SARI BİR GONCA DÜŞTÜ YÜREĞİME
Açmamış sarı bir gülsün sen yüreğimi kanatan,
Bir anda gönül sarayımı sarıya boyadın.
Gülüşü güzelim, sen hep gül güller içinde...
İnan sen varsın her saniye gönül denen kafeste…
Sevdamın namı alıp yürüdüğünde karşına çıkıp bendim sana nağmeler söyleyen, bendim yolunu gözleyen diyeceğim gözlerinin içine bakıp. Ama sabahlara kadar sevdanın ateşiyle yanıp kor olduğumu, sensiz gecelerde yok olup tükendiğimi bilmeyeceksin. Bilmeyeceksin uykusuz gecelerimin sebebi sen olduğunu, durmadan ağladığımı…
Ayrılık busesi koydun yaşlı gözlerimin raflarına… Bir kış günü içimde yeşerir mi gülücüklerin bilemiyorum. Dokunur mu avuçların yeniden yanaklarıma?.. Sarmalar mı ılık nefesin nefesimi kurşuni gecenin soğuk kucağında?..
Haram kılınmış bir lokma gibi düğümlendi yokluğun bağrıma.. Gözlerinin mahkumu olup kapatırım gecenin zifir saçlarının ardına kendimi.. Daha doğmadan öldürdü bütün debdebesini dünyanın yokluğun.. Boğazımı sıkmadan Azrail, söndü gözlerimdeki hayat ışığım..
Maviyi soyunup siyah elbiselerini giyindi gökyüzü.. Saçlarına yıldız takmış salınıyor ağaçlar, rüzgar dokunuyor tenimize usulca.. Bir nur parçası gülümsüyor tepemizde nurefşan.
Bir hayat gücenik geçiyor bak sokağımızdan sensiz… Silik bir gülümseme beliriyor dudak kıvrımlarında sevdamızı duyanların.
Dumanlı bir bahar akşamı konuk olmuştu sevda ansızın gözbebeklerimize.. Ürkek bir dokunuşundan sonra çağıldamaya başladı yüreğim gözlerinin.
Yağmuruna astığımdan beri ceketimi hüzün taneleri dökülür yüreğime.. Feleğin merdanesi altında ezilir bedenim, sindikçe siner üzerimize karanlığın kokusu..
Sevda şırasını kaynattığım günden beri köpük köpük her hücremde, yanık bir ney üflenir ruhuma sıladan.. Vuslatı şafaksız sabahlar gibi zifiri karanlık bir yolda yürüdüğüm her günüm buram buram hasret kokar.. Hasret kokar her hecesi yazdığım mısraların..
Ezberimi bozup adını anmadığım zamanlarımda hafakanlar basardı ruhumu.. Buğulu bakışlarınla sarardım depreşen yaralarımı.. Düşlerimde mutluluğun yuvasını kurardım zümrütten köşklerin geniş odalarında.. Bahçesine kurduğum salıncağını sallarken gidişinde hasreti yaşadım ben dönüşünde vuslatı..
Varsın güneş karşı ufuktan doğmasın, ay gecemi aydınlatmasın, gün penceremden doğmasın…
Yeter ki bakışların ufkumda sönmesin, gülüşün mateme dönüşmesin…
Sözlerin hançer olup bağrımı delmesin…
Ya sar kanayan yaralarımı, hasretin sönsün…
Ya da kur darağacımı, dindir acılarımı…
SARI BİR GONCA DÜŞTÜ YÜREĞİME Yazısına Yorum Yap
"SARI BİR GONCA DÜŞTÜ YÜREĞİME" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.