- 1370 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Kürt Meselesi ve Elitist Taban
Başlangıcından bugüne halkına bir türlü huzuru sağlayamayan Cumhuriyet rejimi ülkede oluşturduğu elit tabakanın mahkumu olmuş,Osmanlıda yıkılan saltanat kemalizm surları ardında tekrar inşa edilmiştir.Her türlü gayrımeşru tutumu Atatürk kalkanıyla savuşturmaya çalışanlar "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir"ilkesini ne çabuk unutmuş,halkı ne kadar basit bir şekilde gözardı etmiş tahammül edilebilir değil.Şu an ülkede işleyen siyaset asla ve asla halk eksenli bir siyaset değildir.Muhalefetin ülkeye verdiği zarar karşısında PKK nın verdiği zarar nerdeyse daha azdır.Kanın durması için yapılan her çalışmanın yolu tıkanmakta her türlü barış ve açılım süreçleri sekteye uğratılmakta,kanunsuzluğa karşı verilen her mücadele bilinçli bir şekilde sulandırılmaya çalışılmakta.Ülkemiz ciddi bir koridordan geçiyor ve bu süreçte dışarıda ne kadar düşman varsa onun iki misli kadarı da içeride cirit atmakta malesef.Halkın hür iradesiyle seçilmiş bir iktidar karşısında kurumlar tarafından müthiş bir direniş,akıl almayacak büyüklükte bir savaş yaşanmakta ve gariptir halkın maaşını ödediği bu kurum yetkilileri kendisini bu ülkenin sahibi sanmaktadır.Bu ülkede halledilemeyecek bir kürt sorunu yoktur ama asla hallolmayacak elitist muhalefet sorunu vardır.Halkın hür iradesi şimdilerde gücü elinde bulunduran iktidar partisine sadece hükümetin yolunu açmamış ıstırap dolu bir sürecin kapılarını da aralamıştır.Devletin yargı kanadı asker kanadı ve muhalifler aslında AKP ile değil ülkenin gerçekleriyle savaşıyor,bu milletin faşist bir çizgide ilerlemiyor olmasına tahammülsüzlüğünden zıvanadan çıkıyor.Bu ülkede kürdü de türkü de birbirine kırdıran içerdeki elitist tabandır.Bu savaş malesef Atatürk döneminde başlamış ve hala da sürdürülmektedir.Şeyh Sait ayaklanmasının hala tarih kitaplarında ırkçı bir ayaklanma olduğunu yazan satılmış kalemler ülkeye PKK dan daha mı az zarar verdiler.Kardeş kavgasına çanak tutan bu zihniyet var oldukça,kandan beslenenlerin iştahları her şehit cenazesinde tekrar tekrar azıyorsa,barış için atılan her adımın takdiri vatan hainliği oluyorsa ortada ciddi bir kavram kargaşası yaşanıyor demektir.Zihinleri bulandırmak için kavram üretmeyi meslek edinenler,türkçemize inanılmaz kavramlar kazandıran bu zihniyete Türk Dil Kurumunun plaket vermesi gerekirken,hakkaniyet erdemini yitirmemiş gerçek mahkemelerin de bunlara hakettikleri ilgiyi göstermeleri gerekmektedir.Bu yangın topyekün söndürülmek istenmedikçe sönmez.Bu sadece iktidarla olacak iş değildir.Bu muhalefetiyle iktidarıyla,kurumlarıyla halkıyla topyekün bir katılımla muvaffakiyete ulaşabilecek ülkenin gerçek işidir.Bunun için önce kendi aramızdaki sorunları düzeltmeliyiz.Önce kardeşlik bilincini kendi aramızda sağlamlaştırmalıyız.Sevginin başaramayacağı hiç bir zor yoktur.(sürç-i lisan ettim ise affola)
YORUMLAR
Sizin yazınızın bütünlüğünde elitist-kemalist kesimin anti-demokrat tavır ve ülkedeki gücünü koruma mücadelesinden bahsediyorsunuzda,AKP gibi teokrat-din eksenlii diktatörlüğü hedefleyen bir partiyi görmezden geliyorsunuz.Kürt sorununu elinde dosyalarla tv kanallarını gezerek DTP'nin kapatılması için kampanya sürdüren C.Çiçek lermi çözecek? AKP'nin kapatılma sürecinde yargıyı ideolojik davranmakla suçlayan,DTP söz konusu olduğunda 'bağımsız yargı kararı' deyip savunanda bu partinin kurmayları.Bu çifte standartlı tavırlamı 'demokrat'lık yapılacak.Timsah göz yaşlarıyla 'taş atan çocuklar' ı seçim öncesinde hatırlayan AKP,terörle mücadele yasasına eklediği bir maddeyle çocukların onlarca yıl ceza almasını sağlamadı mı? Kürt çocukları ve babaları bunu unuturmu? 7 yıldır defalarca 12 Eylülcülerin yargılanması için verilen önergeleri reteden bu AKP değilmi? Zaman aşımına uğratarak gündeme aldığı geçici 15. madde bu anlamda takiyedir.Tek adam olma adına 12 Eylül anayasasının partiler yasasına sığınanda AKP dir.Dünyada eşi ve benzeri olmayan yüzde on barajına umut bağlayanda.Demokrat mayadan yoksun olanlar,demokratik adımlar atma mecaline sahip değildir.Merkezi-kemalist BAAS tipi örgütlü kesimlerin temsilcisi CHP,nasyanalist-ırkçı MHP ile sürdürülen mücadele iktidar içindir.Bu kayıkçı kavgasında 'demokratik kazanımlar' çıkmaz.Merkez-ABD destekli çevre çatışması ne Kürt sorununa çözüm olur, ne de yoksuluk,yokluk ve yolsuzluklara son verir.Bilinmelidir ki,cehenemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşelidir.
Zekeriya Terzioğlu
'Demokrasi' yalanlarıyla elitist bir dikta yaratanları da göz ardı etmemek gerekir.
Demokrasiye hala nasıl inanıyor insanlar şaşırıyorum, bu demokrasi dediğiniz Irak ta kaç milyon insanın canına mal oldu?
Ya kara kıtada? Ya Afganistanda?
Demokrasi denilen kanseri insanlara geçirmenin yoluda çok basit, medyayı elde etmek. Çok mu zor medyayı elde etmek sizce? Hiç zor değil, ödün vermeyi göze alan her iktidar bunu elde edebilir. Ama iktidar milletin iradesiyle geldi, evet geldi ama gelmeden önce medya ile televizyonlarla, gazetelerle geldi.
Gözlerinizi açın dünya üzerinde binlerce televizyon kanalı var ve bu kuruluşlar büyük aile şirketlerine bağlı, öyle 200-3000 büyük aileden değil 5 ya da 6 aileden bahsedebiliriz. Şimdi ciddi düşünün, bu elitist gücün istemediği hangi iktidar var olabilir yer yüzünde, ya da hangi iktidar bu elitist güç karşısında HİÇ BİR ÖDÜN vermeden durabilir?
Demokrasi, kendi çarkları arasında parçalanmaya mahkumdur dünyanın artık yeni bir sisteme ihtiyacı vardır. Demokrasi yalanları medya organlarıyla ne kadar beyinlere çakılırsa çakılsın, elitist iradeler mutlaktırki insanın özgürlüğü karşısında yok olmaya mahkumdurlar, tıpkı komünizm gibi tıpkı krallıklar gibi tıpkı demokrasi gibi.