5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2221
Okunma
Günlerden birgün,Kaf dağı’nın ötesinde,bir, karga varmış.
Küçücük ,ince,zayıf akan, bir dere kenarı’na,su içmek için konmuş.
Heryanı,papatya,lale,renğarenk, çiçekler ile örtülü olan, bir köy tarlası’nın,içerisinden akıp giden,dere kenarı’nda, boynu bükük ,ağlamaklı olan bir ses duymuş.
Usulca yaklaşmış sesin olduğu yere dogru.
Boynu bükük, rengi solmaya başlayan, bir, Gelincik’ten başkası değilmiş bu.
Karga sormuş,bu gözyaşlar neden ?
Gelincik anlatmış bütün derdini, yanlız olduğunu...
Karga,teselli etmeye başlamış gelincigi, sen,bir çiçeksin,bütün aşıklar seni söyler,seni sever...
Gel git zaman olmuş,karga, onu teselli edeyim derken,kendisi düşmüş derde.
Hergün geliyor,etrafındaki dikenleri temizliyor,ona,bozuk sesi ile şarkılar söyleyip,
güldüre bilmek için elinden gelen herşeyi yapıyormuş.
Gelincik,artık iyileşmiş ,güzelleşmiş,etrafındaki çiçekler, kıskanmaya başlamışlar onu...
Günler, böyle gelip geçerken, karganın ilgisi ve sevgisi,onu iyice şımartmış...
Öyleki, artık Gelincik’in, gözü kargayı bile, göremeyecek kadar yükselmiş.
Usandıgını, söylemiş,demişki ;
’Fazla ihsan istemem gölge etme yeter’.
Çok zoruna gitmiş,yüreği burkulsada yinede belli etmemiş karga...
Anlaşılmış nice den sonra...
Gelincik Bülbüle aşık olmuş, demişki; Ben çiçek’im.
Kovmuş kargayı yanından, artık dönüşte yok, bu yoldan.
Bahar mevsimi, yaz mevsimi geçmiş,derken kış gelmiş.
Ne,karga dönmüş,nede ona teselli verecek bir duldalık ,yok artık...
İşte ozaman anlamışki;
Bülbül ,Güle aşık...
Genç Ozan...Osman Simsek
20-03-2010.