Gün bitiminde mutluyum diyebilmek!
’’Karşılığını veremeyecek birine bir iyilik yapmadıkça, mükemmel bir gün geçirmiş sayılmazsın’’
(JOHN WOODEN)
Farklı bir gün değildi. Sıcak ve sevimsiz bir gündü. Güneş her zamanki yakıcılığını sabahın erken saatlerinde bile hissettirmişti…
Rutin bir güne başlamanın verdiği robotlaşmış hareketlerle evden çıktım.
Trafik o kadar yoğundu ki evden çıkarken yüzümdeki yarım gülümseme bir anda beni terk etti. Aynada artık somurtan her zamanki yüzüme bakıyordum. Neydi bizi bir anda değiştiren? Nasıl bir gelecek kaygısı ki bu! İnsanı bir anda değiştirebiliyor.
Telaşsız günlerin özlemi doldu içime. Bunun için önce sağlığın, bir evin, bankada yeterince paran olması lazım sesleri yankılandı arabamın içinde. Yeterince paran!
Yoğun bir trafik akışı içinde işyerime geldim. Kapıdaki çiçekçi kadın bana bir demet papatya uzattı. Asık suratımdan mı çekindi bilmem parası kalsın dedi. Tuhaf tuhaf baktım kadının suratına. Teşekkür bile edemeden ofise çıktım. Aklıma takılmadı değildi hani’’parası kalsın her şey para değildir’’
Her zamanki gibi yine yoğun işler masamda beni bekliyordu. Önce papatyaları vazoya yerleştirdim. Gülümsedim.
Bir sıcaklık yayıldı sanki odaya.
Yeni işe başlayan sekreter kız girdi odaya. Yüzünde yine aynı ürkeklikle kahvemi getirdi. Hata yapmaktan ne kadarda korkuyordu. Ona da gülümsemek istedim. Ama içimdeki bir şey engel oldu buna. Yinede ufakta olsa yüzümde bir değişiklik sezmiş olmalı ki soran gözlerle baktı bana. Gülümsedim ve papatyalara baktım...
Öğle yemeğine giderken kapıda yine o çiçekçi kadını gördüm. İmrendim evet imrendim. Çok güzel ve rahat gülebiliyordu. Kendime şaşarak kaldırıma onun yanına oturdum. Eliyle dizime vurdu ve ’’nasılsın bu gün’’dedi. Nasıl mıydım?
Allak bullaktım. Sen nasılsın diye sordum ama içimden. Önünden geçen bir çifte kırmızı tek bir gül uzattı ve yine parasını almadı.
Tam neden parasını istemiyorsun diye soracaktım ki, göz göze geldik.’’beni mutlu ediyor’’Kısa bir söz.
Tahmin ettiğiniz gibi kalakaldım karşısında.’’beni mutlu ediyor’’...
Öğleden sonram ve koskoca bütün gecem düşünmekle geçti. Beni mutlu eden neler var ve ben kaçını yapıyorum?
Parası ve yaşam şartları benden düşük olan bir çiçekçi kadın bile benden mutlu. Yüzde yüz eminim ki şu anda mışıl mışıl uyuyordur. Bana bıraktığı bu sorulardan bile habersiz. Ben neden mutsuzum?
Artık kör ölmeden de badem gözlü olmalı benim için. Aslında herkes için bunun böyle olması gerekiyor. Yaşadığımız koşturmaca ve iş stresi nasılsa yakamızı bırakmıyor. Ufacık şeylerden mutlu olmayı öğrenmemiz gerek artık. Her şeyin maddiyatla bağdaşması gerekmiyor. Çiçekçi kadın parasız çiçeklerini dağıtabiliyorsa, benim de çevremi daha iyi görüyor olmam gerekir. Bende rahat uyku uyumak istiyorum. Gece başımı yastığa huzur içinde bırakmak istiyorum. Gün bitiminde mutluyum diyebilmek için ne gerekli?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.