İnce Endamın Zarafet Elçisi
Boşuna değil seni kıskanması devranın. Ayrı bir incelik ayrı bir zarafet konusu her tavrın her anın. Güzellik adına açmış, güllere misal olmuş çiçeğisin cihanın.
Kuğular, gölgende kalır zarafet söz konusu olduğunda. Lâleler lâl, sümbüller bîmecal seni seyreder. Gül, zaten sana emsal sanır kendisini; mest olur daima. Ey melek soylu hüma! Sen yağarsın nisan yağmurlarıyla toprağıma….
Erguvan dallarından gülümsersin nisana. Hüsnü ansın zamana. Fikrimde elif misali incelirsin. İçtiğim suyla, teneffüs ettiğim havayla yâdıma gelirsin…Sen baharın imrendiği, servilerin kıskandığı nihalsın. Tebessümün hiç solmasın yüzünde. Güle misal güller açsın gülüşlerinde…
Zambakları andıran ellerin hep aynı tazeliğiyle kalsın hayallerimde. İnce endamınla konuğum ol nisan akşamlarında. Yüreğimi al zambak avuçlarına. Yine tebessümünde kaybolayım. İnce, narin hâline kurban olayım. Ey zarafetin zarif elçisi, seherin güle bahşettiği şebnem, gönül yarama merhem. Ben nefes alıp veremem sen bu şehirden gidersen….
Gönlümün baş köşesini onurladırdığın gibi,hanemin eşiğini de ayak tozun onurlandırsın. Yaşadığım kent, yaşadığımız kent olsun. Çayımızı birlikte demleylim. Deminde buğu buğu huzur, yudum yudum mutluluk olsun. An senin nefesinde soluklansın, devran ikimiz birlikte ansın. Aynı çerağ yansın yansın yüreklerimizde. İncecik parmakların daha bir incelsin fikrimde. Sen ,zarafetin ince endamlı elçisisin her hâlinle.
Uzaklara gitsen de yâdımdasın, incelik ve zarafetin emsalsiz sultanı. Sen temsil edersin tavrınla ve fiziğinle endamı...
Ankara,22.03.2010 İ.K
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.