- 2055 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
Bugün 18 Mart Çanakkale Geçilmez!!!
Bugün 18 Mart….
Bugün Çanakkale Destanının yazılmasının üzerinden doksan beş yıl geçmiş…
İçim, bu destanı yazan ,başta büyük şahsiyet,askeri deha Atatürk’ümüze ,en yüksek rütbelisinden yaşı en küçük şehidimize, şükran ve dualarla dolu.Yaşı en küçük diyorum,çünkü bütün şehitlerimizin hepsinin rütbesi çok yüksek…Bu ülke size her şeyini borçlu…
Eğer hür ve huzur içinde yaşıyorsak,Türkiye olarak, dünyada ülkemizin adı anılıyorsa,bunu Gelibolu’da Conkbayır’ında isimsiz yatan, kahraman vatan evlatlarına borçluyuz.
Ülkenin sıkıntılı günleri,bütün cephelerde savaşmaktan son derece yorgun ve yıpranmış ordu…Hangi cephelerde ,kimlere karşı savaştığını ,ne yokluklarla ,bu destanı yazdığını,önemli şahsiyetler,yazdıkları tarihi eserlerde zaten,çok düzgün bir dille anlatmışlar,hala da yazıyorlar.
Benim bunları anlatmaktaki gayem, o mübarek insanları önce kendime ,sonra da okuyan değerli arkadaşlara bir kere daha hatırlatmak.
Ülke var olma savaşı veriyor! İmkanlar kısıtlı, yok denecek kadar az. Her köy kasaba,şenlik havasında .Tedarik edebildikleri ,buğday ,un, çökelek ,yağ gibi nevalenin yanında,her ev canlarını gönderiyor!Bizim şimdi:
-Daha bunlar çocuk diye, alış verişe göndermeye kıyamadığımız, on iki on üç yaşındaki kuzularını, bu güzel vatanı korusunlar diye, koç gibi kınalayıp orduya katıyor. Her köy kasaba
şenlik havasında, askerlerini gönderiyor şehit olmaya!!!
Büyük Başkomutan şöyle sesleniyor:
-Efendiler, ben size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum!
Bir tek gaye var, ne pahasına olursa olsun, vatan kurtarılmalı!Herkes yardan,serden geçmiş,tek gaye,düşmanı Gelibolu’dan püskürtmek,bu güzel vatanı,düşman çizmesinden kurtarmak.Canlarından vazgeçiyorlar, bu mukaddes dava uğruna!
Eğer bugün, dalgalanan nazlı bayrağımızın gölgesinde,huzur ile yaşıyorsak, bu yüce şehitlerimizi, isimli isimsiz kahramanlarımızı,yalnızca 18 Mart’larda, 30 Ağustoslar’da, 29 Ekim’lerde değil her zaman dualarımızda analım,şükranlarımızla yad edelim.
Belki onların yüzü suyu hürmetine, Rabbim bizlere, yine huzurlu,çekişmesiz tek yumruk olarak, birbirini seven sayan, kardeşçe duygularla yaşama imkanı verir.
YORUMLAR
Sevgili Handan hanım, yazınızda değindiğiniz gibi ne kınalı Hasan'lar kurban edilmiş bu güzel vatanımıza...Saçlarına kına yakan analar,bağırlarına taş basarak bile bile ölüme göndermişler evlatlarını...Ne çilelerle alınmış vatanımız...Şimdi bu bölünme çabaları niye? Çok güzeldi yazınız.Kaleminize sağlık...Sevgilerimle
handan akbaş
Bazı dostlar farklı düşünüyor olabilir veya ben farklı düşünüyorum diye eleştirebilirler. Aslında hamaset edebiyatı yapmayı da hiç sevmem, lakin diyeceğim şudur “Eğer bu memleket dışardan, içerden, yandan, kenardan, ortadan yediği, maddi manevi bunca darbeye, bunca kazığa rağmen hala dimdik ayaktaysa herhalde bu aziz şehitlerin yüzü suyu hürmetinedir”
Allah bize “Çanakkale Destanı” gibi bir nimet lütfetmiş, kıymetini yıllarca bilmemişiz.
Bu gün Japonların devamlı söylediği bir “gerçekleri” vardır. Eğer oto sanayi, elektronik sanayi vs gibi birçok sektörde bu gün Japonlar bir dünya markası, dünya devi ise “Hiroşima” nın milli şuurun oluşmasında nasıl bir çimento vazifesi gördüğünü anlatırlar gururla.
Oysa bundan 20-25 yıl öncesine kadar Çanakkale savaşlarının geçtiği, bir nevi açık hava müzesi olan topraklarda, sahillerde kan ve kemik karışımı asil mirasın rantiyeye, şantiyeye ikinci kez kurban edilişine şahit oluyorduk. Plajlar, yazlıklar vs vs. Hani derler ya “kötü komşu mal sahibi yaparmış, ” Allah Anzak’lardan razı olsun, sayelerinde onlardan utandık da bir şehitliğimiz oldu.
Şükrolsun gitmek nasip olmuştu, görmüştüm, o haliyle bile içim sızladı. Ezineli Yahya Çavuş şehitliği neredeyse yazlıkların kenarında sığıntı gibi duruyordu.
Allah hepsinin ruhlarına gani, gani rahmet eylesin.
Saygılar, selamlar
handan akbaş
Saygılarımla...
Sevgili Handan, bu güzel günün anlam ve önemini yazıp biz dostlarınla paylaştığın için senine gurur duyuyoruz.
Allah vatanımızı her türlü taaruz ve beladan korusun. Şehitlerimizin kemikleri sızlamasın.
bizler vatanımızın bekçileriyiz. Hep beraber barış içinde yaşayacağız. Sonsuza kadar...
Sevgilerimle...
handan akbaş
Ablacığım, yazını okurken tüylerim diken diken okudum. Onlar kınalı kuzulardı ama koskoca birer adam gibi adamlardı.Onlara güç veren Ulu bir de önderleri vardı. Eşi benzeri bir daha bulunmayacak ve gelmeyecek ATATÜTÜRK. Hür isek, bayrağımız dalgalanıyorsa o Çanakkale Zaferi şehitlerine borçluyuz. O gücü onlara veren duygu ise vatan sevgisi ve iman gücüydü. Ve benim gözümde, şartlara ve eldeki silahlara bakıldığında Allah tarafından bizlere bahşedilen bir ilahi mucizedir. Allah bir daha ne Kurtukluş savaşı, ne de Çanakkale Zaferi nasip etmesin. Şunu söyleyeyim bir daha karşılaşırsak, vatanı koruyacak, vatanseverleri bulmak çok zor. Harika bir yazıydı. Yazan kalemini ve vatan aşkıyla yanan yüreğini kutluyorum. En derin sevgilerimle :)
Nermin Kaçar tarafından 3/18/2010 7:12:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
Nermin Kaçar tarafından 3/18/2010 7:14:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
handan akbaş
öyle savaşmak zorunda bırakmasın,sevgilerimle.
handan akbaş
Böylesi özel ve anlamlı bir günde kaleme aldiğınız Çanakkale Destanı ile ilgili yazınızı her Türk gibi göğsüm kabararak okudum. Bugün bu vatan varsa biz bunu şehitlerimize borçluyuz. Tüm şehitleriimizin mekanı cennet olsun. Birlik ve beraberlik konusunda da tekvücut olmak tabi ki çok önemli...Teşekkürler ediyorum. Saygılarımla...
handan akbaş
Daha bunlar çocuk diye, alış verişe göndermeye kıyamadığımız, on iki on üç yaşındaki kuzularını, bu güzel vatanı korusunlar diye, koç gibi kınalayıp orduya katıyor. Her köy kasaba
şenlik havasında, askerlerini gönderiyor şehit olmaya!!!
Büyük Başkomutan şöyle sesleniyor:
-Efendiler, ben size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum!
Bir tek gaye var, ne pahasına olursa olsun, vatan kurtarılmalı!Herkes yardan,serden geçmiş,tek gaye,düşmanı Gelibolu’dan püskürtmek,bu güzel vatanı,düşman çizmesinden kurtarmak.Canlarından vazgeçiyorlar, bu mukaddes dava uğruna!
peki şimdi ne uğruna,ne yapıyoruz değil mi?
eskiden vatanının bir kırık toprağı uğruna CAN koyuyolardı seve seve..Biz şimdi gerileyen topraklarımız için ne yapabiliyoruz değil mi?
Atamızın ve binlerce şehit olan canlarımızın,yardımcı olmak için didinen insanların bize sağladığı Laik Cumhuriyeti biz ne hallere getirdik değil mi?
Dökülen kanlar helal mi / haram mı diye uykularımız kaçıyor mu hiç?
Aziz insanların kemikleri kabrinde,bizim de hayatta yaşarken sızlıyor mu hiç??
Bu güzel,ders aldıran paylaşımınız çok teşekkür ediyorum
Öpülesi Alnınızı yürekten öpüyorum...
saygımla;
Handan hanım,günün anlam ve önemini kaleme aldığınız için çok teşekkür ederim.Her 18 martta içim bir başka oluyor.Şehitlerimizin,vatanı duvardan kale yapan kahramanlarımızın hakkını nasıl öderiz.Tüylerim diken diken oluyor.Bir,oniki-onüç yaşlarında düşmanla çarpışan yiğitlerimize bir de askerlikten kaçmak için her bi şeyi deneyen yeni nesil Türk evladına bakıyorumda,bu şehitlerimize yatıp kalkıp dua etmemiz gerektiğini anlıyorum.
Vatan onlara minnettar.Biz onlara minnettar.Çanakkale geçilmez!!
Tekrar teşekkürler...
handan akbaş
severek yerine getirmelidir.İki oğlum,uzun dönem OHAL'de görev yaptı,üçüncüsü de inşallah okulu bitince hazır asker.Biz bu mehmetçiklerimizin vatana canlarını siper etmesiyle ,evlerimizde huzurlu uyuyabiliyoruz.
Rabbim hepsini terör belasından korusun.Sağ salim tezkerelerini alıp ,sevdiklerine kavuştursun.Hiç kimseye,düşmanıma bile evlat acısı göstermesin.Sayılarımla...
GÜZEL YAZINIZI KUTLUYORUM,VATAN BÖLÜNEMEZ....ASLA BÖLÜNEMEZ.....TÜM ŞEHİTLERİMİZE TANRIDAN RAHMET DİLİYORUM....
ŞEHİTLERİMİZİ HERZAMAN SAYGIYLA ANALIM......
handan akbaş
ruhları şad, mekanları cennet olsun. sevgi ve saygılar.
Hikmet Özkul tarafından 3/18/2010 4:47:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
handan akbaş
hiç bir başbakanın şehitlerimizden kelle diye söz edebileceğini sanmyorum,belki yoruma açık,ya da maksadını aşan bir konuşmadır.
Hizmet için seçilip,bulunduğu makamın gereğini yapmayanlar ,seçmenleri tarafından cezalandırılır,saygılarımla.
Nilgün Akçay
Nilgün Akçay
Üç kere gitme fırsatım oldu Gelibolu yarımadasına....İlk gidişim içler acısıydı...Canla başla küçücük bedenler vatan millet diyerek savundukları ülkede pislikler içinde yatırılıyordular...Sonraki gidişlerim biraz su serpti yüreklere....Güzelleştirilip temizlenmiş bilgilendirilme olanakları tanınmış, velasıl güzel olmuştu..Tek gerçek vardı orada birliğin gücü esiyordu...Geçen gemilere, tepeden bakarak göz dağı veriyordu Türk'ün şehidi...
Bir de o şehidlik anıtının altında müze olduğunu biliyormuydunuz?
Çocuklarımızı tatilden önce buralara götürüp gerçek değerlerle buluşturma görevini üstlenmemiz gerektiğini de söylemeden edemeyeceğim...Çok teşekkürler anlam dolu yazınız için...
elemm tarafından 3/18/2010 11:29:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
handan akbaş
Size katılıyorum,imkanı olup yolunu uzatarak,hepimizin önce çocuklarımıza ,bütün yurdumuzdaki şehitlikleri ziyaret ettirip,o ruhu taze tutmalıyız,saygılar.
handan akbaş
BİRAZ ÖNCE BİR ARKADAŞA DAHA YAZMIŞTIM ÇANAKKALE İLGİLİ... orada omuz omuza çarpışıp şehit düerek yan yana yatanların vatan ettiği bu toprakalarda hiç bir şeyin kıymetini bilmiyoruz...
çanakkaeyi gezerken orada yurdun dört bir yanından kınalı kuzuların yattığını görmekten çok etkilenmi,ştim..57.alayın bir askeri dahi kurtulamamış hepsi şehit düşmüş..Savaşa gönüllü katılan tıbbıyeliler de öyle...
orada yatanlara bedrin şanlı arslanlarına bize bıraktıkları bu ülke için sev giler saygılar diyor ve fatihalar yolluyorum aziz ruhlarına...
seviglerle
handan akbaş
Yurt savunmasında yaş sorunu olamaz eli silah tutsun yeter. Biz Atatürk çocuklarıyız onun idealleri ile büyüdük yapmamız gereken tek şey onun izinden ayrılmamız. Tüm şehitlerimizin ruhu şahd olsun mekanları cennet olsun bizler de onların kemiklerini sızlatmayalım yeter. Sadece belli günlerde değil her zaman şehitlerimizi analım. Güzel yazınız için sizi kutluyorum saygılarımla