Kaplumbağa!
Ağır geçen kıştan sonra,bahar geldi İstanbul’a.Köşe başı çiçekçileri oturmuşlar yeni açmış
mor sümbül demetlerinin başına,mis gibi kokuyor İstanbul sokakları mis gibi.
Güneş bu sabah sarı sıcak,pırılında hava .yürüyorum güneşin yeni doğduğu saatlerde çamlıca
yollarında,papatyalar şımarmış sarmış kırları beyazıyla,kuş sesleri şıkır şıkır cıvılında,kırmış
kozasını minik kelebek tomurcuk gelincikle yarışta..Çıksana kabuğundan KAPLUNBAĞA
pembe beyaz baharı kucakla...
Kum tanesi gibi insan topluluğu,her birimizin var birçok sorunu,evet benim sorunum olan göç
İstanbul’dan çok uzaklara yol alıyor almasına,tatil düşlerimi süsleyen iklimlere doğru yol
alıcak gerçekler zorluyorum gitmemeyi olmuyor.İstanbul seni bırakıp gitmek ne acı da
yazarken başkasının yazısını yazar gibiyim,istediğim zaman gelsemde ayrılık var sonunda
özlemlerim artacak bu defa,bahar oyunu bu aldatan,kışlar nasıl geçer ki yabancı
şehirde.Pes ettim gitmek zorundayım doğduğum şehir,Çıksana kabuğundan KAPLUMBAĞA
deyip yol alacağım yavaş yavaş.Boşverin beni arkadaş bahar geldi İstanbul’a pembe beyaz
kucakla, at kendini kırlara güneşi topla avuçlarına !
Oya Gedik