- 1279 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
ANKARA MACERALARIM (3)
Evden eve nakliye şirketinin göndermiş olduğu kamyon ve elemanlar,sabah erken gelip eşyaları kamyona yüklerken,arkadaşlarım ve komşularım da gelmiş,kapının önü mahşer yeri gibi olmuştu.Herkes bir işin ucundan tutma çabasındaydı.Birkaç saat sonra bütün iş bitmişti.Yola çıkmak için hazırdık.Annem de benimle birlikte Ankara’ya gelecek ve yerleşmemde yardımcı olacaktı.Kızım bizden önce otobüsle yola çıkmıştı.Sedat, Ankara’da karşılayacaktı onu.Nihayet dostlarım,komşularım ve canım ailem ile hüzünlü bir vedalaşmanın ardından yola çıktık.Bilinmedik bir hayata doğru gidiyorduk.Bekle bizi Ankara,geliyoruz…
Sedat ve Çiler badananın ardından,bir kadın bulup evi temizletmişlerdi.Öğleden sonra 15.00 civarı Ankara’daydık.Akşam saatlerinde nakliyecilerin işi bitmiş,bütün eşyaları eve çıkarmışlardı.Bundan sonraki iş bana aitti.Yol boyunca korku,endişe,panik,heyecan gibi bir sürü duyguyu barındıran içimde,şuanda sadece “bu evi nasıl yerleştireceğim “ telaşı vardı.Sağolsun annem,kadının sildiği salondaki duvardan duvara halıyı temiz bulmamış,o işin arasında koca halıyı toplatıp aşağıya indirttirmişti bile.Neyse ki apartmanın arka girişinde halı yıkamaya yer vardı.Hava kararmadan annemle ikimiz halıyı yıkayıp bitirdikten sonra yavaş yavaş kutuları açıp, eşyaları yerleştirmeye başladık.
Gece, Sedat,Çiler ve çocukları,kızım ile birlikte bize yiyecek bir şeyler getirdiler.Hem oturup dinlendik, hem de Ankara’daki ilk akşamımızda yalnız kalmamıştık.Kısa bir süre sonra misafirlerim gitti.O kadar yorulmuştuk ki, yatak odası kurulmadığı için annem,kızım ve ben kanepelere yatmıştık bile.Aşırı yorgunluktan ve gün içindeki bir sürü karışık duygu yoğunluğundan olsa gerek,pek detaylı düşüncelere dalamadan uykuya dalmıştım.Ankara’da kendi evimizde ilk gecemiz…
Sabah çok erken kalktım.Elimi,yüzümü yıkadıktan sonra balkona çıktım.Manzara bir harikaydı.Her yer yemyeşil,yeşillikler arasında parklar ve evler.Ankara’daki ilk günümüze güzel başlamak istiyordum.Hemen çay suyunu ocağa koyup,balkonu yıkadım.Mutfak masasını zor da olsa balkona çıkardım.Evde olan kahvaltılıklarla masayı hazırladım.Çay da demlenmişti,annemi ve kızımı uyandırdım.Hepimiz kahvaltı masasındaydık.Oh…Şükür masada her şey var,sıcacık çayımız demli,manzara harika,en önemlisi sağlığımız yerinde.Daha ne isteyeyim Mevlâ’mdan?
Güzel kahvaltının ardından yine kutuları açıp yerleştirmeye başladık.Annem bugün dönecekti,öğleden sonra, sora sora Ankara Garı’na geldik.Annemi yolcu ettik,yine sora sora Eryaman’a döndük.Halk otobüsünden indikten sonra başladık evi aramaya.Evet,evet anladığınız gibi evimizi bulamıyorduk,kaybolduk.Eryaman 1.etap, bütün binalar birbirine o kadar çok benziyordu ki,kızımla dolaşıp duruyorduk.Hem açlık,hem yorgunluk hem de annemi yolcu etmenin hüznü vardı.Kızımla ikimiz koca bir şehirde yalnız kalmış,işin kötüsü evi de bulamıyorduk…
Bir parkta biraz oturup dinlendikten sonra girişteki Migros’u bulduk.Kızıma Sedat amcası gelirken, yolları tarif ederek getirmiş.Kızımın önderliğinde epey bir dolaşmadan sonra evimizi bulduk nihayet.Bu arada hava da kararmıştı.Eve girdiğimizde büyük bir boşluk içindeydim sanki.Kızıma belli etmek istemiyordum ama hıçkıra hıçkıra,avaz avaz ağlamak istiyordum.Tabi ki kızıma bir şey belli etmedim.Evde olan yiyeceklerle karnımızı doyurduktan sonra yine kaldığımız yerden eşyaları yerleştirmeye başladık.
Bir müddet sonra kızım yattı uyudu.Artık rahat rahat ağlayabilirdim.Gece sabah ezanına kadar hem ağlayıp,hem eşya yerleştirdim.Ev baya hale yola girmişti,ama benim gözlerim ağlamaktan şişmişti.Güne başlamadan biraz yatıp dinlenmem gerektiğini düşündüm,zira yapılacak çok iş vardı daha.Elektrik,su doğalgaz,telefon açtırılacak, mobilyalar kurdurulacaktı.Hepsini benim yaptırmam gerekiyordu.Başka kim yaptırsın ki?
Gurbette annemsiz,kızımla ikimizin ilk gecesi… Ankara’da bizim için zor günler başlamıştı bile…
Sevgi SALMAN
YORUMLAR
Hayret be arkadaşım;
Nasıl aklınıza ceplerinize fasulye doldurmak gelmedi?
Ya da bir tebeşir bulamadınız mı?
Allahtan dilini bildiğiniz memleketimizdeymişsiniz.
Ya benim gibi Frankfurt Havaalanı otoparkına arabanızı park etseydiniz de 7, evet tam yedi saat arasaydınız haliniz ne olurdu?
Ben her ihtimale karşı bi poşet fasulye alıp, yolcu bekleme salonuna kadar her adımda bi tane atarak gitmeyi akıl etmiştim.
Akıl etmediğim Almanlar'ın aptal olduklarıydı.
Aptal temizlikçi tutmuş, erinmeden fasulyeleri süpürüp, çöpe atmış. Oysa düşünmeliydi o fasulyelerin bir maksatla oraya atıldığını. Değil mi ama...
Paylaşım için teşekkürler. Ayrıca yazım kurallarına gösterdiğiniz dikkatten dolayı da.
Saygı öncelikli sevgiler.
Sevgi hanım Ankar^'ya ilk gişttiğim anımı anımsadım. Hacettepe de tedavi görüyordum. Gölbaşından otobüse binim Abdi İpekçi Parkında iniyor oradan karşıya geçiyor, direkte hasteneye gidiyorum. Yolumu ezberlemiştim. Ama üçüncü günde otobüs bizi farklı bir yerde bıraktı. Ankara'yı hiç bilmiyorum. Şaşkın şaşkın etrafa bakıyorum. Hastanede randevum var yetişmem gerek. Nerdeyse ağladım ağlayacağım. Eşimin bir sözü aklıma geldi. " Nerdene gidersen git Kızılaya çıkarsın" demişti. Yola düştüm etrafa baka baka gidiyorum. Ne kadar yürüdüm bilmiyorum, meydandaki heykeli gördüm. İşte o zaman sevimçten bağırmak istedim. Çünkü oradan Hacettepeye gitmem kolaydı.
Hikayeniz beni o güne götürdü. Yazım ve anlatımınız çok güzel. Sevgiler yüreğinize
Yıl 1975 Anakara öğretmen olkulu öğrencilik yıllarım..Ne doğal gaz vardı..Ankaranın havası kirli soğuk kış günlerini hatırladım
Gurbetçilik,taşınma oldukça zor..Biz yıllarımızı taşınmakla geçirdik...Emekli olunca durulduk
Güzel anlatım...Mutlu yaşantılar dileğiyle..saygılar
Üstade , Bildiğiniz üzere Hayatta , yaşamak bile bir mücadele sonucudur. Niyetli ve azimli olmak işin % 51 lik bölümünü çözümlemekdir. İşte bu yolda geriye dönüp baktığında , böyle tatlı anılar olup kağıda dökülüyor. Zor anlarda Şükretmek çok şeyin üstesinden gelmede insana güç verir. Sizde de bu güç gözüküyor. Her zaman güçlü olacağınıza olan inancımla Selam ve saygılar sunarım
Sevgili Sevgi' ciğim, anlatımlarınla sanki çektiğin sıkıntıları yaşadım. Taşınmak, dünyanın en zor işlerinden biridir. Güçlü bir insansın. Eryamanı biliyorum. İnsan içinde kayboluyor. Bir kaç kez gittim geldim. Tam merkezden bir saat sürüyor. Karıştırmayacak gibi değil yani. Tebrik ediyorum seni. Sevgilerimle :)
Ankara'ya hoşgeldiniz.
Çocukken taşınmayı çok sever keşke hergün taşınsak derdik kardeşimle. Ama büyüyüp evlenince ve sürekli taşınmak zorunda kalınca anladım o kadar güzel bir duygu olmadığını. :))
Ben de evlendiğimizin ikinci günü kaybetmiştim evimizi ve üstelik sorabileceğim kimseler de yoktu etrafımda, yakında. Arayabileceğim bir telefon da yoktu tabii ki! Hırsımdan yol ortasına oturup ağlayacaktım nerdeyse. O günleri hatırlattı yazınız.
Çok güzel bir anlatımdı; tebrikler.
bir yerden bir yere taşınma.....eskiler iki tayin bir yangın derdi ....çok yaşadık çektiklerinizi bilmediğiniz yerlerde alışma ....tam alış yeni bir tayin.... şu an çektikleriniz aklıma geldide ......ne hissettiklerinizi çok iyi biliyorum..bu güzel kalem.... okuyucuyu içine çekmesini biliyor... tebrikler
uzun bir aradan sonra devam Ankara macerasına...
kolay değil sayın arkadaşım bir evin hem anası hem babası olmak.
ama hayatta her şey biz insanlar için değil mi.
devamını merakla bekliyorum. bu kadar uzatmayalım arayı lütfen...
her dem saygılarımla...
güzel anlatım için de ayrıca kutladım
Sevgi Salman
Sevgi hanım,böylece Ankara maceranız kaldığı yerden devam edecek galiba,Allah yardımcınız olsun,gurbet ellerde.Devamını merakla bekliyorum,sevgilerimle.