- 1483 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Başlıksız
İsa’nın doğumundan bu yana 1996 sene geçmişti.Her park gibi bu parkta doğanın kötü bir kopyasıydı.Yüzünü en cırtlak renk tonlarıyla boyamış, vücudunu pazarlamaya çalışan bir fahişe gibi insanlara yükselen binaların arasında kendini pazarlamaya çalışıyordu.Doğa hasreti çeken insanlarla dolup taşmış bu yerde 72 yaşındaki bir dedeyle, 24 yaşındaki torunu oturacak boş bir bank bulmuşlardı.İkisi de uzun süre düşüncelere dalmışlardı sessizce.sonunda konuşmaya karar veren torun, tebessümle dedesine yönelerek; ‘’benim doğum tarihimin 1972, senin 1924 olması ve 1996 senesinde sana bu cümleyi kurarken 96 harf kullanmam bir tesadüften mi ibaret?
Aslında sorunun kendisi cevap olan bu küçük oyun dedesini neşelendirmişti. Torununu onaylamak için kendi düşüncelerinin seslendirmeye başladı:’’tabiki de tesadüf değil.Bu durum tıpkı bilgiye benzer.Bilgiyi var eden bizler değiliz, bilgi doğuştan vardır; ancak onu bulabiliriz.atom evrenin başlangıcından beri vardı.Bilmiyorduk ve öğrendik.Tesadüflerde sadece bilmediğimiz bir matematiktir.
Torun:’’ peki tanrıyı da bilebilir miyiz?’’
Dedesi şöyle cevap verdi:’’Tanrıyı değil de bu sorunun cevabı bilinemez.tanrı bir bilgi değildir.’’
Torun:’’öyleyse insanlar neden bilinmezliğe tapar, inanır?’’
Dedesi sanki bütün hayatı boyunca bu anı beklemişti.Torununa doğru yaşlı vücudunu çevirdi ve o esnada torununun kitabının üzerinde el yazısıyla yazılmış bu yazı dikkatini çekti:’’Ancak başkaları için yaşanan bir hayat, yaşanmaya değer bir hayattır.’’ Yüzündeki hafif gülümsemeyi gören torununa dedesi daha önce hiç bu kadar sıcak gelmemişti.
Dedesi torununa:’’Sana insanların neden bilinmezliğe inandığının cevabını ancak ölerek verebilirim.Öldükten sonra eğer tanrı var ise gelip sana bunun haberini vereceğim.Eğer yok ise dolayısıyla gelemeyeceğim.Sende beklide beni hayatın boyunca bekleyeceksin.’’ dedi.Sözlerini tamamladıktan sonra cep saatinin çıkarıp içindeki siyanürü ağzına attı.Birkaç dakika içinde torununun gözleri önünde öldü.Torunu şaşkınlıktan donakalmıştı.Zaman mekandan kopmuş ve algısını o anlık yitirmişti.
Yıllar sonra torun yatağında son anlarının yaşıyordu.O güne kadar dedesi aklından hiç çıkmamıştı.Yanı başındaki bardağından bir yudum su aldı ve elindeki saate bakarak son nefesiyle şöyle mırıldandı:’’hadi dede nerede kaldın!’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.