Kaplumbağanın Ölümü
Dün Muş’tan Bingöl’e gelirken yolda bir kıpırtı gördüm. Hah, dedim bir kaplumbağa yolu geçmeye çalışıyor.
Ama kıpırtıya yaklaştıkça, o kıpırtının yolu geçemediğini, sadece kıpırdayabildiğini gördüm.
iyice yaklaşınca...
Kahretsin!...
Bunu da çarpmışlar... Bunu da çiğnemişler.
Ama hayvancağızı tamamen öldürmemişler; arka kısmından geçmişler ve arka tarafı olduğu gibi ezilmişti hayvancağızın.
Arabayı sağa çektim.
Hayvan, sağlam olan ön ayaklarıyla kurtulmaya çalışıyordu. Ancak arka ayaklar destek vermeyip bir kısmı da yere yapışmış olunca, hayvanın tüm çabası boşa gitmekteydi.
Bu hâl ise insanın yüreğini daha da burkuyordu Tamamen ezilmiş olsa hadi neyse derdin. Ama ya şimdi... Sanki birilerinden yardım istiyor, düştüğü bataklıktan kurtulmaya çalışıyordu.
Elimi uzatım o bataklığa. Sadece çektim çıkardım; o kadar. Ve yolun kenarında otların arasına ölüme terk ettim onu.
Yüreğimi bıraktım...
Ve kahrettim insanlara! İnsan olmaya kahrettim! Mensubu olduğum bu familyaya kahrettim. Doğanın bu en vahşi familyasına kahrettim!
Ve utandım...
YORUMLAR
hocam çok ciddi çelişkilerden bir kaçını görmeniz için size
Yaban TV yani av kanalını tavsiye ederim.Bizim meşhur basınımızdan yazılarında, programlarında insanlıktan,aşktan,küresel ısınmadan vs. mangalda kül bırakmayan bir kaç iyi adam! afrikada bir antilopu ya da himayalarda bir dağ keçisini kutuplarda kutup ayılarını avlamaktan sonra da iyi *ok yemiş gibi anlatmaktan ne de zevk alıyorlar.saygılar
doğanın kanunu diyorlar ya...
hani büyük balık küçük balığı yutar ya...
belgesel seyrederken bile karnını doyurmanın derdinden başka niyeti olmayan vahşi hayvana kızarlar ya...
bizim ki başka bir vahşilik...
zevk için öldüren başka bir mahlukat var mı.
silahı eline alan ( ki bu silah sadece tabanca değil anlayan anlar, bazen araba bazen mevki makam, bazen sahib olunan güç bile olabiliyor) diğerlerinin yaşama hakkını elinden zevkle alıyorlar. sonrada bunun adına "kurallar" diyorlar.
bu durumda söylenecek tek bir şey kalıyor.
"İnsanların kullandığı bu yolda seyreden kaplumbağaların akibetinden yalnızca kendileri sorumludurlar. "
okuma yazma öğrendiklerinde dağda bayırda gezmeleri gerektiğini anlarlar bizim gibi kaplumbağalar.
saygılar ve özürler. ( Saygı şahsınıza, özür yorumun uzunluğuna)