GURURUM ANADOLU
GURURUM ANADOLU
Milletim aç, milletim yoksul, milletim acılıydı o günler.Vatan hüzünü,vatan ağlamaklıydı daha kanı kurumamış toprağıyla!Hergün biraz daha ıslanan toprağıyla…
Cepheden gelen ses susmuyor,milletimin acısı dinmiyordu.Anadolu’nun yavruları perişandı.Ayağına giyecek çarığı,karnını doyuracak ekmeği,soğuktan koruyacak abası yoktu.Düşmana sıkacak mermisi bile olmadı kimi zaman..analar taşıdı mermisini,milleti böldü verdi ekmeğini Mehmet’in.Bir yandan kınalı kuzuların mücadeleleri,efelerin,seyitlerin,dadaşların direnişleri sürerken,uçurumun kenarında bir milletken Anadolu,Yüce Önder 19Mart 1920’de yurdun dört bir yanını seçime çağırdı.Toprakları işgale uğramış,yavruları toprak olmuş,esarete mahkum edilmek istenen milletimizin bağımsızlık mücadelesini örgütleyerek yeniden dirilmeye çağırdı Ulu Önder.Hemen yankılandı O’nun sesi Anadolu’da, dört bir yana yayıldı, karşılık buldu.Milli vicdanın eseri olan melisini seçti Anadolu.
Kimisi Malta’dan kimisi İstanbul’dan birçok tehlkeye göğüs gerip toplandı vekiller.Aynı odada yanyana serili yataklarında uyudular.Çevredeki kavehanelerden getirilen gaz lambalarının ışığında Anadolu’ya ışık oldu o milletvekilleri.Çatısı ile halkın kucaklarında taşıdığı kiremtlerle kapatılan, içi okullardan evlerden getirilen eşyalarla tamamlanan binada Anadolu’yu aydınlatmaya çalıştılar.Polatlı’dan top seleriyle, Sakarya’da, İnönü’de, dumlupınar’da verilen şehitlerin haberleriyle o gaz lambasınınetrafında sobaları bile olmadan çalıştılar.Obinayı milletin kaygılarının umuda dönüştüğü yere çevirdiler.
Tarih 1920 yılının Nisan ayının 23. Cuma gününü gösterirken, tarihin seyrini değiştirdi Ulu Önder.Bağımsızlık tutkusuyla yanan yürekler kalem oldu, silah oldu, bir oldu attı vatandan düşmanı.O bina atardamarı oldu Anadolu’nun.
Şimdi böyle gururla, göğsümü kabartarak anlattığım o aziz günü Ata’m çocuklarına armağan etti.Aslında armağan ettiği; o günleri böyle gururla anlatabilmemdi!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.