- 1111 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ayna
"kızcağız başkasının malını boyattı.öksüzdü.yıllarca çalıştılar.tam rahata erdiler.neler oldu dinle Harun"ya şimdi Zülfü anlatıyor.dinlesem mi,dinlesem mi bilmiyorum.başım ağrıyor birazda.ama uykum açılır belki.
"sen şurdan demli bir çay getirde uykum açılsın"
koştu ocağa Zülfü.tam benim istediğim gibi çay getirdi.bunu içersem açılırım.gayet demli ve taze.
"aferin Zülfü"
"sen iç hele"
"kızcağızı anlatıyodun"Menekşe Sokak’ta oturuyorlardı.hani senin eski mahallen vardı ya.neydi o bahsetmiştin.Yunus Emre Mahallesi.haha orda kalıyorlardı."
"Menekşe sokak mı?hatırladım teyzem orda oturdu o sokakta"
"benim anlattığım yıllar 1990 yılları.Körfez Savaşı yıllarıydı.ülkede o zaman tuhaf durumlar.petrol bulamayacağız filan diye.kriz çıktı sonra."
"ben o sıralar Azerbeycan’daydım Zülfü."
"çalışıyordun değil mi orda"
"evet şirketimiz vardı.adını Türkçe vermiştik.bizim burda var ya Nazr Boncuğu Kafesi.o işte bizim Sadık’ın kahvesidir.Sadık’la beraber çalıştık Azebaycan’da."
"Sadık ne anlar şirketten"
"ya öyle deme o zaman işleri kıvıran O’ydu"
"sonra buraya geldiniz değil mi?"
"1995’te geldik Zülfü"o arada Zülfü anlatacağı hikayeyi unuttu tabi.aslında ben de dedikoduyu sevmiyorum.dinlemeyede tahammülüm yok zaten.işte zaman geçmiyor Zülfü’ye takıldık bu aralar.içeri bir çocuk girdi.kahvede çok erken bir saat kimse yok.biz varız.
"Zülfü amca bi çay yapsana bana!"
Zülfü ve ben çocuğa baktık hayretle.ben çocuğu ilk defa görüyordum.sanırım Zülfü’de öyle.Zülfü bana baktı.ben gülümsedim.
"kimsin oğlum sen?"çocuk hiç istifini bozmadı.
"bana Palamitler’in
Turan’ı derler"kimdi bu Palamitler?bizim bi Boğa Turan vardı.hani Turan deyince.
"nerde oturuyorsun genç?"
"bak Babalık benim nerde oturduğum seni ne ilgilendiriyor?"
"hayda afalladım aniden.ne diyordu bu velet.
"hadi Usta çay nerde kaldı?"Zülfü kalktı endişeli endişeli.birazda baktım sinirliydi.Zülfüde eski kabadayılardandı.böyle değil çocuk kendi emsali bile seslenemezdi O’na.
ben çocuğa bir şey söylemek için ağzımı açtım.tam diyecektim.
"Babalık senin adın ne?"
"Harun!"
"sen nerelisin Babalık?"
"buralıyım.Feneryolu’ndan.Göztepe’de oturuyorum.sen nerelisin bakıyim?"
"Erzurum babalık.geçen yıl geldik buraya.babam aha şu marketin sahibidir"işaret ettiği yere kafamı çevirdim.kahvenin camekanından baktım.gösterdiği yeri görmeye çalıştım.göremedim ama.
"ya öyle mi tosunum"
"evet ya.seni sevdim Babalık.anlaşırız seninle"
"kaç yaşındasın sen?"
"15.bu yaz 16’ıma gireceğim"
"niye buraya geldin?"
"nereye?"
"kahveye"
"gelemez miyim?"
"sen küçüksün daha Turan"
"ne küçüğü bea "baktım kendini küçük görmüyor
"yaş olarak dedim arkadaş"
"dert etme.ben büyüklerle tanışırım"
"tanışrsında bu kahveye gelemezsin,"dedi Zülfü ocaktan.
"Zülfü gelsene dostum"baktım Zülfü’ye yanımıza gelmek istemiyor çocuk yüzünden.
"gel gel.bu hemşehrin çıktı senin"Zülfü geldi.
"sen de mi Erzurum’lusun dayı?"
"evet"
"ben de"
"neresinden"
"içindenim essah"
"hangi mahalle?"
"köse ömer ağa mahallesi"
"sen?"
"ben bilmem aslanım Erzurum’u.dedm Erzurum’ludur.Aşkale’den."
"gitmedin mi hiç?"
"hiç gitmedim.gitmekte istemiyorum"
"niye kimin kimsen yok mu?"
"ama soru sordun ha.hem de bakiyim hangi rüzgar attı seni buraya."
"babam dediki.."
"kim baban?"
"bilmiyon mu?"
"nerden bilecem ya"
"adı Hamdi.her gün geliyon çay alıyonya bizden."Zülfü bana baktı.
"Gözcüler market mi?"
"he ya"
"bak sen.sen Hamdi’nin oğlu musun?"
"he ya.beğenemedin mi?"
"hiç benzemiyon.nerde oluyon ben markete geldiğimde"
"beni göremezsin orda"
"neden?"
"işte"
"söyle neden yahu."güldü.ikimizde şaşırdık.
"nedeni yok"
"kalk git!"dedi Zülfü,kızdı.
"ne kızıyon birader?"
"birader mi?"
"he ya.birader değil misin?"Zülfü daha bir şey diyemedi.sustu.ben aldım sazı elime bu sefer.
"oğlum niye böyle konuşuyon?bak biz senden üç dört kat büyüğüz."
"olabilir"baktık olmayacak.ben kalktım dışarı çıktım.bir sigara yaktım.o sırada Boğa Turan göründü.
"o Reis.bonjur!"
"ne bonjuru oğlum akşam olacak nerdeyse"
"benim için bonjur Reis.yeni uyandım uykudan"
"tabi sen gece çalışıyon.gündüz uyuyon.anımsadım"
"içerde kim var kim yok"
"adaşın var"
"kim o?"
"girde gör"
Boğa Turan içeri girdi.ben az ilerdeki markete gitmeye karar verdim.market günün bu saatinde bile kalabalıktı.
"buyrun."buyurduk.
"Hamdi burda mı?"
"Patron mu?"
"evet"
"kim arıyor?"
"Harun"az sonra geldi görevli.
"buyrun.Patron sizi bekliyor"girdim odasına patronun.içerisi çok farklı bir yerdi.otantik geldi bana.yemek yiyordu patron.peçeteyle ağzını sildi.bana oturmam için yer gösterdi.
"hoşgeldiniz."
"hoşbulduk"
"isminize Harun mu dediniz?"
"evet"
"toptancılardan mısınız?"
"hayır Hamdi Bey.sizinle bir konu hakkında konuşacağım.zamanınız var mı?"
"istirham ederim.buyrun.ne içersiniz"
"çay lütfen"
"oğlunuz şu an nerde Hamdi bey?"
"bilmem.okuldadır."
"hayır bilemediniz"
"ne oldu bir şey mi oldu yoksa"
"hayır hayır.kahvede pişti oynuyor şu an"
"ne diyorsunuz.oğlum kahvenin yolunu bilmez"
"peki buyrun gidelim beraber"çaylarımızı içtik kalktık patronla.zaten çok yakın olan Zülfü’nün kahvesine gittik.evet Turan ordaydı ve daha yaşlı bir ekiple iskambil kağıdı oynuyordu.
"siz girmeyin.ben alır gelirim O’nu"içeri girdim.Turan’ı kaldırdım masadan.babasının geldiğini söylemedim ama.çıktı kahveden.arabaya doğru yürüdük.arabayı tanıdı.
"a babam mı?"Hamdi arabadan çıktı.
"gel gidiyoruz"
"baba ayna kırılmış"baktım ayna kırık filan değidi.Hamdi bey:
"iyi günler,"dedi bana.
"iyi günler.görüşürüz,dedim.gittiler.kahveye girdim.boğa Turan Zülfü’yle laflıyordu.
"ne oldu Reis"
"çocuk gitti"
"bir daha gelmez mi?"
"gelmez"
"gelirsede dayısı burda nasıl olsa."
"kim?"dedim
"sen"dedi Zülfü.ben hem şaşırdım hem de Zülfü’nün teşbihi hoşuma gitti.
"tamam öyledir sen ne diyorsan öyledir Zülfü"
kahveden çıktım.yolda yanlız yürümeye başladım.otobüse binecekken Cengiz aradı.Kadıköy’de bir yer tarif etti.gittim yanına.yanında biri daha vardı görmediğim tanımadığım biri.tanıştırmadı beni Cengiz.sonra o kalktı gitti.
"kim bu.beni tanıştırmadın"
"hiç Reis ya."
"nasıl hiç?"çekindi açıklamaktan nedense.
"bak söylemezsen küserim"
"ya gülersin"
"gülmem .söyle"
"yemin et"
"uzun etme.söyle.çatlatma"
"ayna satıyor bu"
"ayna mı?ne aynası?"şaşırmıştım.
"daha doğrusu ayna imalatı yapıyor"
"eee"
"ayna imalatı yapıcaz beraber"
ne diyeceğimi şaşırdım.
"size iyi aynalar,"dedim.Cengiz utandı biraz.
"senide alırız yanımıza"
"ya dedim.çok severim aynaları."Cengiz’i inceledim
"ayna ayna .söyle bana .benden güzeli var mı?"bu kez Cengiz güldü.keyfi yerine gelmişti.
"işte böyle ya.hadi bir şeyler yiyelim"
garsona seslendi.
"birader bakar mısınız?"
ft
ft.
"
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.