Beste ve Yabancı
Çok geçti,
Bugün’ün daha farklı olacağını düşünürken, bütün iklimler sarhoş oldu hislerine...
bir çok yazılarını şarap ile ıslatıp, satır aralarına yerleştiriyordu.
Adını bilmediği, cismine dokunamadığı yabancıya seyir defteri tutuyordu... sayısız kere elvedalıyordu şehri...
O kadar hızlı akıyordu ki zaman, fırçasını ıslatamadan darbelerini sektiriyordu mevsimlere, ellerini ellerinden koparıyordu zaman ve şarap arası notlar düşüyordu kalemine...
yüzünün etrafına mum tutup farklı fotoğraflarını çekiyordu adam,
bu bile değiştiremiyodu eskittiklerini...
Beste kayıtsız mektuplar yazıyordu ve bir çoğunda alışamadıklarını, tanıyamadıklarını düşürüyordu...
ulu orta kelimlerle sessiz konuşmalar yapıyordu geceye...
tek aydınlığı nevruz akşamları idi dipnotlarında...
Aynaya baktığında gördüğü tek yüz vardı! o yabancıyı hissederken iliğine kadar tutsak olurdu yelkenler...kesik kesik
En sevdiği mum’u avuçlarında söndürürken, tutuşan teni değil üzerine sinen yabancıydı...
külleri genzine sıçradığı an irkinirdi en sahte duygular...mükafatı beyaz sayfalara kan akıtırdı...
O gece
biraz daha alacaklıydı üzüm yaprakları...
şehir şahit
kamyonlarla taşındı tüm memleket
ıssız
sessiz yeşillikler arasında harabeler...
çocuk gibi
her dakikayı anyı saniyeler içinde
her kadını annenmiş gibi sevmek
beste yabancı düşer
ben oyalarım terlik arabaları
peki ya ’o’
postanenin raflarını silen çocuk
mektuplarına gömülen ben
paramparça
engelleyemiyoruz, yıllar eskitiyor
teker teker sıyırıyor alnından bizi...
Gözleri ırmak, bedenleri alev...
Şehir onlara, onlar şehre şahit...
Sonrası derin bir sessizlik...
...
Besteler çok Gecikti...
-Bir çocuğun seyir defteri... Srebrenica-1995 eylül...