- 662 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Vatanımı Düşünürüm Mutlu Olurum
“Ben ülkemin sevdalısıyım. Bir ölümsüz fedai yatar yüreğimde. Dostu öyle uzaklarda değil, en güzel günümde de değil; zor günümde ama bazen bir atın ayaklarında bazense bir gökkuşağının renklerinde ararım. Dedim ya ben ülkemin sevdalısıyım/ övünmek gibi olmasın ama Türküm! İnsanım! Kulum! Askerim!”
Bazen yaslanırım bir ağacın gövdesine, baharın gelişini beklediğimden falan değil hani ama beklerim bir şeyleri. Çoğu zaman bilmediğim, ihtimalini bile düşünmediğim olaylar uğrar kader çizgime… Bazen ağlarım, sonra gülerim ağladığım olaya ve gün bittiğinde hani o karıncalar kaybolduklarında, bende güneşle birlikte çekilirim yeryüzünden… Bazen yaslanırım vatan toprağındaki o yaşlı çınarın gövdesine. Bazen anarım dedemin çınar ağacının altında yaptıklarını, mutlu olurum!
Bugünlerde vatan aşkıyla doluyum. Kalemim hep ülkemin kapanmayan yaralarına uğruyor. Bir sızı ki hep yapılmaması gerekenlerle karşılaşıyor. Çözülemeyen sorunların giderek artması, binlerce gencin umutsuzlaşması ve ebeveynlerin tepkisizliğe giden ürkek bakışları giderek alışılmaya başlanıyor. Sorunda burada zaten, olunmaması gerekene doğru bir tepkisizlik var. Ve susuluyor! Neden böyle dağlaşan sorunlar çoğaldı anlamıyorum. Fırtına öncesi bir sessizlik var sokaklarda, artık limon satan pazarcılar bile bağırmıyorlar eskisi gibi… Kanayan bir sızı var bedenlerde ve susuluyor-nedense!
Dedemden kalma al-sancak bayrak bile, yıllar geçmesine rağmen daha bir kızıllığa bürünmüş vaziyette. Bu Anadolu toprağında yaşayan canlıların tepkisizliği belki de şehit atalarımızın kemiklerini sızlatıyor olmalı ki bu kadar canlı duruyor bu al-bayrağımız! Çoğu kez mucizelere şahit olduğumuz bu vatan topraklarında acaba diyorum gerçekten yaşamayı hak edebiliyor muyuz? Yoksa farkında değil miyiz, kapıdan içeri giren düşmanın ayak tıkırtılarının… Televizyonlarda hüküm süren anlamsız programların daha ne kadar kölesi olacağız! Daha ne kadar tarihimizden bihaber, geçmişimizi unutup-yarınlara yöneleceğiz. Ben şimdi genç bir Türk evladı olarak sormak istiyorum:” atalarımız yarınlarını düşünmemiş olsalardı! Bu Anadolu toprakları kimlerin vatanı olurdu, hangi ırkların, hangi dinlerin ayakları altında ezilirdi?”
Lanet olsun şu paranın alım gücüne… Lanet olsun üç kuruş fakirin ekmeğine göz dikenlere… Lanet olsun zenginliği adamlık sananlara… Lanet olsun şerefi, hasiyeti maddiyatla ölçenlere… Lanet olsun geçmişini unutup, vatan hainliği yapanlara… Lanet olsun sevginin gücüne inanmayanlara… Lanet olsun bin yıllık kardeşliği bozmak isteyenlere… Lanet olsun analarını, babalarını tanımayanlara…
Bakmayın böyle yazdığıma, içim o kadar rahat ki-öyle bir huzur doluyum ki anlatamam. Gözlerimi uykuya bıraktığımda, bedenimi önce yaradanın kollarına sonra şehitlerimizin nöbet tutan imanlarına emanet ediyorum. İçimde zerre kin, nefret yok! Tam aksine sevgi, hoşgörü, aşk, merhamet ve sadakatle doluyum. Çünkü dolduruyorlar uyanıncaya kadar yaradanım, şehitlerim, peygamberim…
Boşuna sevinmeyin insan düşmanları, din acizleri, vatan hainleri; bizde ne yiğitler tükenir, ne sevgi tükenir, ne de iman tükenir!
EMRE ONBEY
YORUMLAR
"Onlar bir yok etse, biz bin defa diriliz" Çünkü ahinler, acizler, düşmanlar yalnız oldukları anda kalır ve bir adım ileri gidemez ve oldukları yerde de karanlığın içine gömülür. Öyle de olmak zorundadır.
Muhteşem bir yazı Emre bey. Tüm kalbmle kutluyorm kaleminizi ve saygılar yüreğinize
vatan bir çınarın gölgesinde dinlenme , kardeşce ve sosyal güvenceleri olan bir toplumda nefes almadır..
emre can çıkmışsın aşk yazılarından başka yelkenlere devam edecek mi bu yoksa yeniden gömülecek misin aşk denizine :)
emre_onbey
“Ben ülkemin sevdalısıyım. Bir ölümsüz fedai yatar yüreğimde. Dostu öyle uzaklarda değil, en güzel günümde de değil; zor günümde ama bazen bir atın ayaklarında bazense bir gökkuşağının renklerinde ararım. Dedim ya ben ülkemin sevdalısıyım/ övünmek gibi olmasın ama Türküm! İnsanım! Kulum! Askerim!”
yazını içtenlikle kutluyorum emre onbey...duygularıma tercüme olmuş kaleminiz...Ülkemizin kıymetini bilelim...saygılar.