Meçhule Yazılmış mektuplar-22
Gönlümün en hassas en mutena yerinden sımsıcak bir merhaba…
Ey muhayyel peri, ey edasıyla gülleri kıskandıran dilârâ! Kaprislerine gönlümü râm eyleyen.
Böyle uzun bir girizgâhtan sonra, gelelim asıl konuya…
Bu sabah da yüreğimde senin delişmen sevdanla uyandım. Yine nüksetti sana yazma itiyadım.
İyi ki kâğıtla kalem gibi iki vefalı, kadim dostum var. Onlar dahi senin gibi olsaydı ne yapardım! Özümü özlem deryasına saldığın günden beri, iki vefalı dost dert ortağım. Ne kınarlar, ne hâlime gülerler. Gönlümden dökülenlere yüksünmeden mihmandarlık ederler. Her hâlime katlanırlar…
Şayet, adresin meçhul olmasaydı; bir mektubum sana ulaşsaydı bunu sen de anlardın.
Kim bilir?! Şimdi senin meçhul ve muhayyel ikliminde çiğdemler açmış, sümbüller tebessümde, lâleler de yoldadır. Lâkin, senin gittiğin günden beri, ben buzul çağındayım. Buyuyorum nefesinin özlemiyle. Hurufata da sözüm geçmez oldu. O yüzden, belli bir düzene sahip değil yazdıklarım. Ruhumdaki hercümerç yazdıklarıma da yansıyor. Sellemehüsselam mektuplarım.
Ey muhayyel beldenin muhayyel perisi!
Şeksiz şüphesiz aşka imanım. Kayboluyor gözlerini düşününce kaygılarım.
Yine yüreğimde yoğunluğun, dilimde pelesenk güllü adın. Bu dağınık satırları karaladım. Çünkü hasretin girdabında toparlanmaya vakit bulamadım.
Sensin hasretimin içini dolduran gül. Sensin ıtırına doyamadığım. Ve cümle şarkıların çağrıştırdığı efsane adın.
Gittin; ama en güzel hâlinle hayalimde kaldın. Muhayyilemden hiç çıkmadın, çıkmayacaksın, çıkamayacaksın… Yüreğimde esir kaldın. Esaretin en güzle gülü adın. Bir vefa semtine uğramadın. Bir aşk namemi okumadın. Gönlümü vefasızlığınla esir aldın. O günden beri esaretin en rütbesiz çerisiyim. Sen kumadansın.
Benim aşk meydanda künyem okunmaz. İçini sen doldurursun şiirlerin şarkıların. Kendinle ne kadar gurur duysan yeridir. Bencileyin kelamla arası hoş olmayan bir kemteri şiir bahçesine bahçıvan, hizmetkâr yaptın. Sana şiirler yazdım. Bu mektubumun eline ulaşmasını o kadar çok istiyorum ki, beni belki o vakit anlardın. Artık nokta olsun selâmım.
Ankara,18.03.2010 İbrahim KİLİK
YORUMLAR
''Ey muhayyel beldenin muhayyel perisi!
Şeksiz şüphesiz aşka imanım. Kayboluyor gözlerini düşününce kaygılarım
.........
Sensin hasretimin içini dolduran gül. Sensin ıtırına doyamadığım. Ve cümle şarkıların çağrıştırdığı efsane adın. ''
Duman tütüyor yine, mektubun bir köşesinden...