Aklımdan istifa Ediyorum (Siyah mı, Beyaz mı)
Bugün bir değişiklik yapayım dedim kendime, hiçbir şey yazmadan, söylemeden kendimden çıkayım da kendimi seyredeyim. Bir ses geldi ve dedi ki o zaman renkten de çıkıp renksizliğe geçmedesin yani ya siyahsın ya da beyaz, öylemi?
Düşündüm, beyazım desem, beyazın aslı siyah, siyahım desem siyahın aslı beyaz! İkisini de diyemedim, kaldım öylece…
Yıllardır tartışılır durur, yoğurt beyaz mı, siyah mı diye? Gerçekte yoğurt siyah mı? Eğer siyahsa, gözlerimizin gördüğü her şey ters, daha doğrusu algılarımız ters değil mi?
Siyah; bütün ışığı emendir, bir zerre bile kaçırmadan hepsini içinde tutan, ondan dolayı siyah görünür ama aslında içi ışık dolu. Beyaz ise bütün ışığı yansıtandır, hem de hiç almadan hepsini yansıtan, yani içi tamamen kara!
O zaman, siyah olan beyaz, beyaz olan da siyah, işler karıştı mı iyice? Deve iğne deliğinden geçer mi? Geçer, geçer, hem de deve küçülmeden, iğne büyümeden, ama bunu akıla nasıl anlatmak lazım?
Gören akıl mı, göz mü? Hüküm hangisinde? Galiba beden şehrinin hükümdarını akıl biliyoruz ama akıla da laf geçmiyor ki, oysa adı akıl! Birde akıllı ol derler adama...
Bebelikten başlayan serüvende hiçbir şey bilmeyen akıl sürekli kendini geliştiriyor, yani KENDİNİ GELİŞTİRMEYE MUHTAÇ. Bunun için kendisine bilgi lazım yani BİLGİYE MUHTAÇ. Bilgiyi alabilmek için vasıta lazım, göze, kulağa, ele, burna, kısaca BEŞ DUYUYA MUHTAÇ. Aldığı bilgiyi depolayabilmek için HAFIZA MERKEZİNE MUHTAÇ. Depoladığı bilgiyi çağırabilmek için HATIRLAMA GÜCÜNE MUHTAÇ. Hatırladığı bilgiyi değerlendirebilmek için HAYAL GÜCÜNE MUHTAÇ.
Hani derler ya hem kel hem de fodul! Bunca muhtaçlıklar içinde akıl hüküm sahibi, hükmü koyan o… İşin garip tarafı hep yanılan da o… Ama ne gariptir ki ne zaman yanılırsa yanılsın, yanılgıyı ASLA kabul etmeyen ve kendini daima haklı çıkaran yine o…
Ey akıl… neler çektim bu güne kadar senin elinden neler… Ne söz tuttun, ne nasihat dinledin, haklıyım da haklıyım dedin ama hep yanılan da sen oldun.
Akıllı olmak lazım dediler hep, öyle büyüdük, ama vazgeçtim ben akıldan, galiba akılsız olmak en iyisi…! Ne zaman aklımla hareket ettiysem hep köle oldum; isteklerimin, arzularımın kölesi..! Ne zaman aklı terk ettiysem de hür oldum, hürriyete kavuştum. Delilik galiba güzel şey… En iyisi ben aklımdan istifa ediyorum, yok mu alan, yok mu taliplisi….
Aslında burada bitmezdi ama, ne yapayım istifa ettim bir kere, kalanını akıllılar tamamlasın!
Esen kalın saygılarımla
YORUMLAR
aklimiz dursun da
deliligi de birakmamak lazim.o da cocuk yanimiz.
daima akil ile olan hep ciddiyetli olan bir insan bunaltir bence hem kendini hem cevresini.
güzeldi begeniyle okudum yine.
sonsuz saygimla
Almuti
Saygılarımla
Almuti
selamlar
canlarcanı
Hoş bir sohbetti ; bizi aklımızı satılığa çıkarmaya ikna eden bir sohbet hem de !
Almuti
Selam ve saygılarımla
Almuti
Saygı ve selamlarımla
esen kalın