SORUMSUZLUK

• 24 Mart 2010 Çarşamba 23:52:19

Bu akşam iki ayrı maç izledim. Sonra bunları yorumlamak istedim. Ama birinci maçla ilgili ne yazabilirim onu düşünüyorum. Bir tarafta hiçbir amacı olmayan bir takım yarı finale gelmiş ama sanki niye geldim diyor. Öbür tarafta üç büyüklerden biri 20 küsür yıldır alamadığı bir kupayı istiyor iyi hoş güzel istiyor da oynadığı futbol hiçte öyle istiyormuş gibi durmuyor. 2 hata 2 gol maç bitiyor.

Gelmiş binlerce kişi ne için, bunun için mi, yazık değil mi seyirciye belki bir çoğu son parasını vermiş bu maça gelmiş niye takımını izleyecek alkışlayacak bağıracak mutlu olacak. Mutlu oldu mu? dersin cevabı hazır hayır peki bu maçı oynayanlar gönül rahatlığı ile uyuyabilecekler mi? Görevlerini yaptılar mı? Hayır yapmadılar.

Ama yine de rahat rahat uyuyacaklar. Çünkü onlarda öyle bir sorumluluk yok ben olsam onların hiçbirini bu takımın kapısından içeri sokmam bırak milyonlar vermeyi, içeri bile almam.

Ama ne yapacaksın alanlar alıyor hani derler ya “Koyunun Olmadığı Yerde Keçiye Abdurahman Çelebi” derlermiş işte aynen böyle futbolcunun olmadığı yerde bunlara futbolcu diyorlar.

Sonra başka bir maç başlıyor onu izlemeye başlıyorum. Aradaki fark dakikalar geçtikçe iyice açılıyor ve fark büyüyor 72 dakika gol olmuyor ama mücadele bitmiyor son dakikaya kadar gol arayan bir takım ve 2 gol buluyor ama nasıl bir mücadele sonucu öyle basit hatalardan değil “İki maç arasında bu kadar uçurum olabilir mi?” oluyor işte neden? biri sorumsuz, biri sorumluluk sahibi işte bütün fark bu.

Birinin seyirciye ve kendisine saygısı var. Diğerinin ise yok ve bu saygısızlık için gördüğü bir ceza da yok bu saygısızlığın cezası verilmezse bu böyle gider.

Ayrıca bu takımlar günlük başarı ile değil istikrarlı başarı istiyorlar. Biz ise 2 maç kazanınca hemen havalara girip en büyük biziz nidaları atıyoruz. Halbuki daha hiçbir başarı yok başarının ne olduğunu anlamak için istikrar için savaşan takımlara bakmamız lazım, bunun için de “Duygularımızla Değil, Aklımızla Düşünmeliyiz”.