- 918 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ne Bu Şiddet Bu CELAL
Cahilliye dönemiydi.
Babalar kız çocuklarını diri diri gömerdi o zamanlarda...
Yani İslamiyet öncesiydi o zamanlar...
Cahilliye dönemiydi ve insanlar Tanrı diye taşlara, hamur işi putlara tapar; acıkınca yerlerdi o sözde Tanrılarını....
Bu işin tirajı komik tarafıydı da, işin vahim tarafı o canım kız evlatlarını diri diri gömmeleriydi...
Ancak İslam dini: “Bir insana kıymak insanlığa kıymak gibidir” deyip özellikle kadına itibarını iade etmiş, lakin aradan çok zaman geçmez ki, gelenekler tekrar hortlamaya, yüce dinin her husustaki alanını yeniden daraltmaya başlamış ve nihayet günümüze gelinmiş...
Kadın tekrar her yönüyle köleleştirmiş ve yine bununla da kalınmamış;
Seks objesi yapmıştır.
İş makinesi yapmıştır.
Hizmetçi yapmıştır.
Kaşık düşmanı yapmıştır.
Karnında sıpa sırtında sopaya laik görmüştür.
Saçı süpürge yapılmıştır.
Eksik etek demiştir.
Saçı uzun aklı kısa demiştir.
Tüketim aracı görmüştür...
Evet, İslam dini kadına doğurduğu çocuğu dahi istemez ise emzirmeyecek kadar güç ve değer biçmişken ve ayaklarının altına cenneti dahi koymuşken, işte çağdaş(!) dünyanın kadına reva gördükleri bunlarla da kalmamıştır...
Okula gönderilmemiş, “okuyacak da sevdiğine mektup mu yazacak” denilerek bu ileri görüşlü(!) kız babaları bakar kör haline getirdikleri kızlarını, bol paralar karşılığı dedeleri yaşındaki adamlara satmışlar ve satmaya devam etmektedirler...
Çaresiz kadın da “kocamdır sever de döver de” kültürüyle esir edilmişliğini kaderi bilmiştir.
Ekonomik şiddete,
Sosyal şiddete,
Duygusal şiddete,
Fiziksel şiddete... Ve dahası şiddetin bin türlüsüne maruz bırakılmışlardır.
Baba evlerinde aile büyükleri, koca evinde erkeği ve diğer aile yakınları kişiliklerini yok etmişlerdir kadınlarımızın.
Evet...
“Seni başkasına yar etmem!” kurşunlarına, bıçaklarına hedef olmaktadırlar...
En hafifiyle dövülmekte, aşağılanmakta hatta yüzlerine kezzap atılmakta, ya da balkon ve teraslardan ölüme itilmekte, dahası diri diri gömülmektedirler.
En eğitimlileri dahi kucağına aldığı aşkını, nasıl bir gerekçe ise hunharca kafalarını testereyle kesebilmekte ve bir köpek ölüsü gibi çöplüklere atabilmektedirler.
Ne yazık ki gününüzde bu ağır zulmü önleyecek bir Atatürk’ü yok kadınların.
Düşünün bir kere...
Kadın kocasından şiddet görmekte.
Buna mukabil koca olacak adam(!) üç aylık bir mahkumiyet yaşamakta.
Sonra; sonra bu şiddet cengaveri o kendine ait bir topal keçi gördüğü kadının
kulaklarını ve burnunu kesip atmaktadır.
Bu kocası olacak lanet, mağdur kadına; “ileride daha da beterini yaparım bilirsin” mesajını vermiş, kadında mesajı derhal almış ve artık davacı da olmamış, olamamıştır.
İşte devletimiz, işte erkeğimiz ve işte çağdaş dünyada kadınımızın halleri...
Bu ne şiddet bu CELAL...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.