız üstelik !
Türkiye gibi bir devleti bukadar asagiya indirmek gerekmiyor bence.
sanki acliktan ölmüs millet
hic alakasi yok.
bir seyden geri kaldigi yok milletin.
elbette ki fakirler var ama acliktan ölene ben sahit olmadim Türkiyede.
rizki bitenin canini alirmis Allah.
nankörlük kötüdür evet devlet adina basarili isleri yapan yöneticileri ara da birde övmek de gerekir.
bunu yapmamak da bir cesit nankörlüktür.
Türkiye kücümsenecek ya da perisan bir devlet degildir.
sayili devletler arasindadir.
yeri gelince Atatürkcüyüz diye mangal kül birakmiyor kimse
ne Atatürkcülügü kalmis bu milletin ne devletine bagliligi ne rizasi ne de memnuniyeti.
bir cok siyasetci hala gecmisi diline dolarken bir ön sezi ile yaklasim simdi ki Basbakana has bence.
ve ancak böyle kisiler ilerletebilir ülkeyi.
ama cok zor bukadar sikayetci bir halkin basina gökten birini indirseler
o bile yaramaz derler.
yüreginize saglik
saygilarimla
Fikret TEZEL
irmesinden başka bir şey değildir. Artan sadece azınlığın zenginliğidir. Düzelen sadece sömürü gemisinin dümenidir. usta hatip, iyi konuşmasıyla, ikna yeteneğini ile çoğumnluğu kandırabiliyor, ezdiği halkı bile kendine alkışlatabiliyor.
Ben gördüğümü haykırmaktan yaşadıkça vaz geçmem. İsteyen duyar, istemeyen duymaz.
Engin Tatlıtürk
Yazınız öfkeyle harmanlanmış ve bize öyle sunulmuş...
Sevmeyi değil de dövmeyi tercih sebebinizi anlayamıyorum...
Kavga gürültüyle barış olmaz, sağlıklı ilişki olmaz..Daha kavgaya başlamadan zırhınızı giymiş bekliyorsunuz...sizin çözümünüz sulh dan çok kargaşa...
Diliyorum ki; Samimi ve yapıcı duygular bu öfkeleri yensin ki, gerçek sulh imzalanmış olsun...
Yıllarca kardeş kanı döküldü bu ülke de, sırf öfkelere yenilmeler yüzünden... Bu ülke'nin öfkeden çok kardeşlik duygularının onarılmasına ihtiyacı var...
Ayrıca size sunulan hayatın getirisinin şükrünü ancak Allaha sunulabilirsiniz.Bunu yaptığınızda da kimseye mal etme hakkınız olmamalı o zaman samimiyetinizden şüphe etmek gelir insanın aklına...
Oysa ben sizin gerçekten bu ülkenin mazlum insanları için birşeyler yapılması gerektiğini dile getirdiğinizi anlayabiliyorum...
Sevgi ve saygı hak ettiğiniz iki unsur olsun... Dostça kalın istiyorum...
Fikret TEZEL
Zulme seyirci kalmak, zalime dost olmaktan başila nedir ? Haykırmadıkça kim duyacak mazlum halkın sesini ?
Engin Tatlıtürk
Saygı duydum.
Meseleri biliyoruz. Herkes kadar bizlerde çözülsün istiyoruz. Mesul aramıyoruz. Suçlamadan gerçekleri serip çaresine bakılsın diyoruz.
Az başarılır,çok başarılır. Hükümetin karnesine yazılır. Sosyal meseleleri hep birlikte yazalım. Ama çamur atmadan. Takım tutar gibi parti tutmadan.
Ben Sayın Tezal'in duygularında samimi olduğuna inanıyorum. Hakkaniyeti gözetemediğini ve yanılgılarında dahi kızarak daha ısrarcılığı tercih ettiğini düşünüyorum.
Bu güzel eleştirinizi örnek almak istiyorum.
Eleştirilerimin yapıcı olmasına çok dikkat ettim. Bundan sonra daha da olumlu yaklaşacağım. İnşallah ortak yürüteceğimiz haklı mevzuların kapısını aralarız.
Yok aslında birbirimizden farkımız ama biraz hızlıyız..... :)
Nilgün Akçay
Mutsuzmuydum asla!.. İnsan maddeyle mutluluğu ararsa inanın cumhurbaşkanı olsa yine de mutlu olamaz..Bu millet kanaati bilir de, kandırılmaya tahammül gösteremez...İşte bu anlamda elbette susarak biryerlere gelemeyiz ama dolduruşlar da geçmişte daha büyük felaketler getirmedi mi bu milletin başına...ZAFER istiyorum!! ama tek taraflı değil birlikte kazanılan ZAFER...
Annannemin bir sözüyle yorum yapan gönül dostlarının yüreklerine ulaşmak isterim...
ÇIKAMADIĞIN DAĞI ÇIKIP SEYRAN EYLEME YAPAMAZSIN BİR GÖNÜL KIRIP VİRAN EYLEME...
Engin Bey ve siz Fikret Bey saygı duydugum sizden çok şeyler öğrenebileceğime kanaat getirdiğim şahsiyetlersiniz...Sevgiyle kalın
sayın Tezal;Lokman hekime nasıl bu kadar iyi insan olduğunu sormuşlar oda,etrafımda ki kötüleri gördüm ve onların yaptıklarını yapmadım.."diye cevap vermiş....
suç kişiseldir şahısları bağlamaz....aklınıza estiği an,herkesi katıp önünüze bir koyunmuş gibi sürükleyemezsiniz....bazı insanların acizliğinden doğan bu fakirliği,bazı canla başla çalışan sembol olacak insanlarla mukayese edemezsiniz....
ne güzel yazmışsınız...aslında, siz önce kendinizi sorgulayıp,sonra halinizi yargılamışsınız....size sadece şunu söyleyebilirm ben....ne demiş o büyük Akif,"japonların öğle bir dini varki bizim yaşantımız gibi,öğle bir yaşantıları varki bizim dinimiz gibi....
bence bırakın siz bu hükümeti eleştirmeyide,gelin beraberce geçmişte bu günü miras bırakmış ve halkı sömürmüş bu ahlaksız örgütün temellerini yıkalım....putlar yıkılmadıkça İbrahim ateşle imtihan edilmez.......
bu yazdıklarınız bir gün szi çok fena yargılayacak unutmayın....orada kaçıpta saklanacak bir yerinizde yok ne yazık ki....helede İslamı rastgele ve menfaatleriniz doğrultusunda asla kullamayın....yazık yazık....
Fikret TEZEL
Ülkeyi ele geçirip, makam ve mevki edebilmek, çıkar kazanmak için , dini basamak etmekten daha kötü ne olabilir ?
Mehtap Yıldız
gösterin....bu arada bizim ilk ve son Hatibimiz Hz. Muhammed Aleyhisselatu vesselamdır...dediğiniz o hatibler sığ ırmaklarda geçmeyi bilmezler kaldıki,bana doğru yolu göstersinler...bunuda söylemiş olayım....
menfaat için değil,şehadet için söylüyorum....Müslümanlık gizlilikle olmaz....çünkü nafile bir ibadet değildir İslamın şartlarını uygulamak....bir insan ya Mümin dir ya Müslümandır...
sanırım biz bunları ayırt edemiyoruz..... saygımla....
Fikret Bey size söyleyecek söz bulamıyorum. Olayları o kadar güzel yerinden yakalıyor ve bizlere sunuyorsunuz ki! Tamam bazen ieri gittiğinizi düşündüğüm zamanlar yok değil ama o zamanlar da bile bir haklılık payınız var.
Burada da kimi fikirlerinize katılıp kimine katılmamakla birlikte.....
Kaleminiz gerçekten çok kuvvetli ve akıcı.
Saygılarımla....
N. B. Ç. tarafından 3/25/2010 2:20:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bizler Allah’a verdiği tüm nimetler için şükrediyoruz elbet. Orta Asya’dan kalkıp, buralara kadar gerek kendilerine ve gerekse bizlere daha güzel vatan toprakları bırakmak için gelen Atalarımıza da şükrediyoruz.
Şükür bu mu?
Kurtuluş savasını aç ve susu, yırtık pırtık paçavralar içinde kazanan asker senin kadar mızmızlanıyormuydu?
Yok kardeşim. Bağcı dövmek amacınız.
Kim fakirliğe taraf olabilir? Bu aAllah'a rava mı?
Daldan dala atlanmış. Bir dşünce tam açılmadan diğeri ve sonra diğeri yazılarak uazun bir düşünce dizisi yapılmış.
Her biri ayrı bir konu. Sadece iddia ve kendi yargınız.
Zayıf bir yazı olmuş.
Selamlar.
İyi de o yöneticiler kendi içimizden seçerek gönderdiğimiz insanlar . Aslında biz bir anlamda kendi kendimizden davacıyız . Bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz ama yetişemeyeceğimizi de çok iyi biliyoruz sanki . Bu koşuda ya hedefte ya ödülde bir yanlışlık var ve bizler de buz gibi miyopuz . Tedaviye kendimizden başlamalıyız belki de . Düşündüren kaleminize , kelamınıza sağlık .
Fikret bey yine bam telinden vurmuşsunuz ve yine içinde bulunduğumuz durumu en açık ve en net şekilde dile getirmişsiniz. Evet ne yazık ki söylediğiniz her şey o kadar doğru ki, ama şunu da biliyorum " bu halinize şükredin" diyenlerimiz çok çıkacak aramızda.
Biz hep " Bizen kötüleri düşünüp halimize şükretmekle bu duruma geldik. Daha iyi şartlarda yaşamak ve daha iyiye doğru gitmek varken. yirmi birinci yüz yılda geriye yüz yıl öncesine dönmek düşüncesi taşıyanlarımız çok fazla ve bu zihniyetler içmizde olduğu sürece de, yüz yıl ileri gitmeyi bırakın, on yıl ileri gidemeyiz.
Bir söz var eminm biliyorsunuz. "Bir ülke insanın kendine bağımlı yapmak istiyorsan önce fakirlştireceksin, ardından gıdım gıdım verecek ve kendine muhtaç edeceksin ki, gelecek yılalrda da yerini sağlama almış olursun" Şimdiki anlayış ne yazık ki bu.
Önce fakirleştiirldik, dilenci durumuna düşürüldük, kapı kapı dolaşıp yardım almaya çalıştık şimdi de yerlerde sürünüyor bir torba erzak, bir çuvak kömür gelir mi diye köşe başlarında beklemeye koyulduk. koyuldurulduk.
Bunun için mi şükredelim şimdi. Bunun için mi teşekkür edelim bizi yönetmeye talip olmuşlara. Ben de, çocuklarım ve milletim adıan hiç birisine hakkımı helal etmiyorum ve etmeyeceğim de. Çünkü biz artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyoruz".
Yazılarınızın takipçisiyim. Bunu bilmenizi stiyorum. Saygılar yüreğinize