- 1651 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
Anne Yüreği (56)
Polisler, yavaş yavaş, mağaranın içine doğru ilerlemeye başlamışlar, aldıkları uyuşturucudan, etraflarını bile göremeyecek kadar sersemleşmiş üç delikanlıyı etkisiz hale getirdiklerinde, çocuklar neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Komiser, Sıla’yı arıyordu ve Sıla hemen karşıdaki köşede, elleri, ayakları ve ağzı bağlı, her tarafı yara içinde, üstündeki okul önlüğü parçalanmış bir halde yerde yatıyordu. Komiser, koşarak Sıla’nın yanına gelmiş, nefes alıp almadığını kontrol ediyordu. Nefes alıyordu. Sıla’nın ellerindeki, ayaklarındaki ve ağzındaki ipi çözmüş, yattığı yerden kaldırıp kucağına almış, mağaranın kapısından dışarı çıkmıştı. Meltem Öğretmen ve Gökhan’da arabadan inmiş, komisere doğru koşmaya başlamışlardı.
“Abla, ablacığım. Abla ses ver bana. Ablama bir şey olmamış değil mi komiser amca”
“Yok Gökhan merak etme, soğuktan bayılmış. Onun için cevap vermiyor sana
“Komiserim Sıla iyi mi?
“İyi Meltem hocam. Arabanın kapısını açın. Kaloriferi çalıştırın. Arkada battaniye var hemen onu atın üstüne”
Sıla’yı ekip otosuna bindirmişlerdi. Gökhan, ablasını tanıyamamıştı. Yüzü gözü mosmor, yırtılmış okul formasının altından, tenindeki yara ve darp izleri bedeninin görülmesini engelliyordu adeta.
“Ablacığım kendine gel. Bize bak, Bir cevap ver ne olur abla”
“Seni duymaz Gökhan. Şu an baygın. Elleri ayakları buz tutmuş sanki. Hemen ısıtmalıyız. Ambulans da gelmedi. Biz yola çıkalım mı komiserim? Yolda karşılaşırız ambulansla nasıl olsa”
Diyordu Meltem öğretmen. Ekip arabası beş dakika daha kaybetmeden yola koyulmuştu. Sıla, baygındı ve sayıklıyordu. Meltem öğretmen ve Gökhan nefesleri ile sılanın ellerini, ayaklarını ısıtmaya çalışıyordu.
“Sıla, kurtuldun kızım, kurtuldun. Aç gözlerini.”
“Ambulans yukarı çıkamamış Meltem hocam. Bizi yolda bekliyorlar”
Hızla ambulansın beklediği yere gelmişler ve sağlık ekibi Sıla’yı ambulansa almış, tedavisine başlamışlardı. Meltem öğretmen Sıla’nın yanına binmiş, Gökhan, ekip arabasına binmiş, ambulansı takibe koyulmuşlardı. Uzun bir yolculuk olacaktı, çünkü yerler gece olduğu için çok daha fazla buz tutmuştu. Ambulans kaya kaya nihayet hastaneye ulaşmıştı.
Bu arada Gökhan’ın kaybolması evde başka bir telaş yaratmış, okuldaki memur, Gökhan’ın müdür ve Meltem öğretmen ile birlikte olduğu haberini vermeyi unutmuştu. Gece olmasına rağmen Gökhan gelmeyince, onun da ablası gibi kaçırıldığı düşünülmüş, insanlar aramaya çıkmışlardı. Gökhan’ın kaybolduğu emniyete bildirilmiş, emniyetteki memurlarda aramaya başlamışlardı.
Komiser, çocuklarla birlikte emniyete geldiğinde öğrenmişti her şeyi. Gökhan’da yanındaydı.
“Komiserim, Gökhan’ın da kayıp olduğunu sanmıştık. Ailesi tam bir kâbus içinde. Bizim de haberimiz olmadığı için bir şey diyemedik aileye”
“Okuldaki memur biliyordu. Haber vermemiş mi Ayşe hanımlara? Bu nasıl bir ihmalkârlık anlayamadım gitti. Bunları sorgu odasına alın. Orada beklesinler. Biz eve gidiyoruz Gökhan ile”
Komiser, zaman kaybetmeden, Gökhan’ı da yanına alarak Ayşe’nin evine gelmişti. Kapıdan içeri komiser ve Gökhan girdiğinde sevinçle Gökhan’ın boynuna sarılmıştı annesi.
“Oğlum, canım. Nerdesin sen? Beni hepten öldürecek misiniz? Ablan yok günlerdir. Bir de sen kaybolursan ben nasıl yaşarım. Zor nefes alıyorum. Ciğerlerime hava girmiyor artık. Sakın sen de kaybolma oğlum? Sakın bırakma beni”
“Ben komiser amcalarla birlikteydim anneciğim. Merak etme kaybolmam”
Komiser, Gökhan’a tembih ettiği için, , Sıla’nın bulunduğu haberini hemen vermemişti. Bu haberi komiser kendisi verecekti duruma bakarak. Ve gerçekten Ayşe’nin durumu hiç iyi değildi. Dört günde sararıp solmuş, boş bir çuval gibi olduğu yerden kalkamaz duruma gelmişti. Kader, ablasının başında, çaresiz bakışlarla bekliyor, komiserin yüzüne soran gözlerle bakıyordu.
“Nerdeydin Gökhan? Öyle çok merak ettik ki seni, komşular aramaya başladılar. Seni de kaybettik diye çok korktuk”
“Teyze, ben iyiyim. Komiser amca her şeyi anlatacak”
“Komiserim, haber mi var Sıla’dan? Lütfen söyleyin. Ablamı da kaybedeceğiz bu gidişle.”
“Evet Kader, Gökhan’ın sayesinde Sıla’yı bulduk. Şu an hastanede. Durumu iyi”
Ayşe, bu sözü duyduğunda, biraz önceki kadın gitmiş, yerine bambaşka bir kadın gelmiş, olduğu yerden ok gibi fırlamıştı ayağa. O boş çuval gibi oturan kadın yoktu artık karşılarında.
“Kızım nerde komiserim? Kızım nerde? Beni ona götürün”
“Kızın iyi Ayşe. Meltem öğretmen başında. Merak etme.”
Can, komiserin davranışlarından, Ayşe’nin, Sıla’yı hemen görmesini istemediğini anlamıştı.
“Ben arabayı hazırlayayım. Hemen çıkarız” diyerek komiser ile birlikte çıkmıştı dışarı.
“Komiserim, sorun var değil mi?”
“Evet doktor bey, Sıla’nın şu an durumu kötü. Çok darp almış. Baygındı hastaneye geldiğinde. Ayşe, bu halini görmese iyi olur”
“ Durmaz ki komiserim. Baksanıza, elinde olsa uçarak gidecek. Ama siz merak etmeyin, ben varım yanında, onu götüreyim hastaneye. Uzaktan da olsa, görsün kızını. Komiserim Sıla’yı kim kaçırmış?”
“Kemal ve arkadaşları kaçırmışlar doktor bey. Şu an çocuklar emniyetteler. Benim emniyete dönmem gerek. Siz, Ayşe hanımı götürürsünüz. Bu gece çok uzun bir gece olacak hepimiz için. Sıla’yı kaçıran çocukların durumu da iyi değil”
“Tamam komiserim. Detaylarını sonra öğrenirim. Şimdi gitmem gerek.”
Onlar konuşurken, Ayşe yola çıkmıştı bile. Araba falan beklemiyor koşarak hastaneye ulaşmaya çalışıyordu. Can, arabayı çalıştırmış, Ayşe’nin önünü kesip, arabaya almış ve bir kaç dakika sonra hastaneye ulaşmışlardı. Sıla’nın yattığı odanın kapısına geldiklerinde, acil müdahale odasından, doktorların biri çıkıp, biri giriyordu. Ayşe, doktorların yüzüne bakıyor, onlardan cevap almaya çalışıyordu.
“Kızımı görmek istiyorum doktor bey, kızımı gösterin bana. Onun saçlarını koklamak, yanaklarını öpmek, ellerini tutmak ve anne sevgimi yüreğimden yüreğine akıtıp, ona canımdan can vermek istiyorum”
YORUMLAR
Okudukca yüreğime ağırlık çöktü yaşamın gerçek ve acı bir penceresinden ana yüreğini yansıtmak ışık olmak umutla beklamak ve her zaman böylesi kurtuluşlar olmuyor acı içinde kalan binlerce aile var sorun çok derin ve toplumsal yaralar hergeçen gün artarak yadsınıyor.Ailelrrin ana babaların her zaman dikkatli olmaları gereken bir konu teşekkürler.
Uyuşturucu konusunu detayları ile irdelemeli buradan sonra. Çocukların neden çok küçük yaşta esrar ve uyuşturucu alışkanlığı kazandığını, ailelerin nasıl bir dikkat içinde olması gerektiği anlatılmalı canım. Ben bunu anlatacağından eminim. Çünkü yaşadığımız yerde bu durumda olanlar var. Senin gözlemlerin bunu anlatacak eminim.
Öpüyorum seni kocaman.
Türkan hanım,öykü olduğunu bildiğim halde,burnumun direği sızladı.Öyle candan,o kadar güzel bir anlatım ki,gerçek yaşam gibi bir nefeste okudum.Allahım hiç bir ana babaya evlat acısı göstermesin!
Günümüz gençlerini tehdit eden ,uyuşturucuyu işlediğiniz için kutluyorum.Aileler olarak uyanık olmalıyız.
Sevgi ve dualarımla...