- 6195 Okunma
- 100 Yorum
- 0 Beğeni
HOŞ GELDİN VEYSEL BABA
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
HOŞ GELDİN ÂŞIK BABA
Evliya çelebi seyahatnamesinde: Çok şiddetli kıştı, bir kedi
damdan, dama atlarken havada dondu, kaldı. Kışa sormuşlar,
Nerelisin diye kış da aslen Erzurum’ luyum ama Sivas’ta oturuyorum demiş. Kasabanın yaşlıları böyle bir kış görmedik
diyordu.
Şarkışla tarihinin en acımasız kışını yaşıyor. Sivas ve Kayseri nin tam ortasında tüm yolları kapalı. Dünya ile iletişimi kopuk. Şehir suyu donmuş. Karları eriterek su elde ediyoruz. Meyve yok, sebze yok. Elektrikler kesik. Tecrit edilmiş gibiyiz. Mesai radara çıkamıyor. Nöbetçi arkadaşların ihtiyaçları, Diyarbakır’dan gelen helikopterlerle havadan radara atılarak karşılanıyordu. Bir yokluk ki sorma. Kasabada herkes istediğini değil bulduğunu alıyor. Hasta olanın vay haline.
Tüm hizmetlere kara kış ambargo koymuş. Merkez komutanlığında nöbetçiyim.
Kısa dalga polis radyosundan sesi bir alçalıp bir yükselen şarkıları dinliyorum. Dışarıda kutup soğukları, nöbetler yarım saatte bir değişiyor. Nizamiye görevlisi odama girip,
“ Komutanım birileri sizi görmek istiyor”
“ Kimmiş”
“ Tanıyor gibiyim ama”
“Gelsinler oğlum”
Sıcak odaya iki kişi giriyor. Tanıyorum Âşık Veysel ve oğlu
“Oooo buyur âşık baba hoş geldin hayrola bu kış kıyamette”
tokalaşırken elim iki ellerinin arasında,
“ Sorma evlat ameliyat oldum. Ankara’dan, Sivas a oradan Hanlı köyüne kızakla da buraya geldim. Köyüme gideceğim”
Elleri buz, yüzü sapsarı
“ Otur baba sıcak bir şeyler ikram edeyim açmısın”
“ Sağ ol evlat beni köyüme götürün başka bir şey istemem”
“ Dur hele komutana haber vereyim misafirimiz ol”
postayı çağırıp karınlarını doyuruyorum. Sobaya yakın oturmak çok hoşuna gitti. Sohbet ettik. İkram ettiğim votkayı keyifle içti. Isınmış çokta rahatlamıştı.
“ Evlat sen buraların çocuğusun sesinden anladım”
“ Evet, âşık baba Sivaslıyım. Zara kazasından” Çok şaşırmıştım.
Durumu komutana telefonla kısaca anlattım. Hemen geldi. Makam odasındayız. Âşık yan taraf odada.
“ Tacettin tüm yollar kapalı mesai çıkamıyor”
“Evet, komutanım biliyorum ama bende kendisine durumu anlattım çok istiyor köyüne gitmeyi”
“Allah, Allah onu birkaç gün misafir edelim”
“ Ameliyat olmuş bir an evvel köyümde, köyüm diyor”
Geldiği yerlerde çok ısrar etmişler kalmamış”
“ Hay Allah çattık desene”
“ Köyü ne kadar uzaklıkta”
“Yirmi dört kilometre”
“ Şaşırdım kaldım. Bu iş risklide”
“Haklısınız komutanım. Ama bu kişi Aşık Veysel bütün dünya bu adamı tanıyor kafası atar. Bir şiir yazarsa, bizi el aleme reklam eder” Bu sözüm komutanı endişelendirmişti. Kararsızlığı gitmiş. Birazda rahatlamıştı.
“Offf hadi yanına gidelim”
Karşılıklı sohbetleri devam ederken komutan tamam demişti. Bende kar makinesi şoförü,Cücük ustayı çağırtıp, ậşığı götüreceğimiz arabanın kontrollerine nezaret ediyordum. Tüm hazırlıklarımız tamamdı.Yanıma votka aldım. Termosa’da çay
doldurdum. Vedalaştıktan sonra komutanımız
“ Tacettin köye varınca beni ara, hemen dönün telsizde bizzat ben olacağım”
“ Emredersiniz komutanım”
Kar makinesi büyük bir gürültüyle çalışıp hareket etti. Ben aşık, oğlu ve şoförümüz onu takip ediyoruz. Bir tipi ki sorma göz, gözü görmüyor. Etrafımızda hiçbir canlı yok. Cam silecekleri yetişmiyor. İnip elle temizliyoruz. karları önden alıp yüz, yüzeli metre ileriye savuran büyük kar dozerini çok yakından takip ediyor, biraz geride kalırsak amansız tipi yolu tekrar kapatıyordu.
Doldurduğum votkayı bir dikişte içen aşığa merakla,
“Âşık baba hayat hikâyeni birde senden dinleyelim. Kendini
yormadan anlat yolumuz çok uzun sürecek gibi”
Unutamadığım o eşsiz ses tonuyla anlatmaya başladı. Küçükken çiçek hastalığa yakalandığını, ölümlerden döndüğünü, bir gözünü kaybettiğini, diğer gözünün babasının kendisi için yaptığı ağaçtan
oyuncağı almak isterken sivri çubuğun batmasıyla kaybettiğini, çok yoksulluk çektiğini, üç telli sazını, Atatürk için yazdığı bir destanı bizzat kendisinin okuyup sunmak istediğini,ama bir türlü nasip olmadığını, askerlik yapamadığı için çok üzüldüğünü,renklerden bir tek kırmızıyı hatırladığını, yeşili hissettiğini, kendisini bırakıp kaçan hanımını, Sivas lisesi müdürü ünlü yazar Ahmet Kutsi Tecer’i, köy enstitüleri kurucusu
Hasan Ali Yücel’i ve onlardan büyük yardımlar gördüğünü, bakanlar kurulu kararıyla 1965 yılından beri güzel Türkçe’mize birlik ve beraberliğimize katkılarından dolayı, 500 lira maaş bağlandığını, köyüne yol, su, elektrik getirttiğini anlattı.
Bir dünya devi ile yan yanaydım. Çiçek hastalığından dolayı yüzünde, oluşmuş sayısız nokta büyüklüğündeki çukurları, kırış, kırış alnının altındaki görmeyen gözleri, aşığa ayrı bir gizem veriyor. Fötr şapkada bir başka duruyordu. Büyük ozan diliyle söylüyor. Yüreğiyle görüyordu. Hiçbir eğitim almamış. Kızılırmak gibi, coşup gönüllere çağlayarak akmıştı. Can kulağı ile dinlerken bir bardak votka daha verdim. Kızaran yüzüne neşe dolmuştu.
İlk ölen çocuğunun acısını hala unutamadığını, buruk bir ses tonuyla anlattı. Çok emeği geçen ellerinden tutup yıllarca gezdiren ablasından bahsederken sesi minnet ve şükran doluydu. Beni tanrı kör etti ama dünya ya da tanıttı derken çok mutluydu. Sevdim mi her şeyi görürsün ben en çokta toprak kokusunu seviyorum demişti.
Tüm şiirlerinde doğayı insan sevgisini işlemiş hiç bir akımın tarafında olmamıştı. Yirmi dört kilometreyi kazasız belasız dört buçuk saatte almıştık. Aşığın köyünde bir bayram havası vardı.
Epey uğraşılardan sonra köye geldiğimizi komutana telsizle ilettim. Geç olduğu için sabah gelin demişti. Bir eşi daha yaşanamayacak kadar muhteşem bir gece geçirdik. Tüm köy oradaydı. Saz çaldı. Türkü söyledi. Şiirlerinden okudu. Geç vakitlere kadar sohbet ettik. Çift döşekli yün yataklarda sabun kokan yorganlarda yattık. Tadını unutamadığımız köy kahvaltısını yapıp vedalaşırken elini öpmek istedim. Müsaade etmedi. İki elleriyle yanaklarımı okşayıp alnımdan öpmüştü. O, Günden beri nerede Âşık Veysel’le ilgili bir sohbet olsa kendimde bir ayrıcalık hissederim.
Bir gün Kayseri’ den, Sivas’ a giderseniz Şarkışla’ dan geçeceksiniz. Büyük ozan Aşık Veysel’ in köyü Sivri alan’ a gidiniz, müze olarak düzenlenen yaşadığı evi ziyaret ederken, aşığın size baktığını, üç telli sazının sesini ve büyük ozanın kokusunu duyar gibi olursunuz. Ruhun şad olsun koca ozan. 21 mart 1973 Aşık Veysel’in ölüm yıldönümüdür.
TACETTİN YILDIRIM
YORUMLAR
Ne güzel bir anı.Ömrünüz bol olsun.Aşık Veysel hepimizin Ozanıdır.O gönül insanı,O ince ruhlu çilekeş Şairi,böyle önemli bir döneminde,yanında olmak,yardımına koşmak,hayır duasını almış olak ne güzel bir olay.Teşekkür ederim,Tacettin Bey.Veysele de ,rahmetler dilerim.
23.03.1974 yılında okul gazeteine yazdığım şiirden dört dize.(Çocukça ama)
Bir trkü yükeliyor,Sivas'ın bir köyünde,
Buram buram toprak kokuyor özünde.
Görüyor koca aşık,lakin güneş sönmüş gözünde
Sazı ,sözü ve dostu, onun gönlünde. diye devam eden dizeler.Hepimiz onun türküleriyle büyüdük.her türküsü ders niteliğindeydi.Siz onunla tanışma şansına sahip olmuş, bu duygu ve anılarınızı kaleme dökmüşsünüz.Çok beğendim.Çok akıcı bir dille yazıyosunuz.Kutluyorum sizi sayın kalem...
CAN DOST UZUN ZAMAN SENIN YAZILARINDAN MAHRUM KALDIM BUNU DA OTEKI YAZILARIN GIBI GOZU YASLI OKUDUM
NE YAPALIM SENIN DE BOYLE BIR GOZU YASLI ABLAN VAR. HER YAZININ SONUNUN GELMESINI ACELE ACELE OKUDUGUM ICIN
EKSERIYETLE IKI KERE OKUYORUM. GENE COK GUZEL YAZMISIN AKICI VE BILGI VERICI. YUREGIN DERT GORMESIN
SEVGILERIM SENINLE KENDINE IYI BAK EMI
YAZDIĞINIZ ANILARINIZIN HEPSİ BİR BİRİNDEN GÜZEL SÜRÜKLEYİCİ İNSANI HİÇ SIKMIYOR, HATTA FİNALE VARMAK İÇİN SABIRSIZLANDIRIYOR VE İNAN Kİ OKUDUĞUM HER YAZINIZDA SANKİ O ANLARI YAŞAR GÖRÜR GİBİ OLUYORUM.NE MUTLU Kİ SİZE BİR VATAN EVLADI ŞANLI BİR TÜRK ASKERİ OLARAK BU GÜZEL ANILARI YAŞAMIŞ BİZLERLE PAYLAŞIP BİZLEREDE YAŞATIYORSUNUZ .BÜYÜK OZANIMIZA ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM.ÇOK GÜZEL BİR ANI İDİ PAYLAŞIMINIZ İÇİN ÇOK TŞK EDİYORUM YÜREĞİNİZE KALEMİNİZE SAĞLIK EFENDİM YENİLERİNİ SABISIZCA BEKLİYORUM İNŞ.DAİMİ BAŞARILAR DİLİYORUM.SELAM SAYGIMLA...
Zahmet çekmişte olsanız çok güzel ve tatlı bir anı asla hafızanızdan silinmeyecek.Bizlerlede paylaşmanız çok güzeldi,Zevkle okudum. O kış kaç yılında olmuştu Tarih verseydin olurdu.Şimdi o kışlar nerede?Var olsun kalemin ,yüreğin.Sevgi ve selamlarımla kal dost.Benimde sitemde aşık veysel adlı şiirimi okuyabilirsin.46. ŞİİR
Zahmet çekmişte olsanız çok güzel ve tatlı bir anı asla hafızanızdan silinmeyecek.Bizlerlede paylaşmanız çok güzeldi,Zevkle okudum. O kış kaç yılında olmuştu Tarih verseydin olurdu.Şimdi o kışlar nerede.Var olsun kalemin ,yüreğin.Sevgi ve selamlarımla kal dost.Benimde sitemde aşık veysel adlı şiirimi okuyabilirsin.46. ŞİİR
değerli komutanımız,
değerli ozanımız
Aşık Veysel'e sayfa açmanız beni çok duygulandırmıştır,çok şanslı olduğunuzu da hatırlatmak isterim ,yakınen tanışma fırsatı doğmuş,ne mutlu size efendim..
Aşık Veysel ozanımıza rahmetler dilerim...
saygımla...
AŞIK VEYSEl ’im !
Sivas denince !
Aşık Veysel
Gelir aklıma
Alır götürür beni
Sazıyla sözüyle
Diyarına
Dinlerim hayranlıkla
Anlatırım ozanımı
Oğluma ,kızıma
Yaşıyorsun Veysel’im !
Gönüllerimizin
Tahtında !
Oya Gedik
Şiir mahzenimden !
Oya gedik tarafından 3/23/2010 1:15:54 AM zamanında düzenlenmiştir.
ne mutlu ki büyük ozan ile tanışma fırsatı bulmuşsunuz kendinizi mutlaka ki çok sanslı hissediyorsunuzxdur.
yaşanmış gerçek bir öykü ile büyük ustadı anmal çok güzel olmuş arkadaşım.
onuruna layık bir şekilde ödüllendirilmişsiniz bu ödülde katkım olmasını isterdim ama işlerim dolayısı ile p.c yi açmamıştım.
geçte olsa bu güzel sayfa için tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum.
sevgi ile selam olsun.
Doyumsuz bir sohbet olmalı büyük üstadla geçirdiğiniz vakitler.Gıptayla ve imrenerek okudum yazınızı.
Ne mutlu size ki bizzat görme ve yaşama şansınız olsun üstadı.
Allahım mekanını cennet eylesin.
Bu değerli anınızı paylaşarak daha yakından tanımamıza vesile olduğunuz için çok teşekkür ederim.
Gönül emeğinizi ve haklı başarınızı kalben kutlarım .
Selam ve saygılarımla.
Komutanım itiraf edeyim o kadar çok kıskandım ki bilemessiniz.Bu büyük şerefe nail olmak size nasip olmuş hatırasıyla bugünlerde yani ölüm yıl dönümünde bizlerle paylaşman çok anlamlı oldu çok teşekkürler allah razı olsun memleketimizin gururu pirimiz ve hemşerimiz o yüce insan aşık veyselin ruhu şaad olsun.çok ama çok teşekkürler size.ayrıcalığınıza saygılarımla.
Değerli dost, Tacettin beyefendi ozanlar vardır unutulmazlar, sesleri yüz yıllar sonrasına uzanır,
Artık halk adamıdır. Sevgilisidir o insanların taht kurmuştur gönüllere ve hep hatırlanır.
Çünkü , sevinci halkın sevinci olmuştur hüznü ise halkın hüznü ,onların her daim yürekleri titrer,
Hakkın diliyle konuşurlar, içleri eziktir bir yanları keder ağıyla örülüdür güldükleri pek vaki değildir.
Hayatlarında mutsuzluklar sıra dağlar gibidir, Fakat umutsuz olmazlar.
Acıya tahammüllüdürler onlar vuslatın hazzını öyle yaşarlar.
İşte, Aşık Veysel böyle biridir. İyi ile iyi ,güzel ile güzel olmak ne hoştur. Böyle kıymetli bir insanla ,
Üstelikte ozan olan biriyle karşılaşmak onunla sohbet edip ondan türkü ve şiir dinlemek bahtiyarlıktır. TEBRİKLER....
Muhteşem bir şey bu...Yani isim bile koyamadım ki bir anda heyecandan.Ne kadar şanslısınız siz.Ki ben Aşık Veysel'i rüyamda görmeyi hayal bile edemezken...Onun o çok değerli türkülerini sazım ile çalmaya çalışırken dahi kendimden utanırım hata yapınca...Gerçekten sizi kutluyorum ve ayrıcalıklı olduğunuza katılıyorum.Bizlerle bu pahası biçilmez anınızı paylaştığınız içinde gönülden teşekkür ediyorum Tacettin Bey....
İşte hayatın gerçek yüzü unutulması mümkün olmayan değerler ne yazıkki bu değerlerimize anılarımıza ve anı kahrammanlarımıza ne kadar sahip çıka biliyoruz yaşarken insanlığa sanatçıya değer vermiyoruz ölümünden sonra toplum olarak anıyoruz ne yazıkki bu sefer değerlerimiz görmüyor duymuyor önemli olan yaşarken sizinde gerçek kesitlerde alattığınız gibi komutanım bu değerlerimize zamanında zemininde değer verebilsek onları baş tacımız yapsak çok daha iyi olur diyorum
Saygın bilge arif yazınızı kutluyorum doyumsuzdu ve sahici canlı sıcak yaşamdan karelerdi
iyiki varsınız iyiki edebiyattasınız saygılarımla
Ne mutlu sana büyük oznla tanışma fırsatı bulmuşsun..
Keşke o günlerde fotaraf makinası olsaydı bu birlikteliği ölümsüzleştirseydin...
Acıların,toprğın çocuğu büyük ozan Veyseli anmak ne güzel..Bu güzel anıyı güzel anlatımla senden dinlemek bir başka güzel..
Nasip olursa Veysel in doğup büyüdüpğü köye gitmeyi düşünüyorum..
Sevgiler dost
Tebrikler ediyorum tacettin abim aşık veyselin bestesi vardı dostlar bizi hatırlasın diye nasıl dostuzki hatırlayamadık fakat sabahın bu saatinde bilgisayarımızın başında senin sayende hatırladık hatırlattırdığın için teşekkürler ediyorum. Bu güzel anlatımın ile sanki o arabanızın içinde bende vardım inanki karlı yolları beraber aştık aşık veysel memleketimizin yetiştirdiği dünyaca ünlü sayılı ozanlarımızdan biri kendisini rahmetle anıyor cenneti mekanı olmasını diliyorum sizede çok teşekkürler ediyorum.sevgi ve saygılarımla.
Bu kadar güzel bir anıyı doyumsuz bir tatla bize aktarmışsınız. Minnettarım. Ama bu güzel anınızı neden bukadar geç paylaştınız demeden de geçemiyeceğim. Bütün hikayelerinizde gördüğüm sıcak, samimi, yardımsever kişiliğinizin sayesinde çok hoş bire bir yaşayıp bizlere aktardığınız hikayeler alışkanlık yapıyor. inanılmaz keyifle okuduğum, bizlerle paylaştığınız bu güzel anınız için teşekkür ediyorum. saygılarımı sunuyorum abi.
Anadolu Aşıklarından Aşık Veyseli Görmek ne büyük bir Şans.O ki gözleri görmediği halde yaşama sevincini kaybetmeyerek,yüreğinin sesiyle milyonlarca insanı ses olmuş, yürek olmuş gönül tellerinden gelen ahenkle
söyledikçe söylemiş.Değerli Üstadım, Büyük ozan büyük aşık Aşık Veyseyle yaşadığınız bu anı ömür boyu unutulmaz.
Birgün yolun oralara uğrarsa mutlaka onun mezarını ziyaret edeceğim.Saygılarımla ...
* * *
Ne diyeceğimi bilemiyorum, müthiş bir şans sizdeki Tacettin hocam, hem de ne müthiş, böyle bir anıyı Allah size nasip etmiş ya ne mutlu size, bir de Değerli Ozan Aşık Veysel'le bire bir birlikte uzun saatler geçirmiş gönül dostumuzu tanımak bizlere de büyük bir şans, birinci ağızdan böyle müthiş anıyı dinlemek çok güzeldi, her gördüğüm yazısını dikkatle okurum nerde olursa, ama siz o kadar güzel yazmışsınız ki sanki yaşadım o anları sizinle birlikte, üşüdüm inanın okurken, nasıl bir kışmış ki benide yıllar sonra üşüttü sıcak odamda. Yüreğiniz dert tasa görmesin dilerim siz yaşadıkça, ne büyük bir özveride bulunmuşsunuz, ne kadar sevaba girdiniz kim bilir! Gönülden kutluyorum nuhteşem bir yazıydı, içerik ondan daha da muhteşemdi.. Çok etkilendim çooook.. Kocaman tebriklerimle... Sevgili ve Değerli Ozanımız Aşık Veysel gönül adamıydı, gönül gözü açıktı mükemmel bir yüreğe sahipti mekanı cennet olsun dilerim, öyledir inşallah mekanı cennettir inşallah...
Sağlıkla sevgiyle huzur içinde kalınız yaşadıkça sevdiklerinizle dilerim
Sevgiler saygılar sonsuz Tacettin Hocama
* * *
* * *Dosttan bir demet gül.....
AĞLAR VEYSEL ÇIKMAZ SESİ
Ah çektikçe erir gider
Yüreğimin yağı benim
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim
Gam leskesi saf saf oldu
Hep sözlerim boş laf oldu
Senin yolunda mahv oldu
Gençliğimin çağı benim
Ah belimi büken oldu
Gurbet bana diken oldu
Altı aydır mekan oldu
Dibi kırkkız dağı benim
Sensin derdine düştüğüm
Hayal oldu konuştuğum
Her gün yediğim içtiğim
İçerimde ağu benim
Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi
Gine coştu gam deryası
Garip gönlümün yaylası
Güzel hüsnün bağı benim
Aşık Veysel* * *
* * *
dağ gülü tarafından 3/21/2010 4:25:19 AM zamanında düzenlenmiştir.
canim abim uzun zaman oldu siteye zaman ayiramiyorum anmaki seni unutum islerin yogunlugu bilirsin her zaman severek okudugum anilarin birbirinden guzel keske senin dediyin gibi insanlar bu guzelikleri sen gibi kalame alsa ne mutlu paylasim icin cok tesekür ederim sayfa deyil gönül sarayinda oldugumzu bilmek guzel abim sevgler saygilar sana ...
Bir insanın Âşık Veysel ile böyle ilginç, maceralı ve haylide uzun bir anısı olması dediğiniz gibi her insana nasip olmaz.
Şöyle bir geriye bakıyorum benim var mı böyle bir memleket büyüğü ile anım diye, maalesef. Bizimkisi anıdan ziyade göz teması gibi bir şey. Bir keresinde bir futbol maçında protokol türbininde Süleyman Demirel’i karşı türbinden görmüştüm. Birde Tansu Çilleri makam arabasının içinde. Gerçi arabanın camları kapalı ve siyah filmle kaplanmıştı ama olsun içindeydi ya. Hoş bu saydıklarımı görmesem ne gam. Haa birde Gönül Yazarın sesini duymuştum Maksim Gazinosunun önünden geçerken bir akşamüzeri.
Bu yüzden buradaki birçok arkadaş gibi size gıpta ettim dersem yalan söylemiş olmam herhalde.
Yalnız hocam ne olur kızmayın, şu “Votka” mevzusuna biraz kafam takıldı. Samimi söyleyeyim votkayı kasalarla içseniz sizin veya rahmetli Âşık Veysel hakkında en ufak negatif hissiyatım olmaz, olamaz. Lakin ameliyattan yeni çıkmış birine gece, gece üç kadeh votka içirdiniz ya helal olsun yani.[yanlış saymadım değil mi, bir kadeh karakolda, iki kadeh yolda. Tahminimce yolda iki kadehte kalmamıştır ya neyse :-) ]. Malum alkol kanı sulandırır, maazallah ya ameliyat yerlerinde bir kanama olsaydı büyük Ozanın. Allahtan sağ salim gitmişsiniz.
Şaka bir yana bende büyük ozana rahmetler diliyorum, saygıyla anıyorum.
Tebrikler, selamlar.
tacettin yıldırım
Ve Şair bu büyük Ozan'a dair en bilinmeyenlerden bir konu
-vatan severlikte haksızlığa isyana kadar varan davranışları o ki asla haksızlığa,hukuksuzluğa,çifte standarda prim vermezdi.
-Türkiye'de Ankara'ya-Meclise protosto için yürüyen Sivas-Ankara 7 gün/7 gece giden yegane temsilcimiz.
Veysel'e bin selam olsun
-Yazan ve dile getiren yürek sağolsun
.
İnsan hayatında çok güzel anılar vardır......bunları yaşamak bir şanstır. ilk okul yıllarımda sazıyla okulumuzda bize çalıp söyleyen bu devasa kişiyi yıllar sonra soğuk bir kış günü nöbetimde ağırlayıp zor koşullarda köyüne götürmüştüm....edebiyat merakım su yüzüne çıkınca yine yıllar sonra aşık veyseli bu güzel sitede gönül dostlarıyla yadettim....aşığa sevgileri okadar çoktuki hepsi içten yorumlar yazdılar... yazıyı güne taşıdılar....hepsi içten bu eşsiz insanı andılar....rahmet okudular...benide onurlandırdılar işte buradada büyük ozanın büyüklüğü ortadaydı...dostlar beni hatırlasın diyen aşığa dünya durdukça seni hep hatırlayıp anacaklar....RAHAT UYU BÜYÜK OZAN DOSTLARIN SENİ HİÇ UNUTMADIKİ....yazımı okuyan yorum yazan tüm edebiyat defteri arkadaşlarıma aşığı ve beni yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyor saygılar sunuyorum....sağolun varolun
Değerli dost!
Anılar,anıldıkça değer kazanır...Siz de anınızı bizimle paylaştınız ve yüce Ozanımızla ,yollarınızın birleşmesi ne büyük bir mutluluk.
O'nun gibi , hiçken var olmak ve dünyaya kendini tanıtmak.cehalet, kişinin yüreğindedir.Yürek isterse her zor başarılıyor...Önemli olan da budur.
Aşık'ımız,'' gözlerim görmese de ,dünya beni tanıdı '' demiş..Siz de mesleğiniz gereği böylesi güzel bir rastlantıyı yaşamışsınız.Ne mutlu...İçimizden bir Atatürk,bir Aşık Veysel, Bir Nesimi, Pir Sultan,Mevlana, H.B.Veli ve benzerleri daha neden çıkmıyor...Değerler gidiyor bir bir...Yerleri doldurulamıyor...Anısına,saygıyla eğiliyorum.Sevgi ve saygılarımla Dost!
Aşık VEYSEL gibi bir usta ile bir saat zaman geçirmek ve onun, bir kaç dakika da sazının tellerine vuran elelrini öpmek, kendi sesinden milyonlara mal olmuş türküleri dinlemek kadar güzel bir şey olabilir mi Tacettin bey.
Şimdi geldim ve bu muhteşem anıyı okumak gözlerimde bir iki damla yaşın akmasına sebep oldu. Sizin yaşadığınız bu güzel anın içinde buldum kendimi
Teşekkür ediyorum bu özel paylaşımınız için. Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize
"Kendinde bir ayrıcalık hissetmek." İşte ulu çınarların gölgesinde
bir an bile dinlenilse, insanın hissedeceği mutluluğun tarifi bu olsa gerek.
Ne güzel, siz o mutluluğu tatmışsınız. Veysel; Türk dilinin, Türk Edebiyatının ulu çınarlarından
birisidir. Ne mutlu ona, ne mutlu onunla sohbet etme imkânı bulmuş olanlara. Tebrikler bu mutluluğu
böyle veciz ifadelerle dile getirenlere.
Sizin bu duygu dolu yureginizi ictenlikle kutlarim.Ne kadar guzel anilariniz var her biri
bir digerinden guzel cok guzel dolu bir yasantiniz olmus.Asik Veysele rahmetler olsun.
Ne mutluki sizin gibi yuregi guzel bir insan animsadiginiz icin.paylasima cok tesekkurler.
Ellerinize saglik.Saygi ve sevgilerimle
HAYIRLI AKŞAMLAR CAN DOSTUM BÜYÜK BİR BEĞENİYLE BU ANLAMLI YAZINIZI OKUDUM ÇOK DUYGULANDIM AŞIK VEYSEL İHATIRLATMANIZ ÇOK ÇOK GÜZEL İNCE BİR DÜŞÜNCE GÖNÜLDEN KUTLARIM SEVGİ VE SAYGILARIMI BIRAKTIM SAYFANIZA
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
GİDİYORUM GÜNDÜZ GECE
BİLMİYORUM NE HALDAYİM
GİDİYORUM GÜNDÜZ GECE elinde sazıyla unutulmaz bir sanatçı AŞIK VEYSEL
Merhaba!
Ben de bir Aşık Veysel hayranıyım. Onu ölüm yıldönümünde anmanız gerçekten sevindirici. Okuması yazması, gözleri görmediği için, olmayan bu büyük aşık bana göre bir halk filozofudur. Hayatı "iki kapılı bir han" olarak tanımlayan, "Gidiyorum gündüz gece" diyerek hem gündüzlerin onun için gece olduğunu hem de zamanın geçişini anlatan Veysel'in büyüklüğünü bir anımla anlatmak istiyorum.
Ölümünden iki yıl önce Aşık Veysel, her yıl 16 Ağustos günü düzenlenen Hacı Bektaş Veli'yi anma törenleri için Hacıbektaş'a gelmişti. Akşam programında çalıp söylemek için açık hava sahnesine çıktı, sandalyesine oturdu. Sazını kucağına çekti. O zamanların slogancı zihniyeti içinde bir grup genç, siyasi şiirler, türküler söyleyen bir-iki halk ozanının adını bağırmaya başladılar. Veysel, belli ki buna çok üzülmüştü. "Çalıp söylemeden önce size bir hikaye anlatayım." dedi. Hikayesini anlattı. Şu an anlattığı hikayeyi tam hatırlayamıyorum; ama sonunu şöyle bitirdi: "Benim gibi imamın böyle cemaati olur." Demek istedi ki o gençlere "Ben yaşlıyım, körüm; ama bu davranışınızla siz de bir şey değilsiniz." Kimsede tık yok. Çaldı, söyledi bu büyük ozan. İki yıl sonra da "sadık yari kara toprağa" kavuştu.
Yazınıza tek eleştirim şu: Bu güzel yazıyı ne olur, yayına vermeden önce imla(yazım) yönüyle lütfen elden geçirin veya bir bilen varsa ona kontrol ettirin. Eleştirimi de yanlış anlamayın. Ben bu konularla otuz altı yıl uğraştım.
Saygı ve hürmetlerimle...
tacettin yıldırım
hocam güzel bir yazı aşık veysel gibi ozanlar az gelir bu ülkeye onlarin kıymetini hayatta iken bilmemiz gerek
malesef bizde adet haline geldi iyilerin değerini sonradan anlamak ne diyeyim hocam kutladım candan emeğiniz var olsun selam ve muhabbetlerimle
nihat yurt kanada sağlık sihat sanada
Ne mutlu size
Gurur veren çok değerli bir HAZİNE GİBİ ANI
Ayrıcalıklısınız.Bu bir gerçeK
Öyle güzel yazmışsınızki,arabanın içinde kendimi hissettim.Üşüdüm
Aşık Veysel Gözlerini tanrı kör etmiş,dünyaya tanıtmış Ne büyük bir ozan Ruhu şad olsun
Yazan kalem var olsun
Çok saygılar Tacettein YILDIRIM
KUTLARIM
merhaba ablam
bu ikinci gelişim sayfana iki deyil on defada gelsen senin yazılarına doymak ne mümkün ablam çok kısa yazıyorsun başlamamla bitiyor ablam yazılarını her okuduğumda yüzümde gülümsemeyle yazıyorum ben ınan da çok güzel ne güzel aşık veyseli tanımak keşke bende tanıya bilseydim bu güzel insanı ama seni dinleyince görmüş kadar oldum unutulmayacak kadar güzel bir anı sen anlat inan bana bıkmadan okurum ablam yeterkı sen yaz yazıların o kadar güzel başlamamla bitmesi bir oluyor her anın bir hayat ne güzel insanı mutlu eden anılar gelecek yazılarınıda merakla bekleyeceğimden emin olabilirsin bu gün çok misafirim geldi gitti inan aklım sende yazında kaldı kalabalıkta yazamadım kapattım kafa dağılıyor zaten yok biride konuşunca hepten gidiyor bişey kalmıyor valla .())))))))) ablam ne yapayım yaşlılık ablasının bitanesi şiirime gelmşin teşekkür edrim sevgilerimi bırakıyorum kucaklar dolusu güllerimle hoşçakal ablam
Sizin anılarınızın tiryakisi oldum efendim.Yaşadıklarınızı ünlü bir yazar gibi akıcı sürükleyici sade bir üslupla okadar güzel yazıyorsunuz ki hiç sıkmadan merakla okutturuyor.
Haddim olmayarak size bir öneride bulunmak istiyorum.Keşke bu yazdıklarınızı bir kitapta toplasanız.Ne giüzel kalıcı bir eser
bırakmış olursunuz.
Aşık Veysel!in son yıllarında ben ilkokuldaydım bizim okula gelmişti.Ben de onu tanımış olmanın mutluluğuna eriştim.
Sıraya girip elini öpmüştük.
Yazınızı beğenerek heyecanlanarak okudum.Diğerlerini de merakla bekliyoruz.
Saygılar efendim.Aşık veysel ozanımızın da ruhu şad olsun.Mekanı cennet olsun.
Bu Anlamlı günde onu andığınız için ,Allah sizden razi olsun.O bahaneyle biz de anmış olduk.
DEĞERLERİN UNUTULMAMASI İÇİN MÜCADELE EDEN KALEMLER, HER ZAMAN DEĞERLİDİR
HERKES ÜSTÜNE DÜŞEN GÖREVİ YAPMALI BU KONUDA
AŞIK VEYSEL, GERÇEK BİR DEĞER
VE ONUN GİBİLER
UNUTULMAMALI
TABİKİ TOPLUMDA YERLERİNİN KORUNMASINI YİNE KALEMDAŞLARI SAĞLAYACAKTIR
DEĞERLİ BİR YAZIYDI
KALEME ALINMASI, ANILMASI MUTLU ETTİ
TEŞEKKÜRLER
SAYGILAR
Ne güzel anı, ne güzel anlatım...
Konuştuklarınızı duyar gibi oldum.
Saygısızlık kabul edilmesinden korkmasam ölüm yıldönümünde yayımlamak için bir şiirine nazire yazmak istiyorum. Bu düşünce defalarca aklımdan geçmişti, şimdi doruk noktasında.
Teşekkür ederim paylaşımınız için.
İyi ki yazıyorsunuz.
Saygılar, selamlar.
Tacettin bey ne mutlu size ki,en çok tanımayı istediğim ve vefatını duyduğumda günlerce ağladığım çok değerli bir insanı tanıma fırsatınız olmuş...Aşık Veysel'i küçükken radyodan dinlerdim "BENİM SADIK YARİM,KARA TOPRAKTIR " bir de âmâ olduğunu duyduğumda daha bir üzülmüş ve daha fazla sevmiştim.
Yalın bir şekilde yazmış olduğunuz anınızı bir çırpıda severek okudum..
Yazan yüreğinize sağlık...Sevgi ve saygı ile
Sayın Tacettin Bey _ Yalın bir ifadeyle anlattığınız anıyı satır satır hissederek, yaşayarak okudum.. Büyük ozanı bir kez daha hatırlatmak kadar ince dokunuşlarla, sade cümlelerle kişiliğini ve neden büyük değer olduğunu anlatan ifade ve kalem uslalığınızı gönülden kutluyorum. Elinize, yüreğinize sağlık diliyorum. Büyük ozanın ruhu şad olsun diliyorum... Selamlarımla ve Saygılarımla...
diyorum da kimse inanmıyor
ne kadar şanslı bir adamsın öyle...Bastığı yerlere hasret olduğumuz bizler..senin onu yakından görmek ve köyüne evine gidebilmiş olmak..şanslısın gıcık ağabey hemde çok şanslı...nasıl kıskandım bak şimdi..bu tatlı bir kıskamnçlık biraz hüzünlü...o yıllarda küçüktük aşirleri sadece okyor ve aşıkları kırkbeşlik plaklardan dinliyorduk...,
b iz o yıllarda kısa donlarla dolaşırken sizler yurt savunmasında dağlarda yollardaydınız..bu öyküdeki en güzel yan dünya devi bir aşıkla birlikte yol almak..ne mutlu sana...
bu arada asırlık çınar olma yolunda da tek aday olma durumundasın...pir mi diyelim sana şimdi.?İhtiyarlıyorsun ha bak...)))sonra demedi deme...bana gelince daha yapacak çok işim var niyetim yok şimdilik ölmeye)))))
gerçekten çok hoş çok özel bir öykü..tadını damağımda bıraktı...yazan yüreğin dert görmesin ağabey...
artık anılarla oyalanma dönemimiz ihtiyar..kendine iyi bak)))
Evliya çelebi seyahatnamesinde: Çok şiddetli kıştı, bir kedi
damdan, dama atlarken havada dondu, kaldı. Kışa sormuşlar,
Nerelisin diye kış da aslen Erzurum’ luyum ama Sivas’ta oturuyorum demiş. Kasabanın yaşlıları böyle bir kış görmedik
diyordu.
Şarkışla tarihinin en acımasız kışını yaşıyor. Sivas ve Kayseri nin tam ortasında tüm yolları kapalı. Dünya ile iletişimi kopuk. Şehir suyu donmuş. Karları eriterek su elde ediyoruz. Meyve yok, sebze yok. Elektrikler kesik. Tecrit edilmiş gibiyiz. Mesai radara çıkamıyor. Nöbetçi arkadaşların ihtiyaçları, Diyarbakır’dan gelen helikopterlerle havadan radara atılarak karşılanıyordu. Bir yokluk ki sorma. Kasabada herkes istediğini değil bulduğunu alıyor. Hasta olanın vay haline.
Tüm hizmetlere kara kış ambargo koymuş. Merkez komutanlığında nöbetçiyim.
Kısa dalga polis radyosundan sesi bir alçalıp bir yükselen şarkıları dinliyorum. Dışarıda kutup soğukları, nöbetler yarım saatte bir değişiyor. Nizamiye görevlisi odama girip,
“ Komutanım birileri sizi görmek istiyor”
“ Kimmiş”
“ Tanıyor gibiyim ama”
“Gelsinler oğlum”
Sıcak odaya iki kişi giriyor. Tanıyorum Âşık Veysel ve oğlu
“Oooo buyur âşık baba hoş geldin hayrola bu kış kıyamette”
tokalaşırken elim iki ellerinin arasında,
“ Sorma evlat ameliyat oldum. Ankara’dan, Sivas a oradan Hanlı köyüne kızakla da buraya geldim. Köyüme gideceğim”
Elleri buz, yüzü sapsarı
“ Otur baba sıcak bir şeyler ikram edeyim açmısın”
“ Sağ ol evlat beni köyüme götürün başka bir şey istemem”
“ Dur hele komutana haber vereyim misafirimiz ol”
postayı çağırıp karınlarını doyuruyorum. Sobaya yakın oturmak çok hoşuna gitti. Sohbet ettik. İkram ettiğim votkayı keyifle içti. Isınmış çokta rahatlamıştı.
“ Evlat sen buraların çocuğusun sesinden anladım”
“ Evet, âşık baba Sivaslıyım. Zara kazasından” Çok şaşırmıştım.
Durumu komutana telefonla kısaca anlattım. Hemen geldi. Makam odasındayız. Âşık yan taraf odada.
“ Tacettin tüm yollar kapalı mesai çıkamıyor”
“Evet, komutanım biliyorum ama bende kendisine durumu anlattım çok istiyor köyüne gitmeyi”
“Allah, Allah onu birkaç gün misafir edelim”
“ Ameliyat olmuş bir an evvel köyümde, köyüm diyor”
Geldiği yerlerde çok ısrar etmişler kalmamış”
“ Hay Allah çattık desene”
“ Köyü ne kadar uzaklıkta”
“Yirmi dört kilometre”
“ Şaşırdım kaldım. Bu iş risklide”
“Haklısınız komutanım. Ama bu kişi Aşık Veysel bütün dünya bu adamı tanıyor kafası atar. Bir şiir yazarsa, bizi el aleme reklam eder” Bu sözüm komutanı endişelendirmişti. Kararsızlığı gitmiş. Birazda rahatlamıştı.
“Offf hadi yanına gidelim”
Karşılıklı sohbetleri devam ederken komutan tamam demişti. Bende kar makinesi şoförü,Cücük ustayı çağırtıp, ậşığı götüreceğimiz arabanın kontrollerine nezaret ediyordum. Tüm hazırlıklarımız tamamdı.Yanıma votka aldım. Termosa’da çay
doldurdum. Vedalaştıktan sonra komutanımız
“ Tacettin köye varınca beni ara, hemen dönün telsizde bizzat ben olacağım”
“ Emredersiniz komutanım”
Kar makinesi büyük bir gürültüyle çalışıp hareket etti. Ben aşık, oğlu ve şoförümüz onu takip ediyoruz. Bir tipi ki sorma göz, gözü görmüyor. Etrafımızda hiçbir canlı yok. Cam silecekleri yetişmiyor. İnip elle temizliyoruz. karları önden alıp yüz, yüzeli metre ileriye savuran büyük kar dozerini çok yakından takip ediyor, biraz geride kalırsak amansız tipi yolu tekrar kapatıyordu.
Doldurduğum votkayı bir dikişte içen aşığa merakla,
“Âşık baba hayat hikâyeni birde senden dinleyelim. Kendini
yormadan anlat yolumuz çok uzun sürecek gibi”
Unutamadığım o eşsiz ses tonuyla anlatmaya başladı. Küçükken çiçek hastalığa yakalandığını, ölümlerden döndüğünü, bir gözünü kaybettiğini, diğer gözünün babasının kendisi için yaptığı ağaçtan
oyuncağı almak isterken sivri çubuğun batmasıyla kaybettiğini, çok yoksulluk çektiğini, üç telli sazını, Atatürk için yazdığı bir destanı bizzat kendisinin okuyup sunmak istediğini,ama bir türlü nasip olmadığını, askerlik yapamadığı için çok üzüldüğünü,renklerden bir tek kırmızıyı hatırladığını, yeşili hissettiğini, kendisini bırakıp kaçan hanımını, Sivas lisesi müdürü ünlü yazar Ahmet Kutsi Tecer’i, köy enstitüleri kurucusu
Hasan Ali Yücel’i ve onlardan büyük yardımlar gördüğünü, bakanlar kurulu kararıyla 1965 yılından beri güzel Türkçe’mize birlik ve beraberliğimize katkılarından dolayı, 500 lira maaş bağlandığını, köyüne yol, su, elektrik getirttiğini anlattı.
Bir dünya devi ile yan yanaydım. Çiçek hastalığından dolayı yüzünde, oluşmuş sayısız nokta büyüklüğündeki çukurları, kırış, kırış alnının altındaki görmeyen gözleri, aşığa ayrı bir gizem veriyor. Fötr şapkada bir başka duruyordu. Büyük ozan diliyle söylüyor. Yüreğiyle görüyordu. Hiçbir eğitim almamış. Kızılırmak gibi, coşup gönüllere çağlayarak akmıştı. Can kulağı ile dinlerken bir bardak votka daha verdim. Kızaran yüzüne neşe dolmuştu.
İlk ölen çocuğunun acısını hala unutamadığını, buruk bir ses tonuyla anlattı. Çok emeği geçen ellerinden tutup yıllarca gezdiren ablasından bahsederken sesi minnet ve şükran doluydu. Beni tanrı kör etti ama dünya ya da tanıttı derken çok mutluydu. Sevdim mi her şeyi görürsün ben en çokta toprak kokusunu seviyorum demişti.
Tüm şiirlerinde doğayı insan sevgisini işlemiş hiç bir akımın tarafında olmamıştı. Yirmi dört kilometreyi kazasız belasız dört buçuk saatte almıştık. Aşığın köyünde bir bayram havası vardı.
Epey uğraşılardan sonra köye geldiğimizi komutana telsizle ilettim. Geç olduğu için sabah gelin demişti. Bir eşi daha yaşanamayacak kadar muhteşem bir gece geçirdik. Tüm köy oradaydı. Saz çaldı. Türkü söyledi. Şiirlerinden okudu. Geç vakitlere kadar sohbet ettik. Çift döşekli yün yataklarda sabun kokan yorganlarda yattık. Tadını unutamadığımız köy kahvaltısını yapıp vedalaşırken elini öpmek istedim. Müsaade etmedi. İki elleriyle yanaklarımı okşayıp alnımdan öpmüştü. O, Günden beri nerede Âşık Veysel’le ilgili bir sohbet olsa kendimde bir ayrıcalık hissederim.
Bir gün Kayseri’ den, Sivas’ a giderseniz Şarkışla’ dan geçeceksiniz. Büyük ozan Aşık Veysel’ in köyü Sivri alan’ a gidiniz, müze olarak düzenlenen yaşadığı evi ziyaret ederken, aşığın size baktığını, üç telli sazının sesini ve büyük ozanın kokusunu duyar gibi olursunuz. Ruhun şad olsun koca ozan. 21 mart 1973 Aşık Veysel’in ölüm yıldönümüdür.
sevgili kardeşim güzel yüreğine sağlık beni de alıp götürdün geçmiş günlerime.kalemine sağlık güzel bir çalışma veysel boşa dememiş demekki dostlar beni hatırlasın.vefalı yüreğini tebrik ediyorum.
... pes !....
... böyle bir anıyla yaşıyorsun
... ve haala tv lara çıkamadın Modern Mevlana
... kimbilir daha ne öyküler vardır sende
... ve kimbilir daha ne sevgiler
... allah kör eder ama
... öyle bir sevgi bahşederki kalbine
... o yürekle görürsün dünyayı
... ve insanları
... tıpkı aşık Veysel gibi !...
... canına sıhhat ömrüne bereket
... sana ailene ve dostlarına sevgiler
... saygılarımla koca şairim,
değerli ağbeyim unutlması mümkün olmayacak
bir anı paylaşmışsınız... o büyük insanı görmeyi
o kadar isterdim ki...
ne güzeldir o köy evlerinde sohbetler
hele birde ozan varki sohbetin içinde...
ülkem değerlerine canla başla sahip çıkan
saygı değer büyüğüm her dem saygılarım sonsuz size bilesiniz.
Her zaman ki gibi okunası bir dille aktarmışsınız, bu güzel anınızı. Bunu söylemek bile gereksiz. Çünkü sizin yazılarınız hep bu kalitede.
Bence önemli olan böyle büyük bir ustanın ölüm yıldönümünü bizlere anımsatmanız. Bu anıyı paylaşmasaydınız kaçımız hatırlayacaktık acaba? Utandım. Dürüstçe. Kendi adıma.
Teşekkürlerim ve saygımla...
"Arzusun çektiğim SİVRİALAN KÖYÜ
Serindir havası, soğuktur suyu
Yâr mendil göndermiş yadigâr deyi,
AĞLA GÖZYAŞINI SİL diye yazmış."
Başka bir şiirinden:
Üç yüz on'da gelmişidim cihana
Dünya'ya bakmadım ben kana kana
Kader böyle imiş, ÇİÇEK BAHANE
Levh-i kalem kara yazmış yazımı.
Çocukluğumuzdan beri dinlediğimiz türküleri ile birlikte yaşadık. Okumya başladığımda hemen hemen tüm şiirlerini okudum. Birçok şiiri de ezberimdeydi. Aklımda kalan bu dörtlükler, o günlerden kalanların parçalarıdır.
Aynı yörenin insanı olduğumuzdan, bize hiç yabancı değildi büyük ozan.
1973 yılında Gökçeada Atatürk İlköğretmen Lisesi'nde öğrenci iken vefatını öğrendiğimde büyük bir üzüntü duymuştum. Aynı hafta içinde merhum Halk Şairi amcam Habib KARAASLAN'I da kaybetmiştim, üzüntüm daha da büyümüştü...
Habib KARAASLAN ile ilgili araştırmalarımda gördüm ki, usta ozanımızla Ankara'da uzun bir süre arakadaşlıkları varmış. Zamanın edebiyatçıları onları koruyup kollamışlar. Hasanoğlan Köy Enstütisi'nde birlikte çok kalmışlar. Ahmet Kutsi Tecer, Hasan Ali
Yücel, Vehbi Cem Aşkın, Behçet Kemal Çağlar halk ozanlarına sahip çıkmışlardı. Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakı iken merhum amcama şöyle demişti: "Habib, bir halk ozanının eriyip gitmesine gönlüm razı olmaz. Seni bugün Hasanoğlan Köy Enstütisi'nde işe başlatıyorum, hayırlı olsun..."
O günün siyasileri ve edebiyatçıları HALK adamı olduklarından insanlarımıza değer veriyorlardı. Bugün de kendi akrabaları ile aynı düşüncede olanları yaşatmaktan başka çanaları yoktur.
Ustaca yazılmış anınızı bir solukta okudum. Büyük ozanımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Paylaşımnlarınız için de size teşekkür ediyor, güzel yazılarınızı bekliyorum.
Bu duyarlı yüreği ALKIŞ İLE YÜREKTEN KUTLARKEN ... Yazıya ve Yüreğe Şiir diliyle bir güzellikte benden ÖLÜMYIL DÖNÜMÜ Münasebetiyle...
Aşık Veysel..Yaşıyorsun halk ozanı
Çocuk yaşta yitirmişsin gözün nur ışığını
Aşmışsın küçük yaşta dünyayı
Yıkmışsın bütün zorlu duvarları
Serpmişsin her yüreye sevdanı
Dillerde dolaşmışsın an be anı
Acılar yıldıramamış sende canı
Saz ile dile getirmişsin vuslatı
Olduğun gibi kalmışsın atmışsın şanı
Şöhrete kapılmamış kapatmışsın kapıyı
Halka açmışsın varını bağrını sazını
Nesillere bırakamamışsın yasını gamını
Sen ölemezdin ölmedin yaşıyorsun halk ozanı
24.03.2009
Seyfi Yiğit
..............................Güzel anlamlı bir yazı okudum ANLATIM TAM Puan...En derin Saygılarımla...
SEVGİLİ DOSTUM ,SEN YAZMIYOR ADETA YAŞIYOR VE YAŞATIYORSUN BİZE HER ANINI .DAHA O YILLARDA BİLE BU GÜZEL ANIYI YAŞAMA AYRICALIĞIN BUGÜNLERİN MÜJDECİSİYMİŞ .HERKESİN GÜZEL ANILARI VARDIR .AMA KAÇ KİŞİ SENİN KADAR GÜZEL ANLATIR Kİ ..GEÇEN YAZINA YAPTIĞIM YORUMU TEKRAR HATIRLATIYORUM .ARTIK BUNLARI KİTAPLAŞTIRMALISIN Kİ ,DAHA ÇOK KİŞİ OKUSUN .
GÜZEL YÜREĞİNE ,USTA KALEMİNE SAĞLIK .KUTLUYOR VE ALKIŞLIYORUM SENİ
bir sivaslı olarak vede yakın köylüsü olarak ölmeden elini sıkmak nasip olmadı veysel banın gurbet el yoksulluk beni ayırdı yurdumdan köyümden allah ruhunu şadetsin ne mutluki sana nasip olmuş ölümünden önce görmek aslan hemşerim senin yazını okurken hem okudum hemde ogittiğin yolları yazınla gittim hanlı bedirliden geçtim sıcak çerme doğru hayaledip çıktım çok güzel bir anını okudum ne güzel yazmışın sabah sabah aşık komani gardaşıyın içine ataş saldın oraları gezdirdin var ol can hemşerim
çok sağol saygılar selamlar varol yürek sesin var olsun saygılarla kal
AŞIK KOMANİ
aşık komani tarafından 3/20/2010 11:08:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
İnanın ne büyük bir onura nail olmuşsunuz Tacettin abi. Ayrıca finale doğru Veyselin hayatını anlatışınız o kadar duygu doluydu ki, bir ara nemlenen gözlerimden dolayı yazıyı okumakta zorluk çektim. Ruhu şad olsun. O bizler için büyük ama çok büyük bir değerdi.
Kıymetli anınızı paylatığınız için çok teşekkür ederim.
Vatanımızın bağrından çıkmış olan ve bizim öz be öz bir değerimiz olan büyük ozan Aşık Veysel'i tekrar kaleme alıp yaşattığınız ve bizlere bizzat canlı tanık olarak tanıttığınız için ne kadar teşekkür etsem azdır. Aşık Veysel bugün hala dinleniyorsa bu onu ne kadar evrensel bir sanatçı olduğunu gösterir. Türküler bizim yaşanmışlıklarımız tabi ki Aşık Veysel de öyle. Siz onu tanıma şerefine nail olmuşsunuz ne mutlu size. Değerli paylaşımınız için tekrar teşekkür ediyorum. Saygılarımla....
Hatıranı okurken sizin adınıza sevindim. Kendi adıma üzüldüm. siz onu dünya gözüyle görmüşsünüz ben ise bir sivaslı olarak Veysel babayı göremedim ne mutlu size
yazınıza gelince ö kadar güzel ifade etmişsınızki o yolculuğun içinde kendimi gördüm yaşadım
var olsun komurtanımın hemşerimin yüreği saygı ve selamlarımla
sizi kıskandım desem inanırmısınız, ne kadar şanslısınız tacettin bey o anı nız sizi gerçekten ayrıcalıklı kılmış,aşık veysel dünya çapında bir idol onunla gün geçirmek hayatınızda mutlaka farklı bir yeri olacaktır herkese nasip olmaz .üstadımız nur içinde yatsın yattıgı mekan cenneti olsun çok teşekkür ediyorum bu anınızı anlatarak bizide özel hissttirdiniz .kutlarım şairimi selam ve saygılarımla...
merhaba usta ne demeli bilmem ki söz de sususp kalıyor bazen yürekte
Allah gani gani rahmet eylesin
bu akşam Usta için bir etkinliğimiz var kültür merkezinde
Ben giderim adım kalır dostlar beni hatırlasın
keşke bizleri de böyle hatırlayanlar olsa
umutla kalın usta
aşkla kalın
DOSTLAR BENİ HATIRLASIN
Ben giderim adım kalır,
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur, bayram gelir,
Dostlar beni hatırlasın.
Can bedenden ayrılacak,
Tütmez baca, yanmaz ocak,
Selam olsun kucak kucak,
Dostlar beni hatırlasın.
Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş, kim gülecek
Murat yalan, ölüm gerçek,
Dostlar beni hatırlasın.
Gün ikindi akşam olur,
Gör ki başa neler gelir,
Veysel gider, adı kalır
Dostlar beni hatırlasın
AŞIK VEYSEL
Muhteşemdi!
Ne denebilir ki?
Okudum, daldım gittim...
Müthiş bir anı. Belgesel diyorum artık...
O'nun Kata Toprak şiirini hiç unutmam... Ezeberimdedir hep...
KARA TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yarim kara topraktır.
beyhude dolandım, boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü istediğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır
Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır
Adem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyve bitirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır.
Karnın yardım kazmayınan, belinen
Yüzün yırttım tırnağınan, elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır
İşkence yaptıkça bana gülerdi
bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.
Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır.
Bir dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sadık yarim kara topraktır.
Hakikat istersen açık bir nokta
Allah kula yakın, kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sadık yarim kara topraktır.
Bütün kusurumu toprak gizliyor
Melhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yarim kara topraktır.
Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.
AŞIK VEYSEL
Gönlünüze sağlık efendim...
Ozanımızı misafir etmek,misafiri olmakla gerçekten ayrıcalıklısınız Tacettin ağabey.
"Büyük ozan diliyle söylüyor. Yüreğiyle görüyordu. "
Bu güzel anınızla,"Halk ozanı" mızı,Veysell'imizi anmış,hatırlamış olduk.
Bedri beye de katılıyorum.O size el vermiş,yazmak borcunuz var...
Varolun hep.Selam,saygı.
kurtoviç tarafından 3/20/2010 9:31:00 AM zamanında düzenlenmiştir.
kurtoviç tarafından 3/20/2010 4:14:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çocukluğumuzdan beri ders kitapları dahil çeşitli kitaplarda Aşık Veysel ile ilgili kimbilir neler okudum.Fakat ilk kez kendisi ile yemek yiyen,yolculuk yapan,sohbet eden birisinin kaleminden paylaştıklarını okudum
Samimiyetimle söylüyorum bitmesini istemedim.RAHMET DİLERİM.
SAYGIYLA.
Davidoff tarafından 3/20/2010 9:39:31 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bir gün Kayseri’ den, Sivas’ a giderseniz Şarkışla’ dan geçeceksiniz. Büyük ozan Aşık Veysel’ in köyü Sivri alan’ a gidiniz, müze olarak düzenlenen yaşadığı evi ziyaret ederken, aşığın size baktığını, üç telli sazının sesini ve büyük ozanın kokusunu duyar gibi olursunuz. Ruhun şad olsun koca ozan. 21 mart 1973 Aşık Veysel’in ölüm yıldönümüdür.
Tacettin ağbey, o yüce insanı bu güzel ve anlamlı yazınızla bizlere tekrar anımsattığınız için sizlere binlerce teşekkürler...
Sevgilerimle...